Aklım soru işaretleriyle doluyken zar zor kantine gidip Selin'i aramaya başladım. Yanında bir kızla beraber oturduğunu görünce ona doğru ilerledim. Masaya geldiğimde "Merhaba," diyerek Selin'in yanına geçtim.

"Merhaba canım. Bak seni Beste'yle tanıştırayım. Ortaokuldan arkadaşım."

"Öyle mi?" dedim kıza bakarak. "Bende Melis. Selin'in liseden arkadaşıyım. Memnun oldum."

Kız gülümseyerek "Bende," dedi.

Onlarla sohbete dalarken aklım nedenini bilmediğim bir şekilde hala Batu'daydı. Onu ilk defa başka biriyle görmek tuhaf hissettirmişti.

Beste dersinin başlayacağını söyleyip yanımızdan kalkarken ona gülümseyip "Sonra görüşürüz," dedim. İyi bir kıza benziyordu. Samimiydi. Şimdiden kanım kaynadı diyebilirdim.

"Melis, Beste'nin yanına sormadım ama bir tuhafsın. Bir şey mi oldu?" diye sordu Selin gözümün içine bakarak.

"Ya aslında pek önemli bir şey değil de," dedikten sonra dışarıda olan şeyleri anlattım.

"Melis," dedi Selin şaşkınca. "Sen Batu'yu kıskandın mı? Yoksa bana mı öyle geldi?"

"Ne?" dedim şaşkınca. "Ne kıskanması? Hayır, hayır. Kıskanmak değil bu. Sadece şaşırdım. Bu zamana kadar Deniz ve benden başka bir kızla bu kadar yakın görmemiştim onu. Bahar'la bile arasında mesafe vardı."

"Ben anlattıklarına bakarak yakın olduklarını düşünmüyorum. Sen kendin söyledin. Kız sarılmış Batu'ya. Demek ki kız da var bir şeyler."

"Bilmiyorum Selin," dedim oflayarak.

"Şuan ne hissediyorsun?"

"O kızın kim olduğunu çok merak ediyorum."

"Hım, peki kız Batu'ya sarılınca kızdın mı?"

Biraz durup "Aslında kızmak denemez ama rahatsız oldum sanırım," diye mırıldandım.

Selin çocuk gibi ellerini çırparak "Allah'ım oldu bu iş!" dedi heyecanla.

"Ne işi?" diye sordum anlamayarak.

"Nikâh şahidiniz ben olacağım ona göre," dedi beni takmayarak. Kastettiği şeyi anlayınca gözlerimi büyütüp "Yok artık," dedim. "Sen iyice kafayı yemişsin!"

Oturduğum sandalyeden kalkarak "Hadi yürü gidelim," dedim sinirle.

"Tamam, tamam, sinirlenme," dedi gülerek. Sonra da çantasını alıp ayağa kalktı. "Hadi gidelim."

Selin'le birlikte amfiye gidip boş bir yere oturduk. Ben hala içimdeki düşüncelerle boğuşurken içeri hoca girmiş ve konuşarak aklımın dağılmasını sağlamıştı. İlk dersten sonra kendime gelmiş gibiydim. Selin sayesinde birkaç kişiyle daha tanışmış ve Batu'yla yanındaki gizemli kızı biraz olsun unutabilmiştim.

ღღღ

Tüm derslerimiz bittiğinde Selin'le birlikte fakülteden çıktık. Okuldan çıkmak için ilerlerken aklıma Batu geldi.

"Sence Batu'yu aramalı mıyım?" diye sordum Selin'e.

"Dersten kaçta çıkacağımızı biliyor mu?"

"Hayır."

"Arama o zaman, mesaj at. Derste falansa açamaz."

Kafamı sallayarak Batu'ya dersimin bittiğini bildiren ve onu beklememin gerekip gerekmediğini soran bir mesaj attım. Birkaç dakika sonra cevap yazdı.

'Dersteyim prenses ve yarım saat sonra çıkacağım. Sen bekleme beni, git.'

"Dersteymiş," dedim Selin'e bakarak. "Bekleme, git diyor."

İKİ YARALI |Tamamlandı|Where stories live. Discover now