Bölüm 15 - Karşılaşma

45 11 0
                                    

Minel omuzları dik, yüzündeki sahte tebessümle koridor boyunca ağır ağır yürüdü. İçinde işlediği her cinayetten sonra beliren kibir, bu sefer tüm benliğini ele geçirmişti. Tıpkı 1 sene önce gerçekleştirdiği cinayet gibi... Nefret, intikam, güç savaşı... Adı her neyse bu duygu, ona her zaman elini kana bulama yoluna itiyordu. Minel avuçlarındaki hayali kana baktı, kokusunu aldı, gülümsedi ve selamladı. Yüzündeki çarpık gülümseme tatmin olduğununun nişanesiydi.

Avuçlarından süzülen hayali kan kokusu, zihninde bir zaman kapısı açmış ve onu 3 sene öncesine götürmüştü. O herkes için gece gibi karanlık, onun için dolunay kadar aydınlık o günlere...

***

3 sene önce

İntikam, bazen insanın kendi kurgulayıp yönettiği bir oyundur. Bazen ise kaderin tatlandırarak, insanın önüne sunduğu bir yemek...

"Minel!" Genç kız adının seslenildiğini duyduğunda omuzlarının üstünde başını arkaya çevirdi. Çocukluk arkadaşı Dora kocaman gülümsemesiyle ona doğru el sallayarak ilerliyordu. Yüzündeki çocukça gülümseme, heyecanlı koşuşturması Minel'e çocukluğunu hatırlatmıştı. O kötü geceye kadar yaşadığı güzel çocukluğunu...

"Dora?" Dora koşup Minel'in boynuna sarıldığında birkaç adım sendeleyerek geri gittiler, Minel sırt üstü düşmekten son anda kurtuldu.

"Seni gördüğüme çok mutlu oldum."

"Ben de..." Dora kollarıyla Minel'i o kadar sıkı sarmıştı ki, genç kız nefes almakta bile zorluk çekiyordu. "Ama ben boğuluyorum." Minel, Dora'yı yavaşça itekledi ve birbirlerinden ayrıldılar.

"Kusura bakma Minel. Yalnızca çok heyecanlıyım." Sesi cıvıl cıvıldı. Minel de içten içe mutlu olmuştu.

"Neden?"

"Annen sana söylemedi mi?"

"Neyi?"

"Yarın düğünüm var."

Minel şaşırmıştı. "Öyle mi? Bilmiyordum. Anne söylemedi." Ama buna şaşırmamıştı. Çünkü üvey annesi Minel'e hiçbir zaman güzel haberler vermezdi. "Tebrik ederim."

"Teşekkürler. Seni de mutlaka bekliyorum."

"Gelmeye çalışacağım."

"Çalışma, mutlaka gel. Çok eğleneceğiz." Bir kadının Dora'ya seslenmesi üzerine, Dora el sallayarak "Şimdi gitmem gerek. Yarın görüşürüz." dedi ve koşturarak çağrıldığı yöne doğru ilerledi.

Minel, Dora'nın ardından bir süre baktı. Bazı insanların yaşı ilerlese de, ruhu hep çocuk kalıyormuş, diye içinden geçirdi. Dora da öyleydi; heyecanı, eğlence arayışı, enerjisi küçük bir çocuğu andırıyordu. O çocuk ruhlu kadın şimdi evleniyordu, öyle mi? Minel'in bir yanı mutlu oldu, diğer yanı burkuldu. Birden kendini yalnız hissetti, yapayalnız...

***

"Abla ben hazırım." İmer kırmızı papyonunu düzeltmeye çalışıyordu. Papyon bir türlü düzgün durmuyordu. "Uff yaa" Minel, kardeşinin kırmızı papyonuyla olan mücadelesini görünce gülümsedi. Birbirine karışmış kıvırcık saçları ve al al olmuş tombik yanaklarıyla çok şirin bir çocuk vardı karşısında. Kardeşinin yanına gidip, önününde diz çöktü ve papyonu düzeltti. "Heh, şimdi oldu."

"Hadi çıkalım o zaman"

Minel ve İmer el ele tutuşup düğünün yapılacağı yere doğru yol aldılar. Her zamanki gibi yolculukları şen şakrak geçmişti. Onlar düğün alanına geldiklerinde, çoktan eğlence başlamıştı. Minel, Dora'nın yanına gidip bir kez daha tebrik etti ve mutluluğunu paylaştı. Minel bir köşede eğlenen insanları seyretmeye koyulduğunda İmer çoktan kendi yaşıtlarıyla oyuna dalmıştı. Genç kız kalabalık içinde dans etmeyi sevmiyordu, bu yüzden bir köşede bir masaya yerleşip, dans eden insanları alkış tutarak destekledi.

Perili Sirk: Genç Kız ve Gizemli Sihirbaz - TAMAMLANDI Where stories live. Discover now