23.BÖLÜM(***DÜŞLER VE KÂBUSLAR***)

4.4K 239 12
                                    

"Masallar kadar güzel bir düşü,

Karanlık bir kâbusa çeviren SEN,

Bırak,

Bırak beni artık,

Hayatımdan çıktın.

Yüreğinle terk ettin.

Kâbuslarımdan da çık,

Terk et,

Her şeyinle terk et beni..."

  Zaman o kadar acımasız dünya o kadar umursamaz ki, ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın zaman akmaya dünya dönmeye devam ediyor. Alex’ in gidişinin ardından günler geçti. Olup bitenlere aklım ermiyor daha doğrusu artık düşünmeyi sorgulamayı bıraktım. Alex’ in teklifinin ardından kendimi büyük bir boşlukta hissettim. Boğulduğum ve bir türlü yolumu bulamadığım bir boşlukta, o an nefessiz kalmıştım. Kendime geldiğimde ise onu ne kadar kırmamaya çalışsam da o kırılmak ben de açıklamak zorundaydım. Kalbim ve ruhumla başka bir erkeğe bağlı olduğumu asla hayatıma bir başkasını kabul edemeyeceğimi söyleyerek oradan uzaklaştım. Odamda kıpırtısız öylece bıraktığım arkadaşımı ise son görüşüm oldu. O günden sonra apar topar gitmiş ve beni bir daha görmemişti.

   Beren düşünceler içinde volta atarken çalan telefonla kendine geldi. Mert AZDER yani bay patronu onu çağırıyordu. Mert Bey, Alex gittiğinden bu yana kendine o kadar nazik ve kibar davranıyordu ki bazen acaba beni tanıyor olabilir mi? Diye düşünmüyor değildim. Odasına girdiğimde elinde telefon ile bir konuşma yapan Mert Bey’ in suratı anlam veremediğim bir şekilde hayalet görmüş gibi bembeyaz oldu.

“Hem beni çağırıyor hem de geldiğime şaşırıyor tuhaf adam ya,” diye aklımdan geçirdim. Esrarengiz bir şekilde sürdürdüğü telefon konuşmasına şahitlik etmek hiç de hoşuma gitmemişti .El işaretiyle oturmamı işaret ederek konuşmasına devam etti.

“Tamam, anlıyorum. Merak etme hallettim ben o işi.” Karşı taraftaki kişinin sesi duyulmasa da, o kişinin sinirli olduğu patronun verdiği cevaplar, ses tonu ve vücut hareketlerinden belli oluyordu.

“Sen biraz sakin ol, ben hallediyorum. Her şey senin istediğin ve söylediğin gibi gelişiyor,” derken bana bakarak tuhaf konuşmasına devam ediyordu. Bir an üzerimde gizli bir el hissederek ürperdim.

“Ne zaman geliyor Mira?” diye sorduğunda adamın yüzünde belirgin bir neşe oluştu. Acaba Alex haklı olabilir miydi? Bu adam gerçekten kıskançlığı yüzünden sevgilisine çalışabileceği güvenli bir ortam mı hazırlıyordu? İstemsiz bir şekilde gülümseyince kendimi hemen toparlama ihtiyacı hissettim.

“Anlaştık o zaman, ben pürüzleri halleder seni de gelişmelerden haberdar ederim. Şimdi kapatmam lazım, Beren Hanım ile bir görüşmem var.” Konuşurken imalı bir ses tonu ile bana bakıp telefonu aceleyle kapattı.

“Hoş geldiniz Beren Hanım.” Telefon konuşmasındaki gerginliği üzerinden atmış, sevimli ve neşeli bir surat ifadesiyle bana bakıyordu.

“Beni görmek istemişsiniz Mert Bey,” Soru dolu bakışlarımı ona yönelttim, benim gibi sıradan bir mimarın büyük patron tarafından odasına çağrılması hayrı alamet değildi ya hayırlısı…

“Evet, Beren Hanım. Biliyorsunuz, verimi ve motivasyonu arttırmak için şirketler arası çalışanların yer değiştirmelerini sağlıyoruz.” Gözlerimi devirerek, evet erkek çalışanların yer değiştirmesi gibi, aklımdan geçenleri dilimle söylemeyi o kadar çok isterdim ki ama sadece iç geçirmekle yetindim. Söylediğim tek şey ise “Evet, biliyorum Mert Bey,” oldu.

“Bu doğrultuda Alex’ in yerine sizin departmanınıza Türkiye’den Mira Hanım gelecek. Mira daha yolun çok başında sayılır, bu yüzden iş konusunda ona sizin yardımcı olmanızı istiyorum.”  O an Alex’ in söylediklerinde gerçekten haklı olduğunu anladım. Bu adam kıskançlıktan gözü kör olmuş bir âşıktı. Alex bir aşk kurbanı oldu diye düşünürken Mert Bey’ in sorduğu soruyla tekrar kendime geldim.

Umudum AŞK# YENİDEN YAYINDA#Where stories live. Discover now