"Hey dikkatli olsana koca yere sığmadın mı?"

Sanki bunları bilerek planlamışlar gibiydi ben uzaklaşmaya çalıştıkça onlar beni içine çekiyordu. Gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalışarak gözlerimi kapatıp gülümsedim birkaç saniye sonra tekrar açarak aniden ona döndüm. Bu sefer Erkam karşıma çıkmıştı başını iki yana sallayarak korkak bakışlarıyla gözlerimin içine bakıyordu. Hiçbir şey yapmayacaktım neden bu kadar abartıyorlardı anlamıyordum. Bende onun yaptığını yaparak sağımı işaret ettim.

"Bak Nare orada."

"Hani nerede?"

Gösterdiğim yerlere göz gezdirirken bana bağıran kızın karşısına dikildim.

"Bilerek mi yapıyorsunuz?"

Kızın kızgın bakışları anında düzelmişti cevap vermesini beklerken yüzüne yerleştirdiği gülümsemesiyle heyecan dolu bakışlarını bana yöneltti.

"Hey! Seni tanıyorum sen dünya seçmelerine katılan kızsın."

"Yani?"

"Ben senin hayranınım o kadar güzel dans ediyorsun ki özenmemek elde değil. Ben Ela memnun oldum bu arada bana çarparken seni tanıyamadım sözlerim için üzgünüm."

Öfkeli bakışlarım Karan'a çevrildi kaşlarını çatmış yapacağım hareketi bekliyordu ama ben onun için bir daha kılımı kıpırdatmazdım.

"Ela'ydı değil mi?" derken Karan'a bakışlar atıyordum. Diğer kızlar da bana hayran hayran bakarken kız sevinç çığlıklarıyla cevap verdi.

"Evet!"

"Bende Sima memnun oldum. Fakat konuşurken kendinden geçme olur mu? Karşındaki insanın ne tepki vereceğini bilemezsin."

"Haklısın çok üzgünüm."

Bir şey söylemeden okuldan çıkmıştım kendimi öyle zor tutmuştum ki ama kıza karşı değil Karan'a karşı utanmadan bir de izliyordu. Bu kadar düşmüş olamazdı ona yaklaşmaya çalıştıkça benden kaçması yeterince berbatken bir de başka kızlarla flört ediyordu. Ne istediğinin farkındaydım ama asla eline vermeyecektim.

"Sima nereye?"

Lina'yı umursamadan okuldan çıkıp hemen karşımızdaki ormana girdim. Benden hafif uzakta kalan Lina arkamdan hala bana sesleniyordu dinlemeden hızımı artırarak koşmaya başladım. O kadar hızlı koşuyordum ki yeterince uzaklaştığımı düşünerek yavaşlayıp durdum. Nefes nefese olduğum yerde dolu gözlerle kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama asla olmuyordu öyle öfke dolu ve kırgındım ki duygularımı saklayamıyordum.

"Sakin olmalısın Sima."

Bu annemin sesiydi en çok ihtiyacım olduğu anda zihnime girmişti.

"Öfkemi dindiremiyorum anne yardım et lütfen."

"Ellerini hafif öne uzat ve istediğin bir şeyi hayal et."

Dediğini yaparak ellerimi öne uzattım şu an istediğim tek şey öfkemi üzerimden atmaktı. Avuçlarımın arasından güçlü bir şey öne doğru uzanırken gözlerimi açtım. Avuçlarımdan çıkan alevler şerif şeklinde hızla karşımdaki ağaca ilerlerken ağaca gelmemesi için kalkan yarattım. Kalkanda oluşan yansımama gitti gözlerim kızıl saçlarım geriye doğru uçarken ateş turuncusu gözlerim alevlere hükmediyordu. Ateş sanki karşımda hayat buluyordu öfkemi attıkça alevler yükseliyordu.

"Sima dur!"

Uygar'ın gür sesiyle bakışlarımı yansımamdan çekip ona baktım hem korkuyor hem de kızıyordu.

"Bütün ormanı yakmak mı istiyorsun! Söndür çabuk!"

"Uygar git buradan."

"Sima söndür şu alevleri!"

Belli ki pes etmeyecekti sinirle nefes verip avuçlarımı yumruk yaparak alevleri söndürdüm. Bedenimi kontrol altına alamıyordum bu nedenle ona yaklaşmamak için geriye doğru adımladım.

"Neden geldin?"

"Çünkü Karan istedi."

"Karan mı?"

"Evet ne yapacağını kimse kestiremediği için Karan peşinden gelmemi istedi. İyi ki de gelmişim yoksa bütün ormanı yakacaktın."

Güldüm sadece kendisi gelememişti çünkü çok meşguldü. Amacını anlayamıyordum ne peşimi bırakıyordu ne de konuşmama izin veriyordu. Benden kaçan kendisiydi bir de peşimden başkasını göndermişti.

"Ne istiyor benden?"

"Ne?"

"Sorumu duymadın mı Karan? Derdi ne arkadaşının ne istiyor benden?"

"Anlatayım ama kaldırabilecek misin?"

"Ben neler atlattım Uygar, emin ol söyleyeceklerin yanında hiçbir şey."

"Tamam o zaman benimle gel."

"Nereye gidiyoruz?"

"Sorma ve gel lütfen."

Önümden yürümeye başlayınca kendimi peşinden giderken buldum belli ki Karan hakkında çok fazla bilgiye sahipti derdinin ne olduğunu çok iyi biliyordu. Alevleri yönlendirdiğim ağacın dibinde durup bana döndüğünde ne yaptığına baktım.

"Karan'ın kapşonlusu yanında mı?"

"Hayır neden yanımda olsun ki."

"Pekala o zaman başka şekilde göstereceğim."

"Neyi?"

Kendi üstündeki switi çıkartıp bana uzattı.

"Giyin şunu."

Söylediğini ikiletmeden giyindim.

"Şimdi gözlerini kapat ve sadece Karan ile olan anılarımıza odaklan."

"Tamam."

Gözlerimi kapatmadan önce Uygar'ın Karan ile olan anılarına odaklandım. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattığımda aldığım nefesi verememiştim.

Uygar ve Burkan büyük bir mekanın içerisinde deli gibi koşturuyor ve Karan'a sesleniyorlardı.

"Karan neredesin!"

"İmdat! Yardım edin lütfen!"

BÖLÜM SONU

İnstagram hesabı; nisaxyr

Karanlık Sırlar'ı ayrıca kitap olarak da satın alabilirsiniz. Tüm internet sitelerinde mevcuttur, daha fazla bilgi için instagram adresine göz atabilirsiniz.

Keyifli okumalar...

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Where stories live. Discover now