15.

4.6K 652 429
                                    

Alfa, sarışın omegayı havaya kaldırıp etrafında döndürürken Felix, uçma hissine eşlik eden belindeki güçlü ellerin tam yerini bulduğu hissiyle kocaman gülümsüyordu. Changbin'in de yüzünde bir o kadar büyük bir gülümseme vardı.

Felix'i yüksekte gören Mina ise koşarak onlara giderken çarptığı omeganın, alfanın üzerine devrilmesine sebep olmuştu.

"Kollarıma atlamak için yer araman çok duygusal." dedi Hyunjin sinir edici gülüşünü dudaklarına yerleştirirken. Seungmin'in istediği gibi sinirlendiğini ve yanaklarının öfkeyle kızardığını gördüğünde kıkırdayarak ondan uzaklaşan omeganın saçını çekti.

"Hwang Hyunjin!" diye bağırdı Seungmin ve ona vurmak için döndüğü an, koşarak kaçan alfayı kovalamaya başladı. "Düğün günü demem ayağımın altına alırım!"

Hyunjin, kalabalığın arasından uzaklaşıp surların karanlık kısmına doğru ilerlerken adımlarını yavaşlatıp onu takip eden omegaya döndü. "Kendi düğünümüzde de kovalar mısın?"

Seungmin duyduğu soru ile koşmayı bıraktığında Hyunjin ile aralarında uzun bir boşluk vardı. Düğün sesi boşluğu doldurmak için çırpınırken omega şaşkınlıkla kalmıştı.

"Bizim." diye bastırdı Hyunjin. Onların birlikte olan düğünlerinden bahsediyordu.

"Kafanı duvara mı vurdun?" Seungmin, kendi gerginliğini yansıtmamak için şakalaşmayı seçti. Hyunjin yine o kötü esprilerinden birini yapıyor olabilirdi ve omega, kazayla duygularını açığa çıkarmak istemiyordu.

"Konuşmamızın odak noktası kalbim olmalıydı." dedi Hyunjin sırtını duvara yaslarken. Seungmin onu reddederse olduğu yere yığılmamak için destek alıyordu.

Omega iyice gerilmeye başlamıştı. Savunmasız ve tereddüt içindeki gül kokulu feromonlarını yayıyordu etrafa.

Hyunjin burnuna dolan feromonlarla gözlerini kapatıp kokuyu içine çekti hafif bir tebessümle. Anlamını bulamıyordu ama ona kötü hissettirmediğine emindi. Seungmin'e ait hiçbir şey ona kötü hissettirmemişti.

"Kaçan kovalanır taktiğini yanlış kullandım sanırım." dedi kendine gülerken. Sürekli omegayla uğraşırdı, onun kızgın yüzü hoşuna giderdi. Omega ise sürekli alfayı kovalardı, hep arkasındaydı o hoş yüzü ile.

"Şimdi kovalama sırası bende."

Hyunjin, Seungmin'in sessiz kalması ve çekingen feromonları ile yaslandığı duvardan ayrıldı. Birkaç büyük adımda aralarındaki mesafeyi sıfıra indirip yüzünü omeganın yüzünü kapatacak konuma geldi.

Seungmin, alfanın ona yaklaşması ile gözlerini sıkıca kapatmış dudaklarına uygulayacağı baskıyı bekliyordu. İrkilip kendini geriye çekmemiş ya da kandırıldığından korkmamıştı. Hyunjin'in onu öpeceğinden emindi.

"Kaçmalısın." diye fısıldadı alfa, omeganın pembe dudaklarına doğru. Onu şuracıkta öpmemek için kendiyle bir savaş veriyordu.

"Kaçarsam yakalayamazsın." Seungmin, istekli çıkan cümlesi ile çenesini hafifçe kaldırdı. Bu hareketiyle dudakları arasındaki mesafe gittikçe azalırken alfadan gelen o şaşkın ve mutlu feromonları alabiliyordu.

Omega, ellerini usulca kaldırdı. Tüm vücudu ağırlaşmış gibiydi ve yer çekimi ile bir savaş veriyordu. Zorlukla kaldırdığı elinin titremesine engel olamazken Hyunjin'in yanaklarına yerleştirdi onları.

"Ben kovalamaya alıştım." dedi dudakları arasındaki son mesafeyi de kapatmadan önce. Kalbinin atışını kendi dudaklarında hissediyordu. Hyunjin'in dudaklarını hareket ettirmesi ile kendi dudakları üzerinde hissettiği kalp sayısı ikiye çıkmıştı.

the language of flowers ♥︎ minsungМесто, где живут истории. Откройте их для себя