Otuz Beşinci Bölüm

En başından başla
                                    

"Tamam, şimdi hep birlikte güzelce uyuyacağız tamam mı?" Başını salladığını hissettim.

Odama girdiğimizde yorganı araladım ve onu yatağa bıraktım. Ayıcığını ortamıza yerleştirmişti. Umarım ayıcığı sabah çiğnemiş olmazdım. Pek büyük bir şey değildi.

"Anni." Yatağa girdiğimde onu tekrar göğsüme çektim. Başucu lambasını kapatmayı unutmuştum.

"Efendim, kızım."

"Baba..." Elini yataktaki boşluğa uzattı.

Bu ses tonunu biliyordum. Yine başlamıştık. Babasını burada istiyordu. "Afra, kızım. Bunu konuşmuştuk. Baba şimdi gelemez. Ayrıca hafta sonuna sadece 2 gün kaldı, görüşeceksiniz. Lütfen şimdi birlikte uyuyalım olur mu?"

"Anni!" Kollarını bağlayıp dudaklarını büzdü. Tanrım.

"Afracım-"

Ağlamaya başladığında yatakta doğruldum. Yapacak bir şeyim kalmamıştı. Onu arayıp buraya gelemeyeceğini söylemesini isteyecektim. Evet, bu saatte.

"Tamam, bekle olur mu? Arayacağım. Seninle konuşacak. Ağlama, lütfen." Saçını okşadım. Arkasını döndü. Harika. Küsmüştü bana. "Telefonum içeride Afra, bekle olur mu?" Saçını öptüm. Hiçbir şey demedi.

Çıplak ayaklarımı yere bastım ve kapısını hafifçe açık bırakıp salona geçtim. Ne yapacaktım? Yanaklarım ısınmıştı.

Mesaj. Mesaj çekmek en iyi yoldu.

Mert, seni araya- Sildim. Müsait mi- Tekrar sildim.

Onunla son konuşmamızı hatırlıyordum. Gece kulübünü terkedip eve gideceğim sıra kapıda yaptığımız o muhteşem sohbeti...

Jack'e mi sorsaydım? Belki birlikteydiler. Unut gitsin. Arayacaktım.

Hayır, mesaj atacaktım.

Afra'nın hıçkırıklarını duydum. Tanrım.

Müsait misin? Afra ile ilgili.

Mesajı yollar yollamaz telefonu göğsüme bastırdım. Panikle yazmıştım. Gerilmiştim. Ona onca ettiğim hakaretten sonra yazmış olmak beni huzursuz ediyordu. Fakat annelik böyle bir şeydi işte. Gurur dinlemezdi.

Telefonum uzun uzun titremeye başladı. Arıyordu. Bir sorun olduğunu düşündürmüş olmalıydım.

"Alo, Mert."

"Ne oldu? Bir şeyi mi var?" Kalabalıktaydı. Arkadan gelen sesleri duyabiliyordum fakat kendi sesi berraktı.

"Yok, kusura bakma rahatsız ettiğim için ama Afra tutturdu."

"Hayır hayır söyle. Lütfen."

Konu kızı olduğunda her şeyden taviz verebilirdi.

"Yağmur yağdığı için korkuyor. Hatta şu an ağlıyor." Nefes aldım. "Babamı istiyorum, diye ağlamaya başladı." İç çektiğini duydum.

"Gelirim. Yani, istersen. Gelirim."

Kalbimin içinde bir şeyler kıpırdadı. "Yok, onu demeyecektim aslında. Ona gelemeyeceğini söyleyebilir misin diyecektim."

Durdu. Yalan söylemesini istiyordum. "Tamam. Nasıl istiyorsan."

"Teşekkür ederim. Yanına gidiyorum."

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin