3⋆3

118 16 95
                                    

İyi okumalar*
Minik yıldıza merhaba demeyi ve satır aralarında fikir beyan etmeyi unutmayın

.

"Bu hoca da iyice bunadı he" 10. Sınıflardan bir kız seslice konuştuğunda - ki kendisi sessiz konuştuğunu sanıyordu- hocanın bakışları ona dönmüştü.

"Emin ol hepinize baştan eğitim verecek kadar dinçim Kübra. Neden herkes burada?" bizzat hocanın çağırdığını söylediğim birkaç kişi yüzünü bana çevirirken ben de bilmiyormuş gibi davranıyordum çünkü başka ne yapabilirim?

"Hocam, Vera toplamış herkesi buraya" İdil elleri ile önündeki öğrencileri iterek öne atıldığında başını havaya kaldırıp konuştu.

Sıra zaten sana gelecekti ama sen hızlandırıyorsun İdilcim.

Tam ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada bir ses gelmesi ile herkes sesin geldiği tarafa dönmüştü. Bakışların odağı yeniden minecraft boxerlı Ali Eren olduğunda bastırılmaya çalışılınan kahkaha sesleri doldurdu salonu.

Göz ucuyla hocaya döndüğümde asla çözemediğim ve çözemeyeceğim bir ifade ile Ali Eren'e bakıyordu.

"Oğlum bu halin ne, pantolonun nerede?" Ali Eren utana sıkıla hocaya baktığında yüzü kıpkırmızıydı. Eminim ki utanç birkaç yumruğun verdiği acıdan daha kötü bir şey. Hele ki lisedeyseniz ve neredeyse tüm okul sizi saçma sapan bir iç çamaşırı ile görüyorsa.

"Bilmiyorum hocam beden dersinden sonra duş aldım ve pantolonum yoktu." Ali Eren'in sesi duyulmayacak kadar kısık çıkıyorken gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Hadi ben yeniden var ettim, al da giy" Alihan, elindeki pantolonu Ali Eren'e doğru attığında herkes daha fazla gülmeye başlamıştı. Ben de onlarla aynı durumdayken gülüşüm sokmuştu. Hemen arkamda olan Batuhan'a dönüp fısıldadım.

"Poşet, Batu poşet! Eli ile cebini işaret edip hafifçe poşetin ucunu gösterdiğinde derin bir nefesi çektim içime.

Poşeti ben getirmiştim ve bu sabah aklımı birkaç saniyeliğine kullanmayı bırakmış olmalıyım ki her beden dersinde kıyafetlerimi koyduğum poşetimi almıştım yanıma.

Yeniden arkamı döndüğümde Ali Eren'in pantolonunu giymiş olduğunu fark ettim.

"Ben demiştim bir şey fark etmiyor diye" yine kendimi kaybedip konuştuğumda herkes gülmeye başlamıştı.

Her ne kadar beni bozmaya çalışsa da normal bir şekilde hocaya döndüm.

"Sen mi topladın herkesi buraya kızım?" hoca şaşkınca bana baktığında gözlerinin içine bakarak başımı salladım.

"Evet hocam" müdür bey bir şey diyeceği sırada İdil sözünü kesmişti, saygısız

"Bu arada hocam buraya, sizin çağırdığınızı söyleyerek herkesi toplamış" hocanın, İdilden sonra yeniden bana çevirdiği bakışlarına karşılık ben hala normal davranıyordum.

Çünkü bu işler böyleydi. Suçsuzken bile daha çok inkar havasına girip heyecanlanmak daha beter yapıyordu her şeyi. Ki ben suçsuz da değildim bizzat kendim yapmıştım bu yüzden saçma bir hareket sergileyemezdim.

"Evet hocam ben çağırdım çünkü siz bir arkadaşa herkesi buraya toplamasını söylemişsiniz fakat onun işi çıktı o da benden rica etti, ben de yaptım" bakışlarımı İdil'e kısa bir anlığına çevirdiğimde sinirlendiğini anlayabiliyordum.

Çift Taraflı | yarı textingWhere stories live. Discover now