2 "Asker"

80K 6.3K 1.5K
                                    


ALİSA

Donukça karşımdaki duvarı izledim...

Yemek yememekten zayıf düşmüş bedenimin kendine hayrı yoktu. Sadece yaşamak için bir şeyler yemeye çalışıyordum.

Annem ve babam için, ben ölürsem üzülürler diye....

Bu hayatı çok da umursadığım söylenemezdi. Poyraz gideli tam on yıl olmuştu...

Koskoca on yıl!

İntihar etmek istemiştim, denemiştim de ama her seferinde ailem beni kurtarmıştı! Annemin o perişan yüzü aklımdan silinmiyordu. Bir daha intihar etmeyeceğim dedim kendi kendime, zaten ailemin hayatını mahvetmiştim. Bir daha onlara aynı şeyleri yaşatmak istemiyordum.

On yıldır mutsuzduk... Benim yüzümden herkes mutsuzdu. Ne annem, ne babam... Eskiden neşeyle işten gelen babamın boynuna atlardım, anneme yemekler yapardım, evin deli kızıydım...

Peki ya şimdi?

Şimdi ise evin ruhsuz kızıydım...

Yemek bile yemiyordum. Çok az yiyor, annemi tatmin etmeye çalışıyordum. Zorlayınca olmayacağını anladığı için susuyordu. Azıcık yememe bile şükrediyordu.

Elime telefonumu alırken Cuma yazısını gördüm. Ah, nasıl da unutmuştum? Poyraz Cuma günü ölmüştü... Her Cuma mezarına gider, sevgimi bırakırdım.

Hızla yataktan kalktım ve üstümü giyindim. Aynadan kendime bakarken sıkıntıyla derin bir nefes verdim.

Poyraz beni bu hâlde görürse üzüldüğümü düşünürdü! O bana kıyamazdı ki...

Beni süslenmeden görmesine hep kızardım. Onun karşısına en güzel hâlimle çıkmak isterdim. O ise buna aldırış etmezdi. Bazı geceler gizlice odama girerdi, beni en kötü hâlimle görürdü.

"Güzel olmak için süslenmene gerek yok tutaste şk'imir... Sen her hâlinle güzelsin, bu pijamaların içinde bile!"

Gözümden bir damla yaş düşerken hemen yakalayıp sildim.

Benim şapşal sevgilim...

Bir hafta ayrı kalmak ağır gelirken, ondan tam on yıl ayrı kalmıştım.

Yirmi sekiz yaşında güçlü bir kadın olmuştum.

On sekiz yaşımın en güzel mucizesiydi Poyraz... Tam on yıl geçmiş, yirmi sekiz yaşına gelmiştim.

On sekizden sonra yaşım büyümeyi bırakmıştı. Ben hâlâ Poyraz'la tanıştığım yaştaydım. Hâlâ on sekizdim, hâlâ Poyraz yaşıyordu...Poyraz benim küçük yaşımın verdiği deli cesaretiydi...

Çok abartı olmayan bir makyajı yakıştırdım kendime. Odamdan çıkarken annemle göz göze geldim.

Bakışları hüzünlüydü...

"Ona mı gidiyorsun?" Hafifçe başımı olumlu anlamda salladım. "İyi, çok geç kalma. İki saate dönmüş ol, olur mu güzel kızım?"

Bir şey demeden evden çıktım. Saatlerce onun yanında kaldığımı bilirdim...

Tam bir saat, ayaklarım soğuktan uyuşana kadar onun mezarına yürüdüm.

Buraya her geldiğimde, bu mezar taşını her okuduğumda yüreğime bir kor düşüyordu.

Poyraz Atabey

21.10.2009

Ruhuna Fatiha

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin