Bölüm 12 (M)

576 49 23
                                    

!!! UYARI !!!: Bu bölüm 18 yaşından büyük okuyucular içindir. Cinsellik içerir. 18 yaşından küçük olanlar ve o tarz şeyler okumak istemeyenler 'Bölüm 12' yazan bölüme gidebilirler... Geri kalanlar içinse iyi okumalar~

◾◾◾◾

Soluk mum alevleri ileri geri titriyorlardı.

Tam karşıma gelerek dudaklarını dudaklarıma yapıştırıp onları kemirerek emmeye başlamıştı. Karmaşanın arasında sıcak ve tutkulu nefesler dolaşıyordu. Yüzüm yanıyordu, vücudumun geri kalanı da saniyeler içinde ısınmıştı. Başım ağrıyordu, gözlerimi aralayınca şehvet dolu kara gözlerini görebiliyordum.

Tanrım, neler oluyordu?! Bir şeyler ters gidiyordu!

Dehşet içinde ondan kurtulmaya çalışırken kendi sıcaktan bunalan bedenimin onun soğuk bedenine değerek rahatladığını keşfettim. Hemen onu itmek için yalpalayan kolumu kaldırdım, ancak o tek koluyla kolumu başımın üzerine çekerek aşağıdan tutturdu. Acı içinde homurdandım.

'Seni lanet p*ç! Yaralı halimle benden faydalanırsın demek!'

Başını çevirerek yumuşak ama boğuk bir sesle "Korkma. Onu bana ver..." dedi.

Sonra da kulağımı öperek hafifçe kulak memelerimi kemirdi. Vücudumdan şiddetli bir titreme geçmişti ve istemeden nefesim hızlanmıştı. Boynumdaki dayanılmaz derecede sıcak dudaklarıyla, uyuşukluk dalgaları üzerimi yıkıyordu. İçimden gelen günahkar arzuları hissederken, kemiklerimin kollarında tutulmasına karşı son derece zayıftım. Nefesi kesilmiş gibiydi. Ellerini her tarafımda dolaştırıyor, tüm arzuları evlerinden dışarı çekiyordu. Benimse elimden ağzımdan kaçmakta olan inlemeleri geri tutmak için çenemi sıkmaktan başka bir şey gelmiyordu.

"Seni duymama izin ver."

Öpücükler yağmur gibi yağıyordu. Giysilerimizin son parçaları da yırtılarak çıplak bedenlerimiz iç içe geçmişti. Aynı anda hem soğuk, hem de sıcaktım; kafam karmakarışıktı. Özenle göğsüne tutundum.

Kahretsin.

Kahretsin.

Bu olamazdı...

Vücudum çoktan gevşemişti, bu yüzden perdeleri açmaya çalıştıktan sonra ayağa kalkmaya çalıştığımda, bir elimle bileklerimi kolayca tutabilmişti. Diğer elini belime doladıktan sonra tekrar üzerimdeydi.

"Cehenneme kadar-"

Sözlerimi bitiremeden dudaklarıma yapıştı. Yumuşak ısırması kemirmeye dönüşmüştü. Kırmızı işaretler her yerdeydi. Boynumda. Köprücük kemiğimde. Göğsümde.

Çalışmayan zihnime rağmen beni neyin beklediğini çok iyi biliyordum. Mücadele etmek istiyordum, ama uzuvlarımın tamamı yatağa tutturulmuştu ve onun öpücükleri yüzünden zar zor nefes alıyordum. Sadece beni bıraktığında nefes almak için soluklanabiliyordum.

Kulak memelerimi çekişterek ara sıra kemiriyordu.

Elleri omurgam boyunca aşağı inerken "İçinde hala biraz direnç var ha" diyerek benimle olabildiğince alay etti.

Kısa süre sonra karnımdan kafama doğru yükselen ve vicdanımı bulandıran bir fitilin yandığını hissettim. Gözlerim o kadar sulanmıştı ki artık tenini net göremiyordum. Gizli arzularım onun tarafından birer birer ortaya çıkarken vicdanım bulanıklaşmaya devam ediyordu. Omuzlarının etrafına uzandığım sırada aşağı inerek göğsümde morumsu bir iz bırakmıştı.

Mücadele eksikliğimi fark ederek dudaklarıma yumuşak bir öpücük kondurdu. "İyi hissediyor musun?"

Vücudum elleri yüzünden kontrolsüz bir şekilde titriyordu. Nazik okşamalarından başka hiçbir şey hissedemiyordum, yine de başka yöne bakarak dilimi tuttum. Ancak vücudum daha fazlasını bekliyormuş gibi titremeye başlamıştı.

Cold SandsWhere stories live. Discover now