22 "Oyun"

45.4K 3.6K 1.2K
                                    



NİDA

Onun bakışlarıdan kaçmak istedim.
Barlas bakışlarını üstümden bir an olsun çekmedi. Aramızdaki ilişki beni epey yormuştu. Sanki omuzlarımda ağır bir yük varmış gibi hissediyordum.

Odama girdiğinde hiçbir şey demeden beni duvarla arasına sıkıştırmıştı.

"B-Barlas?"

Sinirle dudağımı dişledim. Kekelemek nereden çıkmıştı? Ondan çekindiğimi düşünecekti! Oysaki sadece moralim bozulmuştu. Kendimi iyi hissetmiyordum.

"Senin bu suratının hâli ne?"

Sert sesiyle birlikte şaşkınca ona baktım.

"Şey, kendimi pek iyi hissetmiyorum."

Barlas belime sarıldı. Eğilip dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu.

"Bir sorun var gibi hissediyorum Nida. Eğer biri canını sıktıysa söyle güzelim. Gerekeni yapacağımı biliyorsun."

Onun kollarının arasından çıktığımda peşimden geldi. Mutfağa indiğimizde aniden beni kolumdan tutup sertçe kendisine çekti.

"Nida!" Dişlerinin arasından tısladı. "Benim sabrımı sınıyorsun!"

Derin bir nefes verdim ve onun yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"Bir şey yok! Sadece bugün keyfim yok!"

Barlas tereddütle bana bakıyordu. Bakışlarımı kaçırdığımda yavaşça çenemi okşadı.

"Sorun seni zorlamam mı? Sen ne kadar kabul etmesen de, itiraz etsen de benimsin Nida! Benden uzak bile duramıyorsun ama hâlâ sevgili olduğumuz gerçeğini kabullenemiyorsun!"

Parmak ucumda yükselip onun dudağına sıcacık bir öpücük kondurdum.

"Bu eve geldiğimde en yakınım olmuştun. En yakın arkadaşım... Sonra birini sevdin ve beni sildin. Sonra o kızdan ayrıldın ve ona barışmak için mesajlar atarken gelip beni öptün." Yutkundum. "Biz çok mantık dışıyız Barlas! Bizim hikâyemiz mantık hatalarıyla dolu! Ben şimdi sana nasıl güvenebilirim ki? Ben senin değilim. Sen de bunu kabullen!"

Barlas öfkeyle yumruğunu sıktı.

"Kabullenmiyorum lan, kabullenmiyorum! Haydi kabul ettir!" Diye gürledi.

Göz devirdim. Parmağımı tehdit edercesine ona doğru salladım.

"Ben Tuğçe değilim Barlas!" Onu uyardım. "Sen bana bağıramazsın! Kiminle konuştuğuna dikkat et!"

Barlas beni kendisine çektiğinde alnını alnıma yasladı.

"Her şeyin bir açıklaması var! Madem aklına takılıyor, konuşalım o hâlde!"

Engin'in sözlerini hatırlatırken zorlukla ona tutundum. Gözlerimi sıkıca kapatırken o sözleri zihnimden silmek istedim.

"Barlas Nida'yı sevmiyor Alisa... Barlas çapkının teki! Kızı da üzecek! Nida'ya olan sevgisi birkaç aya bitecek. Tuğçe'yi de sevmiyor muydu bu adam? Şimdi Nida'yı seviyor! Nida'ya yazık olacak..."

Beni görmeseler de ben bu sözleri duymuştum. Kabullenmek bile o kadar zor gelmişti ki... Neden böyle oluyordu? Neden bu adam benim için bir anda bambaşka biri olmuştu?

"Sorun Kağan mı?" Şaşkınca Barlas'a baktım. "Kalbin hâlâ ona mı ait? Hâlâ onu mu seviyorsun?!"

Barlas'ın bunu söylerken bile sinirden kasılması dikkatimi çekmişti. Beni sevmiyorsa neden bunu kendine bu kadar dert ediyordu?

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang