|28|

31.6K 2.2K 742
                                    

Acaba daha ne kadar geç saatte atabilirim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Acaba daha ne kadar geç saatte atabilirim... Yakında gecenin siki değil sabahın sikinde gelecek bölümler

Bir de bu algoritmasına soktuğum uygulama bildirim göndermiyor çoğu kişiye, o yüzden ara sıra siz kontrol edin bölümleri ki kaçırmayın

-

"Bir seferinde böyle annemler, amcam falan akraba ziyaretine gittiler çoluk çocuk. Evde de biz varız sadece. Bana emanet ettiler. Baran on iki, bu da on yaşında falandı galiba. Gizli gizli sigara içiyordum ben de, tembih ettim bunları iki dakika gidip sigara alıp gelecektim. Abi çıkmaz olaydım. Bir geldim bu ikisi evde yok. Aradım taradım bir baktım kömürlüğe girmiş ikisi. Üstleri başları simsiyah." diye gülerek ve hararetli bir şekilde anlatan adamı gülerek dinliyordu Cengiz. Murat ve Süleyman da gülerek dinliyordu.

"Hatırlıyor musun?" diye sordu ona gülümseyerek bakan gence dönerek.

Kafasını salladı Cengiz.

"Bizim Baran uslu, efendiydi bilirsiniz. Bu girmiş kanına benim kardeşimin de almış götürmüş. Bir de üstüne eve gitmişler o halde. Salon simsiyah ama. E tabii bizimkiler gelince ağzıma sıçtılar." dedi Ahmet gülerek.

Kahkaha attı Cengiz. "Babam bana vuracaktı da sen girdin araya ben götürdüm falan diyerek."

"He ya. Şerefsiz o gün dayağı ben yedim ama niye çocuklara göz kulak olmadım diye. Bu ikisini kurtarayım derken durduk yere dayak yedim valla."

"E sen de bırakmasaydın." dedi Cengiz omuzlarını silkerek. "Ben biliyordum ama sigara ayağına karı kızla buluşacaktın değil mi?"

"Bak bak görüyor musunuz?" dedi Ahmet onları gülerek izleyen ikiliye doğru. "Başımın belası bu çocuk ya."

Kıkırdadı Cengiz.

Okuldan sonra direkt soluğu Murat'ın evinde almışlardı. Morali bozuk olan adamı neşelendirmek için gelmişlerdi hepsi.

Levent'in mekanını dağıttıklarından bu zamana iki gün geçmişti ve ses seda yoktu. İkisi de şaşkındı. Daha çok kavga ve bir baskın daha olur diye düşünmüşlerdi fakat karşı taraftan hiçbir şekilde tepki gelmemişti. Şimdilik sessizdi. Fırtına öncesi sessizlik gibi...

Murat'ın kahvesi ise Levent'in söz verdiği gibi adamlar tarafından düzenleniyordu.  Sözünü tutmasına şaşırmışlardı hepsi. Fakat yine de masrafı çıkmıştı ve Murat bunları düşünüp moralini bozuyırdu ister istemez.

Çayları yenilemek için ayaklanan iki adam mutfağa geçtiğinde Murat dudaklarını birbirine bastırıp esmer adama baktı.

"Aranız düzelmiş." dedi ağzından laf almak istercesine.

"İyiyiz." dedi Ahmet çayları doldururken.

"Senin de keyfin pek bir yerinde. Artık baştaki kadar olumsuz bakmıyorsun Cengiz'in sana olan aşkına galiba?" diye sordu kalçasını tezgaha yaslayıp kollarını göğsünde bağlamadan önce.

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Where stories live. Discover now