the language of flowers ♥︎ minsung

35.

Düğün 🤵🏻🤵🏼👨‍❤️‍💋‍👨

-

Lee Felix, toplum ile ilgili dersler alırdı. Birlikte yaşadığı insanların mutluluğu için çabalar, hepsinin huzurlu olmasını isterdi. Herkes sağlıklı olmalıydı. Kimse üzülmemeliydi.

Lee Felix, toplumla ilgilenirdi ama doğayı unutmazdı. İnsanların mutluluğu için çabalarken onlar için yaşam alanı olan doğayı da korurdu.

Ve kale kentinde herkesin düğünü birbirinden farklı olurdu.

Lee Felix böyle biriyken düğünün doğayla kucaklaşan bir düğün olmasına kimse şaşırmamıştı. Herkes çizmelerini giymiş, eldivenlerini ellerine geçirmiş, onlara dağıtılan fidanları ekmeye başlamıştı.

"Beyaz bir kıyafet giymemeliydim." dedi Jisung, elleri ile kıyafetini kontrol ederken. Herkes ağaç dikerken o kenarda duruyordu.

"En azından konseptle uyumlu." Jeongin, prensini iyi hissettirmek istedi. "Doğayla iç içe olan düğünde papatya gibi görünüyorsunuz."

Evli omega, arkadaşının söylediği şeye güldü sadece. Bitki ekmesi gerekirken bitkiye dönüşmüştü. Herkesin arasında duran ve kalabalık içerisinde kendini belli eden küçük bir papatyaydı.

"Üzerimi değişmek istiyorum. Düğün etkinliklerine katılamayacağım böyle." Jisung'un günlerdir söylediği şeydi. Düğünün nasıl olacağını duyduğu an, başka bir kıyafet giymek istediğini söylemişti. Minho ise kendi düşlediği kıyafeti prensin üzerinde görmek istediğini söylemişti. Jisung'un bu çamurlu alanda beyaz kıyafetleriyle durma sebebi buydu.

"Efendim," dedi Jeongin emin olamayarak. Yine eski Jeongin gibi düşünüp düşünmediğinden emin değildi. "Prensin herkesin içinde çamura bulanması hoş olmazdı zaten."

Jisung, arkadaşına bakıp iç çekti. Saray dışına çıktığı an prens unvanının da dışına çıkmak istiyordu. Herkesle rahat olmak, gereksiz saygı görmemek istiyordu. Ne var ki, Jeongin gibi düşünenlerin sayısı epey fazlaydı.

"Tüm düğün boyunca ne yapacağız ki?" dedi omuzlarını düşürüp. Jeongin bakışları düşen omuza kaydı ama hiçbir şey demedi. Jisung ise fark ettiği bakışlarla duruşunu dikleştirdi tekrardan. Kıyafeti yüzünden fazlasıyla dikkat çekerken zarif bir duruşu olsun istiyordu, insanlar onun hakkında kötü yorumda bulunmasın.

"Papatya Prens ve Bang Hyung!" Haebom koşarak gelip Yang Hyung'unun bacağına sarıldığında Jisung ne yapacaklarını bulmuştu.

"Haebom-ah." dedi dizlerini kırıp küçük çocukla aynı boya gelirken. "Felix için papatyadan taç yapalım mı?"

Haebom emin olamayarak bir Jeongin'e bir de prense baktı. Daha önce yaptıkları taçlar biraz büyük olmuştu.

"Yüzük yapalım." dedi ufaklık aklına gelen şeyle. Yüzük yapması daha kolaydı.

Jisung papatyadan yüzük yapma fikrini beğenmişti. Felix'in düğün yemini edeceği bir an vardı ve orada papatyadan yüzüklerini takabilirlerdi. "Yüzük yapalım." Heyecanla başını sallarken onayladı küçüğü.

Üç omega, evlenecek çift için ayrılan masaya gidip oturdu. Çiçeklerle süslenmiş masada asıl sahibi oymuş gibi duruyordu papatya prensleri.

Haebom, masadaki çiçekleri koparırken tombul elleri kabaca hareket ediyordu. Jeongin düşmemesi için küçüğü tutarken Jisung, Haebom'un yetişemediği yerdeki papatyaları koparıyordu.

"Yüzük için bu kadarı yeter bence." dedi Jisung, Haebom'un masadaki süsleri daha çok dağtmaması için. Üçü de şimdi ellerine aldıkları papatyalarla yüzük yapmaya çalışıyordu.