Bölüm 2

225 11 3
                                    

Keyifli Okumalar!

Korkuyla gözlerimi açtığımda gözüme vuran ışık yüzünden hiçbir şey göremiyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Korkuyla gözlerimi açtığımda gözüme vuran ışık yüzünden hiçbir şey göremiyordum. Refleks olarak gözlerimi kapadım ve elimle ovuşturdum. Gözlerimi tekrar açtığımda ise ışık artık gözlerime vurmuyordu. Bana doğru uzanan bir el fark ettim. Korkuyla ayağı kalktım ve geri çekildim. O sırada Rüya ve Gamze'nin hala yerde olduğunu gördüm. Tekrar ileri baktığımda ise karanlık yüzünden neredeyse hiçbir şey göremiyordum. Koridoru sadece karşımdaki kişinin telefonundan çıkan ışık aydınlatıyordu. Ellerini yukarı kaldırdı ve "Hey, sakin. Korkmana gerek yok." dedi. Sesin tonundan bir adam olduğunu anladım.

Rüya ve Gamze de hızlıca ayağı kalkıp benim yanıma geldiler. "Kimsiniz?" diye sordu Gamze tereddütle. "Asıl siz kimsiniz?" diye sordu başka kalın bir ses. "Soruya soruyla cevap vermek ha? İyi numara!" diye bağırdı Rüya.

"Hey hey, sakin. Öncelikle şuradan başlayalım, biz sandığınızın aksine katil falan değiliz. Yani korkmayın." dedi biraz önceki ses. "Nereden belli? Sen bizi aptal mı sandın?" diye sordu Gamze. "Hayır hayır. Bakın akın yanlış anladınız. İzin verin size kendimi tanıtayım. Ben Özgür. Yanımdakiler de Volkan ve Murat." dedi yine aynı ses. Sessizlik oldu.

Sessizliği bozarak "Bende Pınar. Yanımdakiler de Rüya ve Gamze." dedim. "Tamam, peki Pınar bu saatte bu koridorda ışık olmadan ne yapıyordunuz?" dedi Özgür. "Bu seni hiç ilgilendirmez!" dedi Rüya agresif bir tavırla. Rüyayı aldırmadan "B-biz şeyden korktuk yani... Şeyden işte." dedim. Ağzım bir türlü ceset diyemiyordu.

 "Neyden?" diye sordu Özgür. Gamze sözü devraldı ve "C-Cesetten..." dedi. Başka bir ses "Ne!" diye bağırdı ve "Ben demiştim. Gidelim buradan demiştim! Al işte karşımızda katil var!" dedi. Bir anda "Abartın!" diye bağırdım. 

"Aaa yeter! Sakin olun bir! Daha birbirimizin yüzünü bile göremiyoruz! Ve eğer aramızdan biri katil değilse bile şu anda burada ölme ihtimalimiz çok yüksek! Çünkü karanlık yüzünden tamamen savunmasızız! Önce bir aydınlığa geçelim sonra ne yaparsanız yapın!" dedi başka bir ses. "Doğru söylüyorsun Murat. Hadi düşün peşime ben yolu aydınlatırım." dedi Özgür.

Bir süre yürüdükten sonra nihayet aydınlık bir yere geldiğimizde birbirimizin karşısına geçtik. Tam önümdeki çocuk konuşmaya başladı ve "Tekrardan size kendimi tanıtayım ben Özgür." dedi. O an benzerliğimiz karşısında donup kalmıştım. Birbirimize o kadar benziyorduk ki. Onun da benimki gibi masmavi gözleri, açık kahverengi saçları vardı. Benim başka bir versiyonumdu adeta... Siması da çok tanıdıktı ama bir türlü çıkaramıyordum.

Eliyle sağdaki kızıl saçlı, kahverengi gözlü çocuğu gösterdi ve "Bu Volkan." dedi. Ardından eliyle bu sefer soldaki yeşil gözlü kahverengi saçlı çocuğu gösterdi ve "Bu da Murat." dedi. Bir süre daha öylece kaldıktan sonra sıranın bizde olduğunu anladım. "Ben Pınar." dedim. Elimle sol tarafımda kalan Rüyayı gösterdim ve "Bu Rüya." dedim ve ardından sağımda kalan Gamzeyi göstererek "Bu da Gamze." dedim.

"Memnun olduk. Peki şimdi söyleyin bakalım neyden kaçıyordunuz?" dedi Murat. Korkuyla konuşmaya başladım ve "Bilmiyorum. Yani birden cesedi öyle görünce koşmaya başladık." dedim. "Nerede?" diye sordu Özgür. "Gelin." dedi Gamze. Yürümeye başladık.

Malzeme odasının yakınlarına geldiğimizde adımlarımız yavaşlamaya başladı. Ürkek adımla ile devam ettik. Yerde hala kan vardı. Kapının önünde durduk. Altımızda kapıyı açmaya bir türlü cesaret edemedik. En Sonunda Volkan öne atılarak "Aman be ne korkak çıktınız." dedi. Her ne kadar böyle dese de korktuğu sesinden belliydi. Kapıyı hızlıca açtı ve öğürerek geri çekildi. Ardından "Bu koku ne lan!" diye bağırdı ve eliyle burnunu kapadı. Sonra telefonunun ışığını açtı ve içeri girdi. Bizde hemen arkasından odaya girdik. Tam o sırada Volkan yerdeki cesedi görüp Özgürün arkasına doğru kaçtı ve ağzından bir küfür savurdu. Özgür de cesedi görünce olduğu yerde donup kalmıştı. 

Murat öne atılıp cesede yaklaştı ve "Biz bunu nereden tanıyoruz?" diye sordu. "Ceren..." dedi Özgür zorlukla. "Tanıyor muydunuz?" diye sordu Gamze. "Evet, bizim sınıfımızdaydı." dedi Özgür.

"Olum nereden anladın? Kızın yüzü kan içinde." diye sordu Volkan şaşkınlıkla. Özgür Volkanın dediklerini duymazdan gelerek "Asya'nın yakın arkadaşıydı. Hep beraberlerdi." dedi. "Bahçede Asya öldürülürken orada olduğunu ama katili arkası dönük olduğu için tam göremediğini söyledi. Arkasını görmüş. Siyah yelekli bir kızmış." dedi Murat sözü devralarak. "Hocalara söylemeye gidiyordu..." dedi Özgür. 

Kısa bir sessizliğin ardından "Eee ne yapacağız bununla?" diye sordu Rüya. "Nasıl ne yapacağız? Kimse kusura bakmasın ama ben buna dokunup parmak izi falan bırakmam!" dedi Volkan hiddetle. "Haklı." dedi Gamze. "Hey, onu burada böyle bırakamayız!" dedi Murat.

"Ne istiyorsunuz siz ya? Dertsiz başımıza dert mi edinelim!" dedi Volkan öfkeyle. "Onu burada böyle mi bırakalım!" diye bağırdım kızgınlıkla. Ortam acayip gergindi. N e yapacağımızı bilmiyorduk. Evet, tabii ki onu burada bırakmayacaktık ama nereye götürecektik? Ne yapacaktık? Hadi bunları da geçtim, ya kızı götürürken biri bizi görürse? İşte o zaman işin içinden çıkamazdık.  Ama onu burada da bırakamazdık.

 "Tamam, pekala. Hadi götürdük diyelim. Nereye götüreceğiz?" diye sordu Volkan. Biraz düşündükten sonra "Buldum! Okulun arkasındaki bahçeye gömelim." dedim. "Nasıl olacak o iş?" diye sordu Özgür merakla. "Önce buradan birkaç kürek alıp arka bahçeyi kazarız sonrada kızı götürürüz. Daha güvenli olur. Bu sırada 1-2 kişi de gözcülük yapar." dedim. "Tamam. Ben gözcü olurum. Hiçbir yere elimi sürmem." dedi Volkan. "Tamam da küreği nerenden bulacağız?" diye sordu Gamze. Rüya "Şu köşede bahçe eşyaları var." diyerek Gamzenin sorusunu cevapladı.

"Tamam hadi öyleyse herkes bir tane alsın da işe koyulalım." dedi Özgür. "Ben dokunmam." dedi Volkan tekrar. "Aman sen dokunma Volkan. Sonra başına bir iş gelir falan. Biz hallederiz." dedim gözlerimi devirerek.

Kürekleri aldık ve arka bahçeye geçtik. Toprağı kazmaya başladık. İşimiz bittiği zaman okula girerken Rüya ile Volkan bize gözcülük yaptılar. Malzeme odasının önüne tekrar geldiğimizde ise ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadık. Kapı kapalıydı ve önünde kandan bir iz dahi yoktu. Murat tereddütle kapıyı açtı ve gördüğümüz karşısında ikinci bir şok yaşadık.

Oda toplanıp temizlenmişti ve ceset gitmişti. Yoktu. İyi de bu nasıl olabilirdi? Biri bizden önce mi davranmıştı. Ama bu imkansızdı! Ne olmuştu? Nasıl olmuştu? Aklım Almıyordu! Kafayı yiyecektim. Ama maalesef tek bir gerçek vardı ki ceset ortada yoktu. Biri gelip hem cesedi götürmüş hem de her yeri temizlemişti...

                                                                            BÖLÜMÜN SONU

Tekrar merhabalar! 2. bölümü nasıl buldunuz? Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. 

Instagram @aysee_karaoz_


TUTSAKWhere stories live. Discover now