Tehlikeli Yakınlaşma [BXB]

|44|

Slm. Yorum yapmayı unutmayın lütfen. Keyifli Okumalar.

-

Büyük bir otelin üst katında verilen partiye oldukça çok kişi gelmişti. Giriş serbest olduğu için bilet parasını veren girmişti. Okuldaki öğrenciler eşine, dostuna, ailesine ve daha tanıdıklarına haber verip tıklım tıkış olmasını sağlamıştı. Sadece öğrenciler terastaki havuz başında takılırken, gelen veliler içerideki geniş salonda takılıyordu.

Havuzun uzağındaki L koltukta oturmuş Cengiz herkesin göz bebeğiydi şu an. Etrafındaki kızlar ile muhabbet ederken onları izleyen erkeklerin kötü bakışları üzerindeydi fakat onun umrunda değildi. Yanındaki kızların omuzlarına iki kolunu atmışken erkeksi bir oturuş ile yayılmıştı. Alper, Zeki ve Utku da yanlarında Cengiz sayesinde kızlarla muhabbet ediyorlardı.

Onları karşı masada oturmuş izleyen Baran ve tayfası pis pis bakıyordu.

"Oğlum kızlar ne buluyorlar şu piçte anlamıyorum. Bence ben daha yakışıklıyım." dedi Hasan elini saçlarına atıp şöyle bir düzeltirken.

Seyit ve Yusuf ona göz devirdi. Tabii ki de daha yakışıklı değildi.

"Kızlar şerefsiz erkekleri çekici bulur, bunu hâlâ anlayamadınız. Cengiz de en âlâ şerefsiz, bir de zengin, çapkın ve yakışıklı. Ağzı da iyi laf yapıyor, yani şaşırmamak lazım." dedi Yusuf ifadesiz bir sesle.

"Hayırdır Yuso, Cengiz fanı mı oldun?" diye sordu Hasan.

"Ne alaka amına koyayım? Ondan en çok nefret eden benim bilirsiniz ama gerçekleri de söylerim her zaman." dedi Yusuf.

"Bırakın ya, anca gönül eğlendirir kızlarla. Karaktersiz." dedi Baran kuzenine ayıplarcasına bakarken.

Cengiz'in söylediği bir şeyle kızlar hepbir ağızdan kahkaha atınca o da dişlerini göstererek güldü ve önündeki masaya eğildi. Bir votka alıp dudaklarına götürdüğünde bakışları şöyle bir etrafta gezdi. Baranla göz göze gelince sırıtarak el salladı. Gözlerini devirdi Baran.

Seyit ise olduğu yerde kendini zor tutuyordu çünkü Utku yanındaki kızla gülüşerek muhabbet ediyordu. Yanağının içini dişleyerek sinirle soludu ve bakışlarını kaçırdı. Bakmaya devam etseydi kendini tutamazdı çünkü.

Onun ters bakışına güldü Cengiz ve bakışları bu sefer uzak masadaki adama takıldı. Gülüşü yavaşça soldu. Bu otelde parti ayarlamayı sağlayan ve buraya sırf onun huzurunu kaçırmak için geldiğine emin olduğu adama, babasına baktı. Celal köşedeki masada otel sahibiyle muhabbet ederken ona pis pis bakan çocuğun bakışlarını fark etmedi.

Bir nefes verip önüne döndü Cengiz. Keyfini kaçırmayacaktı. Bu adamın varlığını unutup eğlencesine bakacaktı.

Aslında pek keyfi yerinde değildi çünkü Ahmet’e gelmesi için ısrar etmişti ama o gelmemişti. Çalışması gerektiğini söylediği için reddetmek zorunda kalmıştı.

Bakışları tanıdık sima ile takılınca "Sülo!" diye heyecanla kalktı olduğu yerden. Süleyman gülümseyerek onun olduğu yere gelince hızla arkadaşına sarıldı.

"Hoş geldin kardeşim." dedi sırtını pat patlayarak.

"Hoş buldum. Çok ısrar edince bir uğrayayım dedim." dedi Süleyman çekingen bir sesle. Cengiz bu kadar ısrar etmese gelmezdi açıkçası. Böyle parti falan, kalabalık yerler ona göre değildi.

"İyi yaptın." dedi Cengiz ve geri çekilip kolunu onun omzuna sıkıca doladı."Gençler sizi Süleyman ile tanıştırayım. Kendisi kardeşimdir." dediğinde Süleyman başıyla selam verdi kızlara ve üç erkeğe.