29 "Emre"

29.8K 2.8K 787
                                    



ENGİN

İşte şimdi her şey kesinleşmişti...

Liya'nın annesi ve babası hayatta değildi.

Kızı yıllarca köle gibi kullanmışlardı! Ailesini öldürmekle tehdit etmişlerdi. Bu nasıl bir acımasızlıktı böyle?

Kalbim sıkışırken onun nasıl üzüleceğini düşündüm...

Daha fazla oturduğum yerde duramazken kendimi onun odasının önünde buldum. Sanki nefesim daralmıştı, burada kendime gelebilmiştim.

Kapının kilitini açtığımda onu öylece yatağında uzanırken gördüm.

Çok güzeldi...

Onun yanına gittiğimde yüzüme bakmadı.

Küs müydü bana?

"Özür dilerim Liya..." Yutkundum. "Sibel'in yanına gittiğim için..." Bana arkasını döndü.

Cevap vermeyeceğini sansam da tahmin ettiğim gibi olmadı.

"Dileme Engin. Senin hayatın, senin kararın. Senin tercihlerine karışmak haddim değil. Benim öyle bir yetkim yok."

Onun yanına uzandığımda şaşkınca başını bana çevirişini izledim. Göz göze geldiğimizde hemen bakışlarını kaçırdı.

"Kızgınsın biliyorum ama anlatmadığım şeyler var!"

Liya ofladı.

"Yeter artık Engin! Yeter! Sadece ailemi bul. Sen de senin ilişkilerin de benim umurumda değil!"

Kaşlarımı çattım.

Ne demek umurumda değil?

"Umurunda değil öyle mi?" Doğrulduğumda hemen o da doğruldu.

Söylediği sözlere pişman olmuş olacak ki beni durdurdu.

"Ben seni kırmak istemedim. Sadece bir an önce kurtulmak istiyorum. Anla beni ne olur..."

İçim acırken yavaşça onun yüzünü avuçladım.

"Senin kurtuluşun ben olsam? Hiç mi istemiyorsun beni? Bizden olmaz mı diyorsun? Hiç mi hoşlanmadın benden?"

Açık açık sorduğum sorularla birlikte utanıp başını eğdi.

"Engin şey..." Net bir cevap istesem de o benden çekiniyordu. "Olmaz ki... Ben senin ilişkilerin gibi bir ilişki istemiyorum. Bana dokunmanı istemiyorum. Sen buna fazla dayanmazsın. Bizden olmaz."

Sorun bu muydu?

Hızla onu belinden tutup kendime çektim.

"Dokunmam! Söz! Asla elimi sürmem sana! Öpme dersen öpmem, sarılmam ulan hatta! Hiç teklif bile etmem." Durdum. "Şimdi benim olacak mısın?" Ofladı.

Yeniden yatağa uzandığında bana arkasını döndü.

"Hayır."

Ulan ne kadar istekli olduğumu görmüyor muydu?

Ona arkasından sarılırken hemen pes etmeyeceğimi bilmesini istedim.

Derdim dokunmak değildi... Sevişmesek de ben bu güzel kadını istiyordum. Dokunmadan da sevebilirdim.

"Sen hâlâ Sibel'i düşünüyorsun!" Diye homurdandım. "O benim kız arkadaşım değil-" Sözümü kesti.

"Yeter Engin, lütfen yeter artık!" Doğruldu. "Ben o kadını düşünmüyorum, ben o kadını tanımıyorum bile! Senin kız arkadaşın olması gerçekten beni ilgilendirmiyor. Kendi yaşıtın birini bulmaya ne dersin zira bu kız seni hiç istemeyecek!"

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Onde histórias criam vida. Descubra agora