|61|

19.5K 1.7K 593
                                    


Elindeki termos bardağının içindeki sıcak çay ve battaniye ile site binasından çıkan kadın, küçük çam ağacının dibinde oturan adama doğru ilerledi. Esmer adam oturduğu yerde başını eğmiş, düşünceli bir şekilde oturuyordu. Kulağında kulaklıkları vardı, müzik dinliyordu fakat düşünceli olduğu her halinden belliydi.

Yanına gelen kadını fark etmedi. Ta ki kadın onu dürtene kadar.

Omzundan dürtülen adam hızla kafasını kaldırıp tepesinde dikilen kadına baktı. Ellerini kulaklıklarına götürüp çıkardıktan sonra "Yenge?" diye mırıldandı.

"Üşümüşsündür." dedi kadın kalın battaniyeyi uzatırken. Ahmet battaniyeyi sırtına aldığında daha sonra kadının uzattığı termos bardağını da aldı.

"Sağ olasın yenge." dedi mahçup bir sesle.

"Hava çok soğuk, hasta olacaksın. Evine git oğlum." dedi kadın.

"İyiyim ben böyle. Kafam rahat etmez yoksa. Cengiz nasıl?" diye sordu hemen meraklı ve endişeli bir sesle.

Gülümsedi kadın. "İyi." dedi.

Ahmet kadının yüzündeki ifadeden ne anlaması gerektiğini kestiremedi. Kadın bir süre ona baktıktan sonra yavaşça genç adamın yanına çömeldi ve onun gibi çam ağacının dibine oturdu.

Omuzlarını düşürüp bir nefes veren kadının yandan profiline baktı Ahmet.

"Bu zamanın geleceğini hiç düşünemedim." diye söze başladı kadın. "Bu sır bizimle birlikte mezara gider, yaşayıp gideriz diye düşünmüştüm. Öyle olmadı işte. Her şeyi geçtim, helak oldu çocukcağız. Hepimize karşı aslında içten içe çok sinirli ve kırgın."

Ahmet parmaklarını sardığı sıcak bardağın ellerini ısıttığını hissederken biraz daha sıkı kavradı.

"En çok da bana." diye mırıldanan esmer adama döndü kadın.

"İnsan en çok sevdiğine kırılır." derken göz gözeydi ikisi de. "Cengiz seni çok seviyor."

Ahmet bir an için tedirgin oldu. "Ben de onu çok seviyorum. K-kardeşim ne de olsa." derken gülümsemeye çalışıyordu.

Kadın da gülümsedi. "Birlikte olduğunuzu biliyorum. Cengiz söyledi. Gerçi ayrılmışsınız..."

Afalladı Ahmet. Kadının gözlerine bakarken hızla bakışlarını kaçırdı. Başını diğer tarafa çevirirken gözlerini kapatıp açtı kısa süreliğine. Utanmıştı. En çok da mahçup olmuştu. Yıllardır abilik yaptığı oğluna başka gözle bakan bir adam olarak görüyordu kadın belki de.

Kadın onun çekinen haline bakarken gülümsemesi büyüdü. Elini kaldırıp esmer genç adamın omzuna koydu.

"Çekinme oğlum."

"Yenge ben özür dilerim." dedi Ahmet direkt. Yüzünü eğerken gözlerini kadının yüzüne çıkaramadı.

"Neden?"

Bir nefes verdi. "Ben... Kusura bakma, çoğu zaman bana emanet ettin sen onu. Ama yemin ederim yeni olan bir şey. Allah belamı versin köydeki zamanlarda falan asla ona başka gözle bakmadım. Kardeşim bildim, baktım gözüm gibi. Sakın kötü düşünme. Yemin ederim-"

"Tamam Ahmet tamam." dedi kadın gülerek, hırslı ve hızlı konuşan adamın sözünü keserek. "Bilirim ben seni oğlum, sen merak etme."

Ahmet bakışlarını kadının yüzüne çıkarırken omuzlarını düşürdü.

Bir süre sessizlik oldu.

Bir açıklama yapma gereği hissetti Ahmet.

"Aslında hiç böyle bir niyetim yoktu ama oğlun çok inatçı." dedi hafif bir gülümseme ile. "Ben nasıl oldu anlamadım ama... Yüreğime sevgisi düştü işte. Karşı koyamadım." dedi ve çekinerek boğazını temizledi.

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin