23: beraber tatile gidiyoruz

Start from the beginning
                                    

"Diğerlerini bilmem ama ben gelirim. Bütün bir sene o kadar yoruldum ki, biraz şehirden uzaklaşmak iyi gelir." diyen Namjoon'a Hoseok da katıldı. Üçü bizden bir cevap beklerken kurumuş dudaklarımı ıslattım ve konuşmaya başladım. "Benim zaten bir planım yok, o yüzden ben de gelirim. Eğlenceli olur."

"Jimin gelirse Yoongi de gelir o zaman." diyen Hoseok ile kıkırdadım. Yoongi bir şey demeden önce kolunu omzuma atarak beni kendine yaklaştırdığında yüzümde kocaman bir sırıtış vardı. Hoseok'un dediği şeye yanıt vermek yerine sadece "Ben de geliyorum." demişti. Birkaç saniye sonra ise kulağıma "Tabii ki gelmemdeki en büyük etken sensin." diye fısıldadığında nefes nefese kalmıştım. Zaten bu gerçeği biliyordum fakat bildiğim şeyleri Yoongi'nin ağzından duymak beni heyecanlandırıyordu.

"Siz sormadan söyleyeyim, Jungkook ve ben de geliyoruz. Bizsiz tatile gidemezsiniz."

"Tüh ya, ben sizi götürmek istemiyordum. Keşke bu planı yanınızda söylemeseydim." Seokjin'in şakasına karşılık Taehyung dilini çıkardığında Jungkook, onun bu haline büyük bir kahkaha attı. Hatta bununla yetinmedi de, küçük bir bebek seviyormuşcasına Taehyung'un yanaklarını sıkıp öpücükler kondurmaya başladı.

Hoseok onların bu şirin hallerini yüzünü buruşturarak izlerken Seokjin oralı bile olmuyordu, Namjoon da telefonuyla ilgilendiği için o ikisini görmüyordu. Fakat ben, her şeylerini büyük bir keyifle izliyordum. Onları barıştırmak için çok uğraşmıştım ve bu halleri beni fazlasıyla mutlu ediyordu.

"Seokjin, karavana yedi kişi sığarız değil mi?" Yoongi'nin sorusuyla Seokjin birkaç saniye düşündü, ardından "Sığarız sanırım." dedi.

"Namjoon şoför olur, Hoseok ve ben de yanında otururum. Siz zaten sakız gibisiniz, ayrılmıyorsunuz hiç birbirinizden. O yüzden dört kişi olsanız da iki kişilik yer kaplarsınız. Sığarız yani."  dediğinde bize sakız benzetmesi beni güldürmüştü.

"Sığmazsak size yol boyunca Taehyung'un kucağında gidebilirim diyecektim ama sığıyormuşuz."

"Bu bir şey değiştirmiyor ki, yine yol boyunca kucağımda olacaksın." Taehyung, sinsi bir sırıtışla Jungkook'a bakarken Seokjin masada duran peçetelerden bir tanesini top yapıp Taehyung'a attı. "Yanımızda elleşirseniz sizi yolun ortasında bırakırım, sessizce uslu durun. Aynı şekilde Yoongi ve Jimin, bu sizin için de geçerli." Kaşlarını çatıp işaret parmağını bizi sallayarak konuşurken gülmemek için kendini o kadar sıkıyordu ki, yüz ifadesini görmesem bu halinin oldukça korkutucu olduğunu söyleyebilirdim.

Seokjin'in tehditinden sonra Yoongi kulağıma eğilip kısık sesle "Yolculuk için güzel planlarım vardı ama madem Seokjin bizi yola atacak, planlarımı gerçekleştiremeyeceğiz." dediğinde planlarını az çok tahmin ettiğim için kulaklarım kızarmaya başlamıştı.

Onun yaptığı gibi ben de onun kulağına yanaşıp fısıldadım. "Akşam planlarından bahsetmeye ne dersin?" Sorduğum sorudan sonra hiçbir şey olmamış gibi diğerlerini dinlemeye koyulurken Yoongi'nin yüzünde oluşan sırıtış gözümden kaçmamıştı.

Bir işimiz olmadığı için bir süre daha yemekhanede konuşup sohbet etmiştik, daha doğrusu Taehyung ve Jungkook ikilisi Seokjin'e bulaşmıştı, Namjoon ve Hoseok ise o ikisini durdurmaya çalışırken onların oyununun bir parçası olmuştu ve beşi birden bir tartışmaya sürüklenmişti. Yoongi ile ben ise onları izleyip durmuştuk. Zaten sonrasında herkes durulmuş, farklı yerlere dağılmıştık.

Hava sıcak olduğu için pek dışarı çıkmak istemesem de Yoongi yemeği dışarıda yemeği teklif ettiği için ona itiraz edememiştim ve hazırlanıp dışarı çıkmıştık. Bir dükkanda hamburger yiyip tatilden bahsetmiş daha sonra ise sinemaya gitmiştik.

sweet chaos, yoonmin✔Where stories live. Discover now