HER ŞEYİN -1

4.5K 180 43
                                    

Merhaba, umarım iyisinizdir. Üç yıldan fazladır siyah kaplı bir defterin içinde unuttuğum hikayem elime geçtiğinde, bir kaç ekleme ve düzeltme yaparak burada da paylaşmak ve defterde getirmediğim sonu burada getirmek istedim.

Defteri elime alıp okumaya başladığımda, detayları unuttuğum hikayeyi ben bile merak eder oldum. Fazla uzun tutmadan, yaklaşık iki bin kelimelik bölümler yayınlayacağım. Okuması ve yazması daha kolay olacaktır böylece. Kaç bölüm olacağını bilmiyorum ama şimdiden, sonuna kadar okuyacak ve destek olacak olan herkese çok teşekkür ederim. Destekleriniz ve yorumlarınız her zamanki gibi şevk verecek.

Dram ağırlıklı bir kitap olacak. Sırlar, günahlar ve kesişen hayatların işlendiği, içindeki boşluğu doldurmaya çalışan kızın hikayesi ve çevresindekilerin hayatları anlatılacak her bölümde. Yine keyifli bir yolculuk olacağına inanıyorum. Düzenli olarak pazartesi günleri bölüm yayınlamayı planlıyorum. Dönem başlamadan biraz bölüm biriktirdim. Sabredemeden yayınlarsam da şaşırmayın yani.

İlk defa giriş konuşmasını girişte ve bu kadar detaylı yazıyorum. Nedenini kesinlikle bilmeden. Yıllar önceki halim yanımdaymış gibi hissettiğimden bir rahatlık var üzerimde. Tüm kaygıları bir kenara bırakıp başlıyorum yazmaya, biz bize yine bir hikaye okuruz. Üç yıl önceki kendime armağan ediyorum bu hikayeyi. Uzunca düşünüp, nihayet kalemi defterle buluşturduğunda, hikayesinin tamamlanmasını hak ediyordu.

24.01.2022 Pazartesi ilk yayın tarihi.

***

"Ne kadar da kocaman!" dedi küçük kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne kadar da kocaman!" dedi küçük kız. Hayretle gözlerini açarak, dönen koltuğa doğru koşturdu. Babası, bu miniğin heyecanını gölgelemek istemiyordu ama ufak bir ikazda bulunması lazımdı.

"Sahra, çok yavaş ve dikkatli olman şartıyla oraya oturabilirsin. Masadaki kâğıtların hiçbirine zarar gelmemeli, anlaştık mı?" Şefkatli ve otoriter sesle duraklayan Sahra, başını salladı yavaşça. Meraklı gözleri etrafta geziniyordu. Masanın üzerine yayılmış kalemlere, dosyalara bakındı. Büyük kâğıtlara çizilmiş kutucuklar dikkatini çekti. Öne doğru eğildi koltuğun kenarlarından destek alarak. Sonra da beklenmedik bir şekilde, ciddiyetle incelediği kâğıtlardan kafasını kaldırıp küçük bir kahkaha attı.

"Baba ben senden daha güzel resim çiziyorum!" Şaşkına dönen adam gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Hafif sitemle baktı kızına.

"Bak sen küçük hanıma! Baba, önündeki o kâğıtlar için uzun süre uykusuz kaldı ama. Peki ya sen neyini beğenmedin?" Babasını dinledikten sonra, kendinden emin bir şekilde gördüğü tüm eksiklikleri sıralamaya başladı Sahra.

"Boyamamışsın resimlerini. Sadece kutucuk çizmişsin. Güneş bile yok. Araba da çizmemişsin. Sana kendi resimlerimi göstereceğim, sen de kabul edeceksin benimkilerin daha güzel olduğunu. Hatta anneme soralım, o bile benimkilerin güzel olduğunu söyler." Bilmiş bir edayla koltukta dönmeye başlayan küçük kız, babasını davet ettiği düellodan galip çıkacağından emindi. Tayfun bey bu iddialı yarışı, başka bir yarış şartıyla kabul etti.

SAHRA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin