Bölüm 22 - Son Gün

37 9 0
                                    

Bay Tom'un ölüm günü...

Hasta adamın iniltileri tüm köşkte duyuluyordu. Boğuk sesinin arasından hizmetçisi Minel'i çağırıyordu ama bir türlü beklediği yardım gelmiyordu. Genç kız onu duymuyor muydu?

Minel mutfakta yemek yapıyordu. Pikaptan açtığı klasik müzik, genç kızın tüm duyularını ele geçirmişti sanki. Dans ediyor, saçlarını savuruyor, sanki mutfak bir dans pistiydi de Minel de bir dansçı... Tek kişilik bir kadro... Minel ve müzik... Ara ara Minel'in kulağına çalınan inleme sesleri bastırmak için müziğin sesini daha çok yükseltiyordu. Hasta adamın inlemelerine karşı klasik müzik... Ve Minel'in özgün dansı...

Müzik bitti. Dans kesildi. Hızlı ayaklar yavaşladı. Yemek pişti. Mutfaktan güzel kokular yayılıyordu ama kimin içindi? Minel hazırlıklarına son kez baktı. Her şey artık tamdı. Bugün büyük gündü. Bugün bu evdeki son günüydü. Guguklu saat tam 3'ü gösterip ses çıkardığında son dakikalara da girmiş oldu.

Minel, Bay Tom'un odasına doğru ağır adımlarla ilerledi. Her dakikasının keyfini çıkarmak istiyordu. Saniyesi saniyesine yaşamak, yaşanacak her şeyi hücrelerine kadar hissetmek istiyordu. Köşk merdivenlerini usul usul çıktı. Her adımında biraz daha fazla yaklaşıyordu, her adımında gelen iniltilerin sesi daha da yükseliyordu. Hasta adam çok acı çekiyor olmalıydı, hem de çok...

Minel, ölüm döşeğindeki patronunun odasına nihayet ulaşmıştı. Öfkeli gözlerle bakan hasta adam, Minel'i hiç korkutmamıştı. Çünkü Minel, avlarından hiçbir zaman korkmamıştı. Yine korkmayacaktı. Üstelik bu kez avı, hasta, yaşlı ve ele muhtaç bir adamdı. Ve bütün bunların sebebi Minel'di. Hasta adamı böylesine yataklara düşüren Minel'in ta kendisiydi. Minel yaklaşık 2 sene boyunca, her gün biraz biraz hasta adamı, zehirleriyle ölüme yaklaştırdı ve en sonunda ölüm döşeğine düşmesine sebep oldu.

"Ne... Neredesin sen?" Sarf ettiği her hecede biraz daha nefesi kesildi hasta adamın. "Seni... Seni kovuyorum. Defol evimden!" Her kelimenin arasında duraksadı. Göz bebekleri kayıyordu, nefesini kontrol etmekte zorlanıyordu. "İlacımı ver!"

"Ne çabuk unuttunuz efendim? Kovdunuz beni." Genç kız küstah bir ifade takınmıştı. Odanın içinde bir şey arıyordu. Dolapları açtı, kapadı. Ararken etrafı dağıtmaktan hiç çekinmedi. Oda kısa bir zamanda darmadağın olmuştu. Ve en sonunda çekmecelerden birinde aradığını bulmuştu.

Hasta adam küfürlerini ardı ardına sıraladı, yaşayacaklarından habersiz. Genç kız arkası dönük bir şekilde, çekmecede beyaz bir beze sarılmış olan küçük tabancayı tavana doğru kaldırdı. Bay Tom, genç hizmetçisinin elinde tuttuğu, kendi tabancasını gördüğünde büyük bir korkuya kapıldı.

Minel mekanik bir hareketle arkasına döndü. Küçük, altın sarısı renginde tabancayı elinde bir bayrak misali tutuyordu. Yüzündeki çarpık gülümseme, özgüvenli tavrı, içindeki intikam arzusu... Birdenbire genç kızın bütün masumiyeti ölmüştü. Geride acımasız bir katil kalmıştı. Seri katil...

Minel odanın penceresine doğru yürüdü. Camdan dışarı baktığında solmuş ağaçlarla bezenmiş bir bahçe gördü. Son iki senedir her bir karışısını ezberlediği bahçe, ilk defa bugün ona bir anlam ifade etmişti. Minel çiçekleri severdi, ağaçları; kuşları, hayvanları... Minel'in kalbinde bütün iyi insanlara yer vardı, kötü ve kötü niyetli insanlara değil...

Minel, hasta patronunun cama yansıyan görüntüsünden yerinden kalkmaya çalıştığını fark etti. İkisi de iyi biliyordu ki Bay Tom tek başına hiçbir yere kımıldayamazdı. "Bay Tom, lütfen hareket etmeyiniz." Camdan dışarı bakmaya devam etti, Minel. "Boş yere yorulmanızı istemem. Burada baş başayız. Yalnızca siz ile ben..."

Perili Sirk: Genç Kız ve Gizemli Sihirbaz - TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin