|23|

34.9K 2.7K 2.6K
                                    


Merhabaaaaaa, aslında dün atacaktım fakat hastalandım çok kötü yazmaya halim yoktu erken uyudum. Yine hastayım ve yarın sınavım var ama bekletmeyi istemedim sevmiyorum, bir geçiş bölümü yazayım dedim. Yine günde iki bölüm atmak istiyorum o yüzden dua edin ehliyet sınavım güzel geçsin bebeklerim:**

İthaf: Ankammyyy

-

Elini çenesine yaslamış dişlerini sıkarak boşluğa bakarken dizini hırsla sallıyordu.

Kaşlarını çatarak esmer adama baktu Murat. Saatlerdir böyle sinirli sinirli oturuyordu. Öyle kafası gidikti ki ona söylenenleri duymuyordu. Sanki kendini her şeyden soyutlamıştı ve zihnindeki düşüncelerde boğulmuştu.

Levent'in sözlerinden sonra adeta kendine gelemedi. Öyle sinirli hissediyordu ki kendine hakim olamıyordu. O adamın Cengiz'e olan ilgisi aşırı derecede sinirini bozmuştu.

Aklına hiç gelmedi. Cengiz'in kendisinden vazgeçip de başkasıyla olacağı aklına gelmedi. Ya da böyle Levent gibi bir adamın Cengiz'i tavlamak isteyeceğine. Alışkanlık kötüydü. Cengiz'in kendisine olan aşkına ve ilgisini alışmış kendisi şu an rahatsızdı. Sadece alışkanlık da değildi. Bu başka bir şeydi.

Cengiz'e çok sinirlendi. O kıza kendi hakkında iftira atmasından bile daha çok sinirlendi bu olaya.

"Şşt." Omzunu sertçe dürten el ile kafasını çevirip tepesindeki adama baktı. "Hayırdır birader ne oluyor sana? Kafan gitmiş yine." dedi Murat.

Dişlerini sıkarak çenesindeki elini oturduğu masanın yüzeyine vurdu.

"Murat ben bu adamı sikerim. Siker siker çoğaltırım." dediğinde Murat afallayarak baktı.

"Ne adamı lan ne oluyor?" dedi yanına gelip merakla.

"Levent piçi." dedi kısık sesle. "Cengiz'e yazıyor. Sabah geldi aptal aptal konuştu. Yok ondan hoşlanıyormuş da ilgileniyormuş falan." derken sinirli bir nefes daha verdi. "Biliyor musun Cengiz bu yüzden kaç gündür buraya gelmiyor. Beyefendi gitmiş elin herifleriyle takılıyor."

Murat kaşlarını kaldırdı yavaşça.

"Levent ha..." diye mırıldandı. Şaşırmıştı doğrusu. "Demek o yüzden gelmiyor. Ben de sen çocuğun ağzına sıçtığın için gelmiyor zannediyordum."

Esmerin bakışları hızla yanındaki arkadaşını buldu. Ona karşı ölümcül bir öfkeyle bakarken ters ters baktı.

"Ne?" dedi Murat dik dik. "Yalan mı? Çocuğu kovmuşsun, bir ton laf etmişsin. Ne bekliyordun? Onun da bir kalbi var. Hem ne yapacak, senin ona yüz vermeni mi bekleyecek ömrünün sonuna kadar?"

"Gerekirse bekleyecek. En azından seviyorum diyorsa bekler. Hayırdır amına koyayım ne bu hareketler?" dedi Ahmet sert bir sesle.

"Abi saçma sapan konuşma ya. Oldu kardeş sen çocuğu reddet, kalbini kır. Sonra sen istediğinde gelsin sen istemediğinde gitsin ve hep seni sevsin. Öyle mi?" diye sordu Murat.

"Öyle." dedi Ahmet düz ve aynı sert kibirli bir sesle.

Murat yüzünü ekşitti."Sen harbi kendinde değilsin? Lan sen bu çocuğa aşık olmadığına emin misin?"

Ahmet az önce önüne çevirdiği bakışlarını tekrar arkadaşına çevirdi. "Konu bu mu?"

"Konu ne?" diye sordu Murat alayla sabır dilercesine.

"Konu şey," dedi Ahmet düşünerek bakışlarını etrafta gezdirirken. "Konu kendini kullandırtması. Yani Levent'in nasıl tekinsiz biri olduğu belli. Bunu bilip de onunla takılmak ne demek? Bir de uyardım onu. Beni bile hiçe sayıyor."

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Where stories live. Discover now