❦ ONUN ELLERİNDEKİ GÖZYAŞLARIM / BÖLÜM ●42●

Start from the beginning
                                    

"O zaman gel tanışalım." demem üzerine Eray, başını onaylar anlamda sallayarak beni onların yanına doğru götürmeye başlamıştı. Vural da yanımızda ilerlemek için bir hamle yapmışken onu durduran farklı bir misafir, mecburen sohbete dahil olmasına neden olmuştu ve biz de onu ardımızda bırakmıştık.

Kalp atışlarım yerinden çıkacakmış gibi atarken Eray'ın elini belimden çekip kimsenin bana dokunmamasını bas bas bağırarak dile getirmek istiyordum ama onun yerine sakin bir şekilde topuklularımın üzerinde zarif bir hâlde ilerlemem gerekiyordu.

Yanlarına geldiğimizde beni ilk fark eden Tuğba olmuştu. Gözleri beni görmeyi beklemiyormuş gibi kocaman açılırken hemen ardından bize dönen Müzeyyen Hanım yeni bir misafirine selam vermeyi bekliyormuş gibi kocaman gülümsemesini gözler önüne sererken beni görmesi ile yüzündeki ifade bariz bir şekilde yok olmuştu.

"Merhaba." derken dudaklarıma kondurduğum gülümseme, onların hâllerine inat takındığım bir tavırdı ama ilk toparlanan kişi de Müzeyyen Hanım olmuştu.

"Merhaba." dedi ve yanımda duran Eray'a dönüp baktı.

"Oğlum?"

"Tanıştırayım, Müzeyyen Teyze, Tuğba Vural'ın kardeşi; Ayza, kız arkadaşım." demesi ile içime derin bir nefes alıp hapsetmek zorunda kalmıştım çünkü karnıma yumruk yemiş gibi hissediyordum.

Eray, bu hikâyenin tam olarak neresinde yer alıyordu?

Müzeyyen ve Tuğba duydukları ile bir an afallasa da bozuntuya vermeden ikisi de anında ellerini bana uzatmışlardı. Havada duran ellerine yukarıdan tiksinerek bakarken ellerini tutma gereksinimi duymadan gülümsedim.

"Kusura bakmayın, ellerim terledi de." dememle bozulan iki kadının sorun yapmadan ellerini geri çekmelerini izledim. Ne yapacaklarını bilemedikleri hâllerinden belliydi ama umurumda bile değildi.

Ben, eski Ayza değildim.

"Eray, oğlum. Annenden uzun süredir bir kız arkadaşın olduğunu duymuştum." diyen Müzeyyen Hanım, ilk an kekelese de hemen ardından çabucak toparlamıştı. Bu kadın, şeytana pabucunu ters giydirirdi.

"Evet Müzeyyen Teyze, Ayza ile birlikte okuduk. O işletme öğrencisiydi. Ben de yüksek lisansımı ve doktoramı yaparken ona eşlik ettim." demesi ile tedirgin olan Müzeyyen Hanım'ın gözlerinin bana hızlıca uğrayıp kontak kuramamasından anlayabiliyordum.

"Çok sevindim oğlum. Çok yakışıyorsunuz." demesi ile cinlerimin tepeme çıkması uzun sürmemişti. Oğulları kadar kendilerinin de iki yüzlü olması beni çileden çıkartıyordu.

Tam da o sırada Tuğba'nın yanına gelen eşi, Tuğba'ya bir şey sormaya hazırlanıyordu ki beni görmesi ile olduğu yerde kalakaldı.

Yavuz... Beni görmeyi beklediği en son insanmışım gibi karşılarken kaşları çatıldı ve bir şey söylemek istedi ama hemen ardından onun elini tutan Tuğba, bunun üzerine bir set çekmeyi başarmıştı.

"Aşkım, Eray'ın sevgilisi Ayza'yla tanış. Birlikte Yale'de okumuşlar." demesi ile Yavuz şaşkın bir şekilde bir Tuğba'ya bir de bana baktı. Eray'a gözleri kayarken durumu anlamlandıramadığı bariz belliydi ve ne tepki vereceğini bilemez bir hâlde bana bakıyordu.

Onunla ben gittikten sonra iletişimi kesmemiştik ama eskisi kadar samimi bir şekilde de konuşmuyorduk. Sanki onun bana olan aşkını ve benim ona olan duygularımı görmezden gelmeye ant biçmiş gibi konuyu kapatırken son iki yılda çok az sohbet eder olmuştuk. Bundan memnun değildi. Farkındaydım. Yine de Koçark ailesine uyum sağlamış bir şekilde bana selam vermişti.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now