|22|

32.7K 2.7K 1.5K
                                    

"Şerefsiz herif ya okulun ortasında vurdu. Aslında hiç karışmayacaktım ama dayanamadım. Yani eski günler gözümün önüne geldi."

Baran önündeki sulu yemekten bir kaşık almadan önce yer sofrasında okulda yaşanan olayı anlattı. Üç kız kardeşi üzülmüştü. Annesi de Kürtçe küfür etmişti adama. Ahmet ise içten içe sıkıntılı bir şekilde dinledi kardeşini.

"İyi yapmışsın aslanım." diye mırıldandı yanında oturan kardeşinin omzunu pat patlarken.

Adam keyifsiz bir şekilde elindeki kaşığı bıraktı ve "Size afiyet olsun." deyip ayaklandı.

"Abi yesene."

"İştahım yok."

Salondan çıkıp balkona doğru yöneldiğinde masasının üzerindeki sigara paketini de almayı ihmal etmemişti. İçinden bir dal alıp dudaklarına sıkıştırdı ve ucunu çakmağıyla yaktı. Birkaç nefeste yanmasını sağladığında soğuk havanın tenine işlemesini umursamadan dumanı dışarıya doğru üfledi. Bakışları gecenin karanlığında çarpık evlerin üzerinde dolaşırken düşünceliydi.

Baran'ın anlattığı şey canını sıkmıştı. Celal'in Cengiz'i onca kişinin önünde dövmesi sinirlerini bozmuştu.

Umursamak istemiyordu. Bugün ona söylediği gibi yapmak istiyordu fakat elinde değildi. O çocuğu görmezden gelemiyordu. Üstelik sabahki tartışmalarından sonra bu olayı yaşaması daha da sıkıntıya düşürmüştü.

Sabahki olaydan sonra kızla bir kez daha konuşmuştu ve olay kapanmıştı. Kız zaten sinirden öyle dediğini söylediğinde Ahmet de kuzeninin yaptığı bir şaka olduğunu söyleyerek olayı toparlamıştı.

İçi rahatsızdı çünkü Cengiz'e biraz fazla acımasız konuşmuştu. Fakat kendini tutamamıştı. Yaptığı deli saçması cüretkarlıkları sinirlerini bozuyordu. Bir de üstüne özür dilemeyip pişkin pişkin cevaplar verdiğinde siniri katlanmıştı.

Hem ondan etkilenip alttan alttan küçücük de olsa karşılık vermesine rağmen sanki tek suçlu Cengizmiş gibi ona bir ton laf söylemesini sakin kafayla düşününce pek de doğru olmadığını anlıyordu. Tamam bu iş olmazdı ama en azından doğru düzgün, adam gibi, kalbini kırmadan konuşmak daha mantıklı olurdu. Sonuçta o da bir insandı, ne kadar değişik bir yapıda olsa da herkesin bir kalbi ve sınır noktası vardı. Bunu göz önüne almalıydı.

Acaba şu an ne yapıyordu?

Telefonunu cebinden çıkartıp kavga etmeden önce Cengiz'in ona heyecanla 'bak ne buldum!' diye heyecanla bulduğu eski fotoğraflardan birini attığı mesajı açtı. Fotoğraf parmakların arasındayken çekip yollamıştı Ahmet'e.

Gözlerini kısarak fotoğrafa baktı. Fotoğrafta kendisi, Cengiz ve Baran vardı. Köydeki bir çeşmenin önünde poz vermişlerdi. Cengiz kısa boyuyla Ahmet'e sarılmaya çalışmışken Ahmet gülerek onun boyuna yetişmek için eğilmişti. Baran ise onların yanında kollarını önünde bağlamış sevimli bir şekilde gülmüştü. Hepsi poz vermişti bir şekilde.

Gülümsedi fotoğrafa bakarken. Ne günlerdi...

Bir nefes verip yana doğru kaydırdı ve kırmızı rujlu fotoğrafını gördü tekrardan. Dudaklarındaki gülümseme solarken gözlerini kısmış şekilde sigarasını içine çekti. Yanakları içeri göçerken sigaranın yoğun dumanını ekrandaki fotoğrafa doğru üfledi.

Oturduğu yerde bacaklarını iyice açtığında alt dudağını yaladı.

İçinde değişen hisler ile hızla ortaya basıp ekranı kilitledi. Kafasını geriye atıp dumanı dışarıya üflerken iç çekti.

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Onde histórias criam vida. Descubra agora