❦ YATAK ODASI / BÖLÜM ●27●

Start from the beginning
                                    

Bugün gözleri sonbaharı andırıyordu. Aralarına ela düşmüş gözlerinin arasında parıldayan yeşilleri sanki gözlerine hayat verir gibiydi. Göz bebekleri yine büyüktü ama bana odaklanmış olmasından korkmuyordum artık. Alışmışlığın verdiği bir hissiyat vardı.

"Hazırlanmana gerek yok. Zaten bütün gün uçakta olacağız." dediğinde nefesini sanki inadına yüzüme doğru üflüyordu. Sigara içmişti. Hafiften alkol kokusu... Sanki ilk gün gibi hissettiren bu kokuyla afallarken bir an bedenim buz kesti. Bileklerime kelepçeleri takmış gibi hissetmemle ondan uzaklaşmak için ani çabam iki insanı da şaşırtsa da onların ne düşündüklerini önemseyemeyecek kadar korkmuştum.

Sadece bir sigara kokusuydu. Oysaki bir kokunun insana bu kadar anlam vermemesi gerekmez miydi?

"Tamam... Gidelim o zaman. Ben... Aşağı iniyorum." diyerek kapının yanından ayrıldığım o vakitte ikisi de hemen ardımdan gelmemişti. Salona geldiğimdeyse herkesin gözü bana dönüş, neden bu kadar hızlı geri döndüğümü sorgular haldeydi.

"Ne oldu Ayza? Siz satranç oynamayacak mıydınız?" diyen Tuğba bana merakla bakarken gözlerim Dilruba'ya çevrilmişti. Acaba bu kadına da aynılarını yapmış mıydı? Biliyor muydu Vural'ın gerçek yüzünü?
Sanmıyorum. Bilseydi, neden onunla uçağın içerisinde saatler geçirmeyi göze alsındı ki?

"Oynayacaktık ama... Vural geldi." diye saçmalamaya başlarken herkes merakla bana bakıyordu. Şimdi durup onlara ben de geleceğim desem, çok garip ve komik bir durum olacağından susmak zorunda hissetmiştim. Sanki Vural'ı eski nişanlısından kıskanan ve onun peşine takılan bir gardiyan gibi gözükecektim. Oysaki az önce kadına "Sen benim için sorun değilsin." İmajını veren ben değil miydim?

Tam da o sırada beni bu durumdan kurtaran iki adam aşağı inmişlerdi ama ikisinin de yüzü garip bir şekilde gergindi. Benden sonra bir şey mi konuşmuşlardı? Hoş, bu kadar kısa sürede ne olabilirdi ki? Ama olmuştu belli ki. Yavuz, bir an bile bana bakmazken direkt eşinin yanına doğru ilerlemişti. Ben hâlâ ayakta dikilirken yanıma gelen Vural ise elini sahiplenici bir şekilde belime sarmıştı.

"Biz hazırız."

"Biz mi?" diye soran ilk Müzeyyen Hanım olmuştu. Diğerleri de merakla ikimize bakarken ben, belimdeki elini düşünüyordum. Benden uzaklaşmasına ihtiyacım vardı.

"Evet, Ayza'da gelecek."

"İyi de oğlum, gezmeye gitmiyorsunuz ki. Gidip geri döneceksiniz." diyen Müzeyyen Hanım, bu durumdan hoşnut olmamış bir şekilde ikimize bakıyordu ama Vural annesinin bu tavrının pek de üzerinde duruyor gibi görünmüyordu.

"Yolda bana eşlik etmesini istedim o da beni kırmadı." dedi ve dönüp bana baktı. Tanrım, nefesi yanağımı sıyırıp geçiyordu ve ona bakmamı bekliyordu ama hayır, bunu yapmak kesinlikle istemiyordum.

"A-a! Şunlara bak anne. Bir an bile ayrılmıyorlar." dedi Tuğba. Duruma herkes şaşırmıştı ama Vural'a pek bir şey demek istemiyor gibi duruyorlardı.

"Dilruba, hadi gidelim. Bekletmeyelim artık insanları." diyen Vural ise artık ailesinin söylediklerini duymak istemiyor gibi bir tavır takınmıştı ama kapıya doğru ilerlemek istediğinde beni bırakmak yerine, belimdeki eliyle bütün vücudumu kontrol ederek beni de kendisiyle birlikte yönlendirmeye başlamıştı.

Derin nefes alıp verdim ve kendimi, yine o depoda olmadığıma ikna etmek istercesine gözlerimi etrafta dolandırdım ama evden çıktığımızda temiz havanın beni karşılaması, bu düşünceden kurtulmama hızla neden olmuştu. Evet, ihtiyacım olan temiz havadan başka bir şey değildi.

Kapının önünde bekleyen araba, bize ait olan arabalardan değildi. Dilruba'nın olmalıydı ki kapıdaki güvenlik, kapısını onun için açmıştı. Büyük, parlak gri rengindeki araba oldukça lüks ve gösterişliydi. Hoş, Dilruba benim gibi bir aileden gelmemiş, yediği önünde yemediği arkasında büyümüştü. Bu, istemsiz onun hayatına karşı bir imrenme hissiyatı oluştursa da bunu hemen aklımdan silmiştim.
Dilruba, şoför koltuğuna geçtiğinde benim için de arka koltuk açılmıştı. Vural içinse bir kapı açılmadı. Sanki onun nereye oturacağını kendisi seçmeliymiş gibi. O da ön kapıyı açıp Dilruba'nın yanına oturdu. Bulunduğumuz durum garipti çünkü aynı arabanın içerisinde olmaması gereken 3 insandık ama Vural hayatıma gireli çoğu şeyi sorgulamayı bırakmıştım zaten.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now