28 "Kıskançlık"

38K 3.2K 935
                                    


ENGİN

Elimdeki dosyaları uzun süre inceledim. Canım oldukça sıkkındı. Gördüğüm bilgilerle birlikte sessizce arkama yaslandım.

Bilgisayarı elime aldım. Dosyadaki bilgileri bir de buradan incelesem iyi olacaktı. Yanılmış olmayı, dosyaların karışmasını diledim.

"Engin?" Azra'nın sesini duydum.

Dün Kağan'la birlikte eve dönmüşlerdi. Nida'yla arası hiç iyi değildi. Onun yüzünü görmemek için elinden geleni yapmıştı. Sürekli gözü Kağan'ın üstündeydi.

"Söyle Azra!"

Ona bakmadım.

Azra yanıma oturdu.

"Bunlar ne? Ne peşindesin yine?" Omuz silktim.

"Şu benim kızı araştırıyorum.." Dedim.

Azra göz devirdi.

"Senin kız mı oldu?" Ayağa kalktı. "Sizi patlatmaya gelmiş bir terörist için fazla iddialı sözler... Nasıl güvenebiliyorsun aklım almıyor! Üstelik burada bizimle yaşıyor! Aşk gözünü kör etmese bari... Yavaştan kıza yol ver istersen. Git ailesine ver, sonra da yine evi değiştirir izimizi kaybettiririz." Kolumu tuttu. "Engin ben senin iyiliğini düşünüyorum. Lütfen artık kendine gel." Bana sarıldı.

Ona cevap vermediğimde bir şey söylemeden yanağımı öptü. Yanımdan ayrıldığında yüzümü ellerimin arasına alıp yalnızca düşündüm.

Belki çok yanlış bir zamanda, yanlış bir şekilde tanışmıştık ama ben onun masum olduğuna emindim... Öyle hissediyordum. Hislerim beni yanıltabilir miydi?

Ayağa kalkıp hızla onun odasının önüne geldim. Kilitli kapıyı açtığımda bakışları hemen bana döndü.

"Liya?"

Onun elini tuttum.

Liya elimi hemen bırakırken ayağa kalktı. Bu tavrına göz devirmemek için kendimi zor tutsam da yine de gülümsedim.

"Nereye gidiyoruz?" Diye sordu.

"Gel benimle..." Dedim.

Liya'yı salona çıkardığımda merakla bana bakıyordu. Kendimi koltuğa bıraktığımda o da mesafeli bir şekilde karşıma oturdu.

Derdi neydi ulan bu kızın? Yanımı gösterdiğimde ofladı.

"Gerek yok!"

Komiserin numarasını açıp gösterdiğimde oflasa da yanıma oturdu. Bilgisayardaki dosyayı açtım.

"Hangisi?" Sesim sertti. "Sana dokunan piç hangisi?" Liya şaşkınca başını kaldırdı.

O aralanan pembe dudakları öpmemek için kendimi zor tuttum... Umarım dudaklarımın arasında o güzel pembeleri uzunca emdiğim günler de gelirdi...

Ne diyordum ulan ben?

Liya'nın sakin olması için elini tuttum.

"Göster bana, hangisi sana dokunmaya kalkan?"

Bilgisayarı onun kucağına bıraktım. Liya gördüğü yüzlerle birlikte sertçe yutkundu. Kim bilir ona yıllarca neler yaşatmışlardı...

"Bu!" Bana baktı. "Bana dokunan buydu! Arevşad! Ermenistan'dan geldiğini söylüyorlardı. Ermeni ajanı!"

Yumruğumu sıktım.

"Hain piç!" Diye homurdandım.

Liya bana sokulurken gözleri dolmuştu.

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Where stories live. Discover now