Tehlikeli Yakınlaşma [BXB]

|3|

Okuldan çıktıktan sonra arkadaşlarına veda etti ve hızlı adımlarla evin yolunu tuttu. Arkadaşları takılmayı teklif etmişti ama kabul etmedi çünkü başka işleri vardı. Mesela bugün huzur kaçırma peşindeydi. İşler istediği gibi giderse o adamı avucunda oynayacaktı.

İlk olarak eve uğradı ve üzerini değiştirdi. Babası gelmeden evden çıkmak için aceleciydi. Annesinin ona olan sorularını umursamadan siyah botlarını giyip evden çıktı.

Yavaştan kararmaya başlayan havada yürürken üzerindeki kapüşonlunun şapkasını kafasına geçirmişti. Bir sigara yakıp adamların ona attığı konuma yürürken içten içe piç bir şekilde sırıtıyordu. 

Ahmet parası güzel bir iş olursa içine girmekten çekinmezdi. Cengiz de bunu bilerek ona oyun oynamak istiyordu. Ayarladığı üç beş adamla Ahmet’i oyuna getirecek, adamlardan alması gereken parayı kendisinden alması gerekecekti. Tek derdi onunda uğraşmak ve kendisine muhtaç etmekti. Mantıksız olabilirdi, bir nedeni de olmayabilirdi ama istiyordu. Keyfi onunla uğraşmak istiyordu. Sanki böyle şeyler yaparak yıllardır içinde gömdüğü aşkının ızdırabını bu şekilde çıkarıyor gibiydi.

Ona olan bu kini kendisine karşılık vermesi imkansız olduğu muydu yoksa eskisi gibi Cengiz'i umursamıyor oluşu muydu emin değildi. Yine de bir şeyler zoruna gidiyordu.

Sözleştikleri boş arazinin oraya geldiğinde üst üste dizilmiş tuğlaların arkasına saklandı. Bakışları direkt olarak bu tarafa doğru gelen adamlardayken etrafı taradı gözleriyle. Ahmet'in buralarda olması lazımdı. Birazdan gelirdi herhalde.

İki parmağının arasındaki sigarayı tutarken kaşları çatık adamları izliyordu. Üç adam kendi arasında konuşurken yaklaşık on beş dakika geçmişti ama Ahmet hâlâ ortalarda yoktu.

"Sikeyim..." diye mırıldandı. Ne zaman gelecekti bu adam? Bu asalaklar yoksa onu kandıramamış mıydı?

Gözlerini devirdi Cengiz. Bir boku becerememişlerdi anlaşılan.

Bir anda daha ne olduğunu anlamadan yakasından tutulup arkasındaki sert duvara yapıştırılınca neye uğradığını şaşırdı. Sırtı anında sızlamaya başladığında gözlerini kırpıştırdı şaşkınlıkla.

Karşısındaki adam kaşları çatık bir şekilde alayla ona bakarken yakasını kavramış ve duvarla kendi arasına almıştı genci.

"Bakın burada kim varmış?"

Cengiz hızlı birkaç nefes aldıktan sonra sıkıntıyla yutkundu. İşte bunu beklemiyordu. Karşısındaki kara gözlü adamın kendisini böyle enseleyeceğini düşünememişti.

"Amacın ne lan senin?" diye sordu Ahmet.

Cengiz sert yüz ifadesini bozmadan ona bakmaya devam ederken "Ne diyorsun anlamıyorum." dedi. İlk olarak inkar etmeyi deneyecekti.