KESİT

44K 2.8K 596
                                    



Ellerim titriyordu...

Koşabildiğim kadar koştum. Var gücümle, ayaklarım sızlayana dek koştum...

Beni belimden yakalayan kollarla birlikte gözyaşlarım şiddetlendi.

"Bırak beni! Dokunma bana!" Diye bağırdım.

Poyraz yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Yok öyle bir şey! Benim çocuğum falan yok! Beni dinleyeceksin Alisa!" Kolunu sertçe belimden ittim.

"O kadın ne hakla benimle konuşabilir? Benim yanıma geldi, benimle dalga geçti! Sevgilin olduğumu biliyordu! Bu kadın karın değilse, benimle böyle konuşma cesaretini nereden alıyor? Söyle ha, söyle!" Poyraz sert sesimle birlikte sertçe yutkundu. "B-Bana onun karın olmadığını söyle... Karım değil de!" Acıyla hıçkırdım.

Poyraz acıyla derin bir nefes aldı.

"Karım..." Diye mırıldandı. "Anasını avradını sikeyim ki o benim karım! Kağıt üstünde-" Yeniden attığım tokatla birlikte sözü yarıda kesildi.

Nefes dahi alamıyordum...

"O zaman karının yanına git Poyraz! Artık benden sana yâr olmaz!" Dedim.

Tam koşup gidecektim ki beni bırakmadı.

Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.

"Sen on yıldır benim yârimsin... On yıldır ben senden gidemedim Alisa! Anlamadan dinlemeden yapma bana bunu! Sensiz yaşayamam..." Adeta yalvarırcasına bana bakıyordu.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

"S-Sen o kadına aitsin! Bana ait değilsin... Git onun yanına! Git çocuğunun yanına! Metresinden sana fayda gelmez artık..." Diye fısıldadım.

Poyraz metres kelimesini duyunca irkildi. Aniden sertçe kolumu tuttu.

"Ne diyorsun ulan sen, ne metresi?! Ben o kadınla aynı yatağı bırak, aynı odada dahi kalmadım!"

Kahverengi gözleri öfkeyle parlıyordu.

Aniden onun belindeki silahı çekip aldım. Sertçe ona doğrulttum.

"Sakın peşimden gelme, sakın geleyim deme!" Diye bağırdım.

Ardından mermiyi namluya sürdüm. Silahı kendi kafama dayadığımda Poyraz korkuyla bana baktı.

"Alisa ver o silahı bana!" Diye gürledi.

Ondan adım adım uzaklaştım.

"Vermem, uzak dur! Eğer uzak durursan yere atarım yoksa kendime sıkarım!"

Poyraz silah patlar diye elimden alamıyordu. Kahve gözler, yaşlarla bana bakıyordu. Eğer şimdi tetiğe bassam hayatıma son verebilirdim...

"Ver silahı bana! Bak alırım elinden, canın yanar!" Diye bağırdı.

Alayla güldüm.

"Al hadi! Almaya yelten de sıkayım kafama! Her şekilde kendimi vuracağımı biliyorsun Poyraz Atabey..."

Poyraz bana yaklaştı.

"Yapma Alisa'm, yapma... Gel sarıl bana, üstesinden gelelim bütün acıların... O silahı bana ver..."

Birazdan canlı yayın açacağım, bu sefer hikâyelerim için olan hesabımda olacak. Profilimi şimdilik herkese açıyorum. Hazır tatil de olmuşken, gelin Poyraz&Alisa'yı uzunca konuşalım.😍 (Instagram:rumeysagulhanhikayeleri)

Gelen yorumların bazılarına cevap verdim. Hepsine cevap vermeme imkân yoktu. Çok fazla yorum vardı. Hepinizin ilgisine çok teşekkür ederim.❤️

INSTAGRAM:

rumistt

👆🏻👆🏻

KUZEY RÜZGÂRI -BÖRÜ- (KARADENİZ SERİSİ -III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin