Süleyman onun gerçekten de üzgün olan yüzüne bakıp daha da üzülmesin diye yaklaşıp elini omzuna koydu destek verir bir şekilde.

"Piercing'i sadece kadınlar mı yapar oğlum? Ne alaka yani? Erkekler de yapar." dedi biraz da olsa içindeki sıkıntıyı atmak istediği için.

"Göğüs uçlarına yapmazlar, eminim."

Gözlerini sıkıca kapattı ve açtı. "Piç herif yüzünden şu halime bak." dedikten sonra hışımla yatağından kalktı ve aynasının karşısına geçti.

Tekrardan tişörtünü kaldırıp baktı. "Çıkartmak istiyorum bunları, süresi falan var mı? Hemen çıkmaz mı?"

"Bilmiyorum." dedi Süleyman.

Omuzlarını düşürdü ve "Sikeyim." diye mırıldandı. Elini saçlarına daldırıp odada volta atmaya başladı.

Süleyman yatakta kendini geriye doğru sürüp sırtını duvara yasladı ve sıkıntılı bir şekilde odadada dört dönen arkadaşını izledi.

"Murat abiyle konuştum. Ahmet abi çok keyifsizmiş. Son konuşmanızdan beri öyle düşünceli düşünceli geziyormuş. Hatta hesapları falan karıştırdığını söyledi." dediğinde hızla volta atan çocuk aniden durdu ve hışımla ona baktı. "Yani o da seni düşünüyor."

"Keyifsiz demek..." diye mırıldandı. "Sülo ben bu adamı kendime köpek etmek istiyorum. Sırılsıklam aşık olsun bana. Tıpkı benim ona olduğum gibi."

"İnşallah olur kardeşim ama sabırlı ol, zamanla. Bak seni çok iyi anlıyorum ama onu da anlamak lazım. Yani düşünsene bunca yıl kardeşin olarak gördüğün çocuk gelmiş sana aşık olduğunu söylüyor. Üstelik şu zamana kadar kadınlardan başka hiçbir ilişki yaşamamış, dar görüşlü bir adamdan bahsediyoruz." dedi Süleyman."Onun açısından da kolay değil."

Cengiz gözlerini kısarak arkadaşına baktıktan sonra elini çenesine attı ve düşündü. "Haklı olabilirsin, kolay değil ama benim için de hiç kolay değil. Hem ben kendi kendime gelin güvey olmuyorum. Onun da bana ilgisi var ama görmezden geliyor. Eminim buna." dedi kesin ve kararlı bir şekilde. "Fark ettireceğim ona."

Süleyman bir şey demeden sessiz bir nefes verdi. Cengiz'e laf anlatmak zordu. Kafasına koyduğunu yapardı.

Birkaç saat konuşup takıldıktan sonra saat geç olunca Süleyman evine gitti. Cengiz ise akşam yemeğini bile yemeden odasına çekildi tekrardan.

Beyni patlayacak gibi düşünürken duraksadı ve odada volta atarken adımları yavaşladı.

Elini cebine atıp bir saat önce gizli gizli annesinin çekmecesine yürüttüğü kırmızı ruju eline aldı. Avucundaki ruja bakarken bakışlarını kaldırdı ve aynadaki görüntüsüne baktı.

O an için zihninde tek bir konuşma canlandı.

"Şimdi güzeli herkes beğenir orası ayrı, orayı geçiyorum. Genelde esmer kızlar hoşuma gider ama senin dediğin şeye cevap olarak kırmızı ruj diyeyim."

"Kırmızı ruj mu?"

"He vallaha. Hoşuma gidiyor öyle kırmızı ruj sürmeleri."

Bakışlarını kapısına çevirdi. Evdeki tüm ışıklar sönmüştü, herkes uyumuştu. Sadece kendisi uyanıktı bu saatte.

Alt dudağını yaladı ve aynaya doğru yaklaştı. Elindeki rujun kapağını açtıktan sonra alt kısmını döndürüp ucunun iyice açılmasını sağladı.

Bir süre baktı kırmızı ruja. Ardından bir nefes verip ruju dudaklarına götürdü. Ucunu yavaşça üst dudağının bir kısmına sürmeye başladıktan sonra diğer tarafa da sürdü. Biraz taşırdığı için eliyle silmeye çalıştı. Alt dudağına da sürdükten sonra titrek bir nefes verip ruju masasına bıraktı.

Tehlikeli Yakınlaşma [BXB] Where stories live. Discover now