Bölüm 16 - Fotoğraflar

41 10 0
                                    

Günler günleri, aylar ayları kovaladı. Minel yeni işine, yeni hayatına çoktan alışmıştı. Yeni işi için ailesini ikna etmesi hiç zor olmamıştı. İşin ucunda para varsa üvey annesi izin verirdi. Sadece kardeşi İmer'i çok çok özlüyordu. Özlemini ise ikisinin yan yana çekilmiş tek fotoğraflarına bakmakla gideriyordu.

Neredeyse 6 aydır Bay Tom'un hizmetçiliğini yapıyordu. Evi çekip çeviriyor, güzel yemekler yapıyordu. Bir de birdenbire Bay Tom'da nükseden hastalık sebebiyle daha çok onun sağlığı ile ilgileniyordu. Zamanında alması gereken ilaçlar, düzenli yapılması gereken egzersizler, tadı hiçbir şeye benzemeyen sağlıklı yiyecekler... Petro ve Minel hiç durmadan patronları daha iyi olsun diye çalışıp didiniyorlardı. Fakat Bay Tom, hiçbir şeyden memnun olmayan aksi bir adama dönüşmüştü. Başlarda Minel'e sıcak (!) davransa da artık olabildiğince kötü ve nankördü. Genç kız her şeye rağmen sabırlı ve hoşgörülü bir tutumla patronuna yardımcı olabilmek için çırpınıyordu.

Petro'yla ise iyi bir dostluğu vardı. Köşkte zaman onunla eğlenceli, neşeli geçiyordu. Petro, Minel'e her konuda yardımcı olduğu gibi, Bay Tom hakkında da çokça bilgi vermişti. Uzun zamandır yanında çalıştığını, ailesiyle görüşmediğini, içki ve kumar dostlarından başka dostları olmadığını; sahip olduğu her şeyi kumar masalarında elde ettiğini ve şimdi de ahını aldığı her mazlumun hakkını gün geçtikçe kötüleşen sağlığıyla ödediğini, söyledi.

"Bay Tom'un yakın bir arkadaşı, kumar arkadaşı yani" Minel, tozunu silmek için eline aldığı fotoğraf çerçevesine uzun uzun bakarken Petro'ya yakalanmıştı.

"Ah dalmışım." Minel mahçup hissetmişti kendisini. Çünkü fotoğrafta Bay Tom'un omzuna el koyup, gülümseyen kişi Minel'in de hatıralarında yer alan bir kişiydi.

Petro, Minel'in yanında bitti. "Bay İgor, iki sene önce alkol komasına girip hayatını kaybetti." Minel içinde bir yerlerde öfke hissetti o an. Geç kalmışlığın verdiği bir öfkeydi bu.

Minel fotoğraf çerçevesini yerine bıraktı. "Bay Tom çok üzülmüş olmalı." Genç kızın kalbi küfürler savuruyordu. Bir başka fotoğraf çerçevesini eline aldı. Bu fotoğrafta ise üç adam omuz omuza duruyordu. Minel fotoğraftaki üç adamı da tanıyordu. Soldaki az önce adını öğrendiği Bay İgor'du, ortadaki Bay Tom'un ta kendisiydi, sağ tarafta duran adamın yüzü tanıdıktı, hem de çok tanıdık.

"O da Bay Ayos, muhteşem üçlünün topal ayağı." Minel kaşlarını çattı. Topal olduğunu bilmiyordu, muhtemelen çok sonradan olmuştu.

"Neden topal?"

"O da yüklü bir kumar borcunun ardından sırra kadem basmaya çalışırken, borçluları tarafından topuğundan vuruluyor. Canını almadıklarına dua etmeli, ama pek duayla işi olmayan birisi anlayacağın."

"O yaşıyor yani." Genç kız fotoğraftaki adamı hafızasına daha çok kazımak istercesine inceledi. Çocukluk hafızasından silinen birakç detay olduğunu fark etti. Hafızası yenilendikçe midesi daha çok bulandı.

"Evet yaşıyor. Uzun zamandır ülke dışında olduğu için hiç köşke gelmedi, bu sebeple hiç karşılaşmadın. Gerçi karşılaşmamış olman senin için iyi bir şey. Görüp görebileceğin en berbat insanlardan biri."

"Bay Tom'dan daha mı kötü?"

"Çok daha kötü." Genç kız daha çok meraklanmıştı. Hepsinin kötü insanlar olduğunu biliyordu. Onun gözünde Bay Tom ise en kötüsüydü, ama Bay Ayos'u merak etmeden de duramadı. Kim bilir kimlerin canını yakmıştı. "Topal kalmadan önce çok saygı duyulan bir adamdı. Tabii ki de korkudan duyulan bir saygıydı bu. Oldukça cani bir adam... Düşmanının gebe karısının karnından canlı canlı çocuğunu söküp alacak kadar cani ve acımasız."

Minel'in ruhu çekilir gibi oldu. Birdenbire bembeyaz kesildi teni. Duydukları korkunçtu, hayal etmesi bile korkunçtu. O hayal etmekte bile güçlük çekerken, biri bu işkenceye maruz kalmıştı. Aklına annesi geldi. O da çok acı çekmişti. Acı dolu iniltileri halâ kulaklarında dolaşıyordu. "Ne yani böyle bir cani halâ insanların arasında dolaşabiliyor mu?"

"Minel, bu kasabada ne yaptığın değil, kim olduğun önemli. Ne yazık ki adalet her zaman yerini bulmuyor. Güçlü her zaman güçsüzü yeniyor."

Genç kızın içi yeniden öfkeyle kabardı. Onun da annesinin intikamı alınmamıştı. Ne için peki? Tabii ki de fakir ve güçsüz oldukları için. Minel çerçeveyi sert bir şekilde yerine bıraktı. "Bunu kabullenmesi çok zor." Hatta imkansız...

Minel fotoğrafı yerine koymadan önce son bir kez daha Bay Ayos'un çirkin yüzüne tiksintiyle baktı. "Umarım, umarım seninle bir gün, bir yerde karşılaşırız, Bay Ayos. Umarım." diye içinden fısıldadı.

Minel'in gözü bir başka fotoğraf çerçevesine ilişti. Fotoğrafta bir anne, bir baba ve annenin kucağında küçük bir bebek duruyordu. Fotoğraf siyah beyaz ve o kadar eskiydi ki, fotoğraftaki kişilerin yüzü asla seçilmiyordu. "Bunlar da Bay Tom'un ailesi olmalı." diye içinden geçirdi Minel. Gerçekte onlarla hiç yüz yüze gelmemişti.

"Petro," diye seslendi genç kız. "Bay Tom neden ailesiyle hiç görüşmüyor?" Gözlerini bir an bile fotoğraftan ayırmadan yöneltmişti bu soruyu.

Petro, çoktan Minel'in yanından ayrılmış, bacağı çıkmak üzere olan masayı tamir ediyordu. Kısa bir süreliğine duraksadı ve cevap verdi. "Özellikle bir sebebi olduğunu düşünmüyorum, varsa da ben bilmiyorum ama tahmin edebileceğin üzere Bay Tom, çok ilgisiz, geçimsiz ve çapkın bir adam. Ailesi zamanla ondan uzaklaşmış ve hiç olmayan bağlarını uzun zaman önce koparmış." İşine kaldığı yerden devam etti. "Tabii bu benim yorumum. Belki de daha trajik bir sebebi vardır, benim bilmediğim."

Minel bir süre daha fotoğrafa bakıp yerine koydu. İçten içe ailesine de öfke duydu. Her ne kadar küs olsalarda hayattalarıdı. Bay Tom'un evladı, ne zaman istese annesine sıkı sıkı sarılabiliyordu, Minel'in aksine.

***

Genç kız, her geçen gün biraz daha nefret ediyordu, içinde bulunduğu bu evden, işten, patronundan... Geceleri uyumakta zorlanıyordu. Sürekli planlar yapıyordu. Beyninin içinde milyonlarca tilki dolaşıyordu. Tilkiler, fotoğraflarını gördüğü o üç adamın suretine sahipti. Dört ayaklı Bay İgor, dört ayaklı Bay Tom ve dört ayaklı Bay Ayos. Hayallerinde onları katlediyor, rüyalarında pişiriyordu. Bay İgor için yapabileceği bir şey yoktu, ne yazık ki. En fazla mezarına tükürebilirdi. Bay Tom ise avuçlarının arasındaydı ve intikamını almadan bırakmayacağına emindi. Peki ya Bay Ayos? Onu yalnızca bir sefer görmek için elinden geleni yapacaktı. Şu an Bay Tom'a katlanmasındaki en büyük neden, Bay Ayos'a ulaşabilmesi için tek anahtarın o olmasıydı. Şimdilik doğru zamanı kolluyordu. Doğru zaman geldiğinde herkes yaptıklarının cezasını çekecekti. Herkes...

Perili Sirk: Genç Kız ve Gizemli Sihirbaz - TAMAMLANDI Where stories live. Discover now