Otuz Beşinci Bölüm

36 1 0
                                    

"Yağmurdan korktuğuna inanamıyorum"

Mert'in göğsüne sığınmıştım. Büyük salonumuzda Jimmy Fallon'un yeni bölümünü izliyorduk. Bu haftaki konuğu Mert Borak'tı.

"Ben korkmuyorum," elimi karnıma götürdüm ve ovuşturdum "kızımız korkuyor." Gülerek saçlarımı okşadı. Elini belime uzattı ve sonra karnıma. Karnımdaki şişkinlik günden güne büyüyordu.

"Kızımız... İsmine hâlâ karar vermedik."

Heyecanlandım. Bir kıpırtıyla ona döndüm. Biraz doğruldu. Yüzümü çevreleyen tutamları tüm şefkatiyle geriye itti ve gözlerimin derinine daldı. "Ne oldu?"

"Aslında ben karar vermiş olabilirim."

Kaşlarını hayretle yukarıya kaldırdı. Alnındaki çizgilere baktım. Yaşlanıyordu ve bu yaşlılık ona ayrı bir güzellik katıyordu. Tanrım. Onu ne kadar çok seviyordum. "Nedir?"

"Afra." Sesim çok duruydu ama altında yatan heyecanımın farkındaydı.

"Afra." Düşündü. "Afra..." Gülümsedi. "Anlamı nedir?"

"Ayak değmemiş toprak." Gülümsemesi büyüdü. "Güzel, değil mi?"

Başını salladı. Sonra ağız kenarıma bir öpücük yerleştirdi. Gözlerimi kapattım. Kokusunu içime çektim. "Çok güzel. En az senin kadar güzel."

Saçlarıma dudaklarını değdirdi. "En az kızımız kadar..." Sonra dudaklarımı öptü. Tüm sevgisiyle...

Beni sardığında, bize hiçbir felaket yaklaşamayacakmış gibi hissediyordum. Hiçbir felaket bizim çemberimize uğrayamazdı. Bu adam tüm o felaketleri savuştururdu.

Onu çok seviyordum.

Ve ne aptaldım.

Afra, evimizin koltuğunda göğsüme sindiğinde aklıma bunlar süzülüverdi. Kızımın incecik saçlarını okşadım ve öptüm. "Bebeğim, yağmurdan neden korkuyorsun?"

"Anni," iki buçuk yaşındaki kızım dili döndüğünce seslendi. "Korkuyorum."

"Ama neden?"

"Korkuyorum." Gözlerimi devirip güldüm. Pek çok davranışı gibi bu da sebepsizdi.

Saçlarını okşayıp göğsüme çektim onu. "Bu gece benimle uyumak ister misin, Afra?"

"Hı-hım." Kibarlığına dayanamayıp onu kucağıma aldım. Sağ kolumla çevreledim onu, kollarını boynuma sardı ve koltuğa baktı. "Anni! O..."

"Ne oldu?"

"Babiş."

Hah. Babiş'i... Her seferinde taktığı bu isme gülesim geliyordu fakat sonradan hatırlıyordum. Küçük ayıcığını ona babası aldığı için adı "Babiş"ti.

"Afra, bu ayıcığın ismini değiştirmemize ne dersin?" Koltuğa geri ilerledik. Ayıcığı aldığımda elime uzanıp sarıldı ona.

"I-ıh" dudaklarını büzdü. "Babiş!"

Onunla asla inatlaşmazdım. "Pekala, o da bizimle mi uyuyacak?" Yatak odama doğru ilerledik.

"Hı-hı. Babiş, ben ve anne birlikte..." Gök gürültüsünü duyduğunda korktu. "Hiiii! Anni..." Boynuma saklandı.

EylülNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ