2.BÖLÜM

9.5K 430 5
                                    

Umut, telefonda konuşurken nereye geldiğinin farkında bile değildi. Kaşları çatılmış telefonun diğer ucundaki arkadaşına laf anlatmaya çalışıyordu.

"Arda, tamam biliyorum, habersiz çıktım yola. Son olanlardan sonra orada daha fazla kalmaya tahammül edemedim, kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı."

Umut, Arda'yı severdi. Şu dünyada dostum dediği ve güvendiği tek insandı. Kardeşi olmadığı için onu hep kardeşi gibi görmüştü. Ama telefondaki ısrarı Umut'un giderek canını sıkmaya başlamıştı.

"Arda, nerde olduğumu bilmene gerek yok, çocuk değilim ben. Sakın bizimkilere de haber falan verme beni iş gezisinde biliyorlar" dedi. Umut'un giderek kaşları çatıldı. Arda'nın bitip bilmek ısrarlarına daha fazla tahammül edememişti.

"Arda, tamam bir sorun yok. Benim için endişeleniyorsun biliyorum ama iyiyim ben, sadece rahat bırak beni. Nerde olduğumu da sorup durma. Söylediğim an atlayıp geleceğini biliyorum. O yüzden söylemiyorum. Dediğim gibi biraz kafamı dinleyip geleceğim, son olanları hazmetmem lazım. Yoksa çok kötü şeyler olacak. Neyse şimdi kapatmam lazım."diyerek cevap bile vermesini beklemeden telefonu kapatmıştı.

Umut, sakinleşmeye çalışıyordu. Son yaşadıkları ağır gelmişti. Aşık olduğu kız Çiğdem kendisini sebepsiz yere terk etmişti ve ne olduğunu bile anlamadan baş düşmanı ile gidip evlenmişti. Çiğdemin evlilik haberini alır almaz kendini bilinçsiz bir şekilde arabaya atmıştı. Kendine geldiğinde ise hiç bilmediği ve tanımadığı bir yoldaydı. Foça tabelasını gördüğünde geri dönmek istemedi. Bir süre uzaklaşması kendisi ve ailesi için daha iyi olacaktı. Ailesine iş gezisine çıkıyorum diye haber verip ardından şirketi aradı. Sekreterinde gerekli talimatı verdikten sonra Arda'yı bağlamasını söyledi. Arda biraz kafasını şişirse de onu da halletmişti. Telefonu kapattığında şirin bir balık restaurantın önüne gelmişti. Restaurantın bahçesinde çeşit çeşit rengarenk çiçekler vardı. Normalde Umut'un gitmeyeceği bir mekan olmasına rağmen o an o kadar çok içine çekmişti ki kendini acıkan karnının da etkisiyle kendini mis gibi balık kokan mekanın içine attı. Gözünü kestirdiği bir masaya oturup etrafta kendisi ile ilgilenmesi için birilerine bakınırken birden ılık ,sıcacık bir sesle kafasını kaldırdı.

"Hoş geldiniz, ne alırdınız?"

Umut kafasını kaldırdığında kızın yüzünü gördü. Kızın gülümsemesi ile içinde anlam veremediği bir huzur dağıldı. İçine dağılan huzur yüzünde bir gülümsemeye yol açtı. Daha fazla dağılmadan hemen kendini toparladı.

"Şeyy, aslında ne yiyeceğimi bilmiyorum. İlk defa buraya geliyorum sizin önerdiğiniz bir şey varsa hemen hazırlanacak bir şeyler onu alabilirim."

"Tabiî ki hemen sizin için bir şeyler hazırlatıyorum. Memnun kalacağınıza eminim" diyerek oradan uzaklaştı. Umut, kızın arkasından bakarken kız ile birlikte içindeki huzurunda anlam veremediği bir şekilde uzaklaştığını hissetti.

Kader, Umut'un başına anlam veremediği daha neler getirecek...

Umudum AŞK# YENİDEN YAYINDA#Where stories live. Discover now