Bölüm 18

67 6 3
                                    

Keyifli okumlar!

Şarkı - Düşler Sokağı

Şarkıları açalım arkadaşlar!

Öyle dertler var ki bu dünyada... Ve bu dertler karşısında dimdik duran insanlar...

Onların hikâyelerini dinlemek, kendi derdini unutturuyor insana. "Ben gerçekten ne kadar da küçük şeylere üzülüyormuşum." Dedirttiriyor insana.

Nereden mi biliyorum?

Az önce tam da bunu yaşadım da ondan.

Yatakta dönüp duruyor, uyumaya çalışıyordum. Olmuyordu, bir türlü dalamıyordum. Büyük bir sinirle yattığım yerde doğruldum. Etrafıma baktığımda her yerin karanlık olduğunu fark ettim. Kızlar çoktan uyumuştu.

Eğilip yatağımın yanında duran masa lambasını açtım. Oda biraz daha aydınlanınca kulaklarıma bir horlama sesi geldi. Kimin horladığını anlamak için odayı daha dikkatli inceledim. Gördüğüm kişi sessizce gülmeme neden oldu.

Horlayan kişi Rüya'dan başkası değildi.

Acaba onu şimdi videoya çekip sabah izletsem, bana ne yapardı.

Gülerken aniden boğazımın acıdığını fark ettim. Aşırı susamıştım. Yataktan kalktım ve çalışma masasının yanına gittim. Yanlış hatırlamıyorsam burada bir yerde bir sürahi olacaktı.

Masanın yanına gittiğimde gördüğüm manzara isyan etmeme neden oldu. Sürahi bomboştu! Bize mutfağın yolları görüldü desenize.

Uyku sersemi bir şekilde odadan çıktım ve mutfağa girdim. Hemen kendime bir bardak su doldurdum. Fakat o kadar çok uykum vardı ki suyu bile içemiyordum.

Bardağı tezgaha koyup hemen yanımda duran masaya oturdum. Kollarımı yastık gibi kullanarak başımı masaya yasladım. Ve anında uykuya daldım...

...

Ayak sesleri duyuyordum. Uyanık değildim ama pek de uyuyor sayılmazdım. Gözlerimi açamıyordum, hareket edemiyordum.

Ayak sesleri yakınlaştı. "Pınar?" diye seslendi biri. Tamamen bilinçsiz bir şekilde "Efendim." Dedim. Şu an ne yaptığımı bilmiyordum.

"Sana inanmıyorum. Bu soğukta, burada uyunulur mu?" diye söylenmeye başladı sesin sahibi. Sesi çok yorgundu.

Sesin sahibi saçımı okşayarak söylenmeye devam etti, "Asla akıllanmayacaksın."

Peki sonra? Sonrası yok.

Sesler aniden kesildi ve ben yine derin bir uykuya daldım.

...

Aniden gelen soğuk hissiyle titredim ve yorganı üstüme çektim. Bir dakika, bir dakika... Az önce ne yaptım ben. Yorganı üstüme mi çektim. Yorganı mı?

Gözlerimi hızla açtım ve etrafa bakındım. İnanmıyorum. Odamdaydım. Ben en son mutfakta uyumamış mıydım? Ne yani rüya falan mıydı?

Gamze esneyerek "Günaydın." dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım. Hafif bir gülümseme ile ona karşılık verdim. "Nasılsın?" diye sordu birden.

Şaşkınlıkla "Anlamadım" deyince sorusunu yineledi, "Nasılsın?"

"İyiyim. İyiyim de neden sordun?" diye sordum merakla. Hiç beklemediğim bir şekilde "Tüm gece sayıkladın. O yüzden sordum." Deyince daha da şaşırdım. Ben ve sayıklamak mı?

"Ne dedim?" diye sordum bir anda. Nedensizce merak etmiştim. "Bilmem, hatırlamıyorum."

Of ya, çok merak etmiştim oysaki.

TUTSAKWhere stories live. Discover now