|36|

25.9K 1.9K 1K
                                    

Şu güzelliğe bakar mısınız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Şu güzelliğe bakar mısınız

-

Ayağıyla ritim tutarken başını ellerinin arasına almıştı. Onu izleyen üç çift göz gerginlikten sesini çıkaramıyordu. Sadece masada oturan ve sanki her an patlayacak bir bomba gibi duran esmer adama bakıyorlardı.

Dişlerinin arasından küfür mırıldanan adam hışımla masadan kalkınca üzerindeki gözler onu takip etti. Sıkıntılı ve oldukça gergin bir şekilde kahvede volta atarken sinirleri o kadar bozuktu ki, kendini zor tutuyordu.

Levent'in alaylı konuşması sonrası adeta donakalmıştı. İlk şokla ondan ne tapu ne de başka bir şey istemişti. Bir ara sinirlerine hakim olmayarak saldırmaya çalışmıştı fakat Murat engellemişti bunu. Levent ise elbet görüşeceklerini belirterek gülerek ayrılmıştı yanlarından. Ahmet'e karşı yaptığı bu hamle onu oldukça keyiflendirmişti. Ne yani bu adam gelip kendi mekanını dağıtacak, beğendiği kişiyi ondan uzak tutacak, kendisi de buna karşılık vermeyecekti öyle mi? Hah! Temkinli adımlar ile Ahmet'e vurduğu bu darbe ne ilk ne de son olacaktı. Daha işin Cengiz kısmı vardı. Onunla ilgili de araştırmalarına son gaz devam ediyor ve plan dahilinde ilerliyordu.

Cengiz, Süleymandan öğrenir öğrenmez gelmişti. Köşede otururken sinirle öfke patlaması yaşayan adamı izliyordu. Ahmet gerçekten şu an korkutucu derecede sinirli gözüküyordu.

"Orospu çocuğu." diye tısladı dişlerinin arasından, volta atmaya devam ederken. "Ben yetmedim şimdi de gözünü evime, aileme dikti kansız köpek."

"Sakin ol kardeşim, bakarız bir çaresine. Biz ne güne duruyoruz?" dedi Murat.

Ahmet volta atmaya devam ederken elini hırsla saçlarına atıp çekiştirdi. "Ayağına gelip tapuyu almak için ona yalvarmamı bekliyor. Ben o piçe asla yalvarmam."

"Neden?" diye sordu Cengiz kaşlarını çatarak. Ahmet durup ona döndü. "Evin söz konusu gururun sırası değil. Git iste işte, parası neyse ver."

"Bana akıl verme." dedi ters bir şekilde adam. "Ben ne yapacağımı bilirim. Mükemmel fikrini endine sakla sen."

"Pardon da sen ne yapacağını hiç bilmiyorsun. Ne diye direneceksin? Adam piçliğine yapıyor işte, sen de boynunu büküp isteyeceksin yapacak bir şey yok." dedi sert bir sesle.

Ahmet'in yerinde kendisi olsa asla yalvarmazdı. Şu an bunu demesi tamamen Ahmet'in iyiliği içindi. Eğer kendisi olsaydı birine yalvarmayı, boynunu bükmeyi asla düşünmezdi. Başka türlü çözerdi işi. Şiddet içerikli veya daha başka türlü. Çünkü Cengiz asla adil oynamazdı.

Fakat Ahmet Cengiz gibi tek tabanca değildi. Ailesi vardı. Onlar için mecbur bazı şeylerden taviz verecekti. Vermek zorundaydı. Üstelik Levent'in ona bir şey yapmasından korkuyordu. Belli ki adam kafayı takmıştı.

"Aptal mısın oğlum sen? Bir şey bildiğin yok ahkam kesme boşuna. Ben hayatım boyunca kimseye boyun eğmedim, eğmem." dedi masaya kalçasını yaslamış ve kendisine kollarını göğsünde bağlamış olan çocuğun üzerine yürürken.

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Where stories live. Discover now