12 "Ayrılık"

60.3K 4.8K 1K
                                    


ALİSA

Şaşkınca Poyraz'a bakıyordum.

Kalbim öyle korkuyla atıyordu ki, hafifçe doğruldum.

"Ne kadını? Kadın falan yok!" Sesi sertti.

Ellerimi boğazıma götürürken derin derin nefesler alıp verdim.

"Vardı, yanındaydı! Sana sarılıyordu!" Diye bağırdım.

Poyraz rahat bir nefes verdi.

"Demek rüya gördün..." Kaşlarımı çattım. "Alisa, iyice saçmaladın kızım! Senden başkasına bakar mıyım ben? O kadın değildir, sana öyle gelmiştir!" Dedi.

Sinirle dişlerimi sıktım.

"Benim canımı sıkma Poyraz Atabey! Eğer benim canımı acıtacak bir şey yaparsan, eğer benim yaralı kalbimi bir kez daha üzersen şerefim üstüne yemin ederim ki seni hayatımdan da silerim, kalbimden de!" Diye gürledim.

Poyraz'ın gözleri irileşti. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

En sonunda kendini toparladığında gülümsedi. Bu tebessüm gerçek değildi zira onu çok iyi tanıyordum. Gerçek yüzünü benden saklayamazdı.

"Vay be! Beni silmeye ne meraklıymışsın! Ben senin aşkından gebereyim, kimseye elimi sürmeyeyim senin dediğin şeylere bak!" Diye homurdandı.

Hâlâ kendime gelememiştim...

Yeniden Poyraz'ın kucağına yatarken kokusunu içime çektim.

"Benim aşkımdan gebersen iyi olur Poyraz yoksa senin o kafanı kırarım, bunu biliyorsun değil mi canımın içi?" Sert sesimle birlikte güldü.

İşte bu gerçek bir gülüştü...

"Laz kızım benim, ölümüm senin ellerinden olsa gıkım çıkmaz... Senin için şu dünyayı yakarım! Yakar küle çeviririm... Senin bir gülüşün için kendi canımı feda ederim. Senin o gözlerinden akan her bir damla yaşa ölürüm ben..." Saçımı öptü. "Gelmiş aşkından gebermezsen kafanı kırarım diyorsun! Geberiyorum zaten! Görmüyor musun senin için cayır cayır yandığımı? Söyle Alisa'm, sana olan aşkımı görmüyor musun?"

Burnunu burnuma sürttü. Kollarımı boynuna sardım.

Özlemle sevdiğim dudakları uzunca öptüm.

"Tamam ya, kızma! Rüyamda seni esmer bir kadınla gördüm! Sana sarılıyordu! Sinirlerim tepeme çıktı!" İstemsizce sesim yükselmişti.

Poyraz tek kaşını kaldırdı.

"Kızım senin derdin ne da?! Sinirlendirme beni! Sevgilinle yarın son günün! Tartışmak mı istiyorsun?" Diye homurdandı.

Acı gerçek bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı.

Yarın son günümüz müydü gerçekten?

"İ-İyi de sen iki gün sonra..." Poyraz gözlerimin en içine bakıyordu.

Bakışlarındaki sevgi kendini öyle bir belli ediyordu ki... O siyaha yakın kahveler parlıyordu. Çekik gözleri daha da kısılıyor, dikkatle yüzümü inceliyordu.

"Yarın öğleden sonra Ankara'da olacağım. Toplantı yapmamız gerekiyor, acil! Herkese haber verdim. Ana binamızda görüşeceğiz. O toplantıyı düzenlemem gerekiyor. Bu yüzden seni yarın Trabzon'a bırakacağım." Gözlerim dolduğunda acı çeker gibi gözlerini kapattı. "Yapma Alisa'm, bunu bana yapma... Bakma gözlerime öyle, kahroluyorum be kadın..."

Dudaklarımdan kaçan küçük hıçkırığa engel olamadım.

"Ne zaman geleceksin? Yani eğer uzarsa, çok uzar mı? Öyle bir yıl falan sürmez değil mi?" Korkuyordum...

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Where stories live. Discover now