"Evet, ben istedim. Buyurun içeriye. Muhif Bey size mutfağı gösterecek."

"Hayır efendim, hiçbir şey göstermeyeceğim. Kimse benim mutfağıma giremez!"

"Muhif, bunu arkadaşların yanında konuşmasak!"

"Hayır, diyorum!"

"Keyfin bilir! Buyurun ben size çalışacağınız yeri göstereyim." diyerek mutfağa doğru ilerlerken adamlara da onu takip etmeleri işaretini verdi. Mutfağa geldiklerinde "Siz hazırlıklarınızı yapın, ben birazdan Muhif Bey'i size direktiflerini vermek üzere yanınıza göndereceğim." dedikten sonra Muhif'in koluna girerek onu terasa doğru çekiştirdi.

Muhif, hâlâ söylenip duruyor ve mutfağında yabancı kimsenin yeri olmadığını avaz avaz haykırıyordu. Gelenler, bu garip görüntüye şaşırmış da olsalar aldıkları eğitim gereği hiç renk vermeden yanlarında getirdikleri malzemeleri çıkarmaya ve hazırlık yapmaya başladılar.

Zeynep, Muhif'i terasta koltuğa zorla oturtup karşısına dikildi. Kollarını göğsünde kavuşturmuş ve en zorlu suçluları yıldıran Zeynep Komiser bakışını takınmıştı bile. Sert bir sesle

"Sana insan gibi söyledim, laf anlamadın! Şimdi sesini kesecek ve beni dinleyeceksin!"

Muhif, sussa da Zeynep'in yüzüne dik dik bakmaktan geri durmamıştı.

"Şimdi, gelen insan her şeyden önce senin misafirin ve evimize sen davet ettin."

" Suzet, benim kim olduğumu ve bu evde ne iş yaptığımı biliyor."

"Hayır efendim, Suzet senin kim olduğunu bilmiyor! Sen, herkese yaptığın gibi ona da kendini Kerem Sayer'in uşağı olarak tanıttın!"

"Zaten öyleyim!"

"Hayır, değilsin! Bunu üçümüz de biliyoruz. Başkalarına istediğin dümeni çevir, karışmam ama belli ki bu kadın senin için önemli!"

Muhif, hafifçe kızararak gözlerini yere indirdi. Zeynep onun tavrını fark etse de kendi duruşundan taviz vermedi.

"Her şeyi bir yana koy. Ne Kerem ne de ben kadını tanıyoruz. O bizim değil senin davetin üzerine geliyor. Onun yanında başkalarına yaptığın gibi klasik uşak rolüne bürünürsen bu her şeyden önce kadını rahatsız eder. Bunu almıyor mu o kalın kafan?"

Muhif'in sesinin tonu düşmüştü ama hâlâ direnmeyi sürdürüyordu.

"Niye rahatsız etsin ki? Buraya gelirken Kerem Sayer'in evine geliyor, benim değil üstelik biliyor benim onun yanında çalıştığımı."

"Kerem Sayer'in yardımcısı olduğunu biliyor."

"Öyleyim zaten!"

"Elbette öylesin ama ondan öte can dostusun. Bu kadın, aptal değil! Senin bildiklerinin, Kerem'in hayatındaki yerinin bal gibi farkında. Sen şimdi bu akşam yemek servisi, içki servisi yapacağım diye saçma sapan inat edersen bu Kerem'i de küçük düşürür. Olayı hiç bu yönüyle görmedin değil mi?"

"Ben Kerem'in bir sürü misafirini ağırladım."

"Elbette ağırladın ama hiçbiri senin özel davetinle girmedi bu eve. Şu taş kafana bir sok, bu kadın 'senin misafirin' be!"

Zeynep'in bu kadar sert ve kesin konuşması Muhif'in direnmelerini geri püskürtmüştü. Her zaman atışmaya alışık olduğu, laf dalaşında ondan hiç de geri kalmadığı hâlde ilk kez Zeynep'in otoriter ve itiraz kabul etmez yanıyla tanışıyordu. Söylediklerine içten içe hak bile vermişti. Özellikle Kerem'i küçük düşüreceğini söylediğinde onu can evinden vurmuştu. Yine de bir anda teslim bayrağı çekmek Muhif'e göre değildi.

ARAFTA İKİ KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin