Beşinci Bölüm

757 23 10
                                    

Pin-up kızı gibi vücudum var

Oyuncak bebek gibi vücudum var

Şirketin bu sabah evime gönderdiği kırmızı Ford Fiestam ile işime doğru giderken radyoda süzülen sözler bunlardı. Askılı siyah, çiçekli bir elbise ve siyah topuklularımı giymiştim. Kıvrımlarım ortadaydı. Dümdüz saçlarım açık camdan dışarı savrulurken güneş gözlüklerimi taktım.

İngiltere'den döndükten iki gün sonra, ilk kez işe gidiyordum. Bütün gazetelerde adım vardı.

"Vogue'un yeni varisi" ve altında resimlerim. Selena, Mert, Jack, sahnede tek başıma. Her yerde ben vardım. Hatta botokslu Angela'ya ödülümü gösterirken bile çekilmiş resimlerim vardı.

Yan koltukta, emniyet kemeri ile bağladığım ödüle baktım. Kristal cam bir kadındı. Küçük elleri belinde, elbisesini tutuyordu.

Annemi görüntülü kamera ile aradığımda "Bu kadın sana benziyor!" Dediğini unutmuyordum.

Bu kadın Marilyn Monroe türünde bir şeydi ve ben daha çok Audrey Hepburn gibi göründüğüme emindim.

Aslında bunu Mert' e sorsak Marilyn'den daha dikkat çekici olduğumu söylerdi.

Böyle giderse bir fahişe gibi hissedeceğimi söyleyen oydu.

Tekerlekleri otoparka sürttürerek girdiğimde dikkatleri üzerime çekmemeyi umdum. Araba dokunduğum gibi hissediyordu ve ben inanılmaz pratiksizdim.

Sevgili babacığım beni 18 yaşımı doldurduğum gibi bir ehliyet kursuna yazdırmıştı. İlk sınavda ehliyeti alsamda, hala arabalardan kaçıyor ve yolda zik zak çiziyordum.

Boş bir yer bulunca oraya doğru ilerledim, park konusunda da mükemmel sayılmazdım.

Hızla oraya ilerlerken lanet olası siyah bir araba önümü kesti ve benden daha hızlı davranmak istediğinde arabalarımızın burnu kesişti. Kemerim olmasa camdan dışarı fırlardım.

Kornoya bastığımda yavaşça geri çekildi.

Buradan indiğimde edeceğim küfürlerin haddi hesabı olmayacaktı! Küçük kadınım kendinde görünüyordu. Kemeri biraz daha sıkılaştırdım ve arabayı park ettim.

Topuklarımı yere vurarak indiğimde, arabamın yanına park etmişti. Uzaktan burası böylesine büyük görünmüyordu.

"Senin derdin ne lanet herif!"

Kapımı çarptım.

"Üzgünüm, güzelim. Buranın yetebileceğini sandım" yaşına göre fazla kaslı bir çocuk arabadan indi. Benden yaşça küçük bile olabilirdi. Takım elbisesinde gömlek yerine siyah bir tişört vardı.

Sinir edecek derecede alaylıydı.

Diğer kapıya yürüdüm ve kızımı almak için uzandım.

Karşımdaki camdan, arkamı süzdüğünün farkındaydım.

"Önce öküzlük sonra da göz tacizi, ha?" Ödülü sıkıca tutup arabayı kilitledim. Arabasına yaslanıp kollarını kavuşturdu.

"Manzaranın tadını çıkardım" kaşları alayla havaya kalktı. Ona çok kötü bağıracaktım. Güneş gözlüklerimi çıkardığımda ağzımı açtım ama uzaktan bağırılan adım beni susturdu.

"Eylül!" İkimizde binaya doğru baktık.

Jack, Mert ve Emilie yanlarında elinde kameralı bir adamla bana bakıyorlardı.

Biraz daha durmasam, kayışları koparmış beni göreceklerdi.

Jack elini havaya kaldırdı ve bana doğru salladı. Elimdeki ödülü beklediklerini farkettim.

EylülWhere stories live. Discover now