3⋆2

142 17 161
                                    


Arkadaşlar biliyorum okunma sayılarımız az fakat okuyan birkaç kişi de ne vote atıyor ne yorum yapıyor. Her defasında okuyorsanız bu sevdiğinizin en azından kafa dağıttığınızın göstergesidir.

Bu sadece benim motivasyonumu bozuyor biraz daha ince davranmanızı istiyorum affınıza sığınarak

Cuma günü olan kavgadan sonra hafta sonu yanına gidemesem de Rüya Ablayı salmayıp ikide bir kontrol ettirmiştim. Şimdi de hızlıca hazırlanıp okula gitmeye çalışıyordum.

Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktığımda bana doğru gelen Sevde'yi gördüm.

Ulan bilerek mi yavaş yürüyorsun?

İlk başta yanıma gelmesini beklemiştim fakat yavaş yürümesinden anlaşılacağı şekilde dün gece geç uyumuştu ve şimdi de hala uykuluydu.

Hızlıca yanına gidip kolundan sürüklemeye başladım.

"Uyan aloo" bana ters ters bakıp önüne döndükten sonra kolunu çekiştirdim.

"Biliyorsun kendini zaten uyuyamıyorsun ne diye saat 11'den sonra dizi izledin?" oflayıp devam etti.

"Ne bileyim. Kapatamadım, merak ettim."

"Ah, pekala. Ne izledin?" gülümseyerek bana döndü. Bu kadar çabuk yeme be.

"Shutter Island" Kolunu çekiştirmeyi bırakıp elimi çektim.

"Ha, izleyeceğim onu, unutturma bana" Resmen uykusu açılmıştı aq.

Sevde'yi biliyordum. Sevdiği dizileri veya filmleri bize önermeyi ve izlettirmeyi çok seviyordu. Yıllar önce Death Note'u izle demişti ve ben hala izlememiştim.

"Tamam, unutturmam. Sen niye beni çekiştiriyordun?"

"Rüzgar'ı görmek için."

"Vay anasını sayın seyirciler. Ben de yanıma koşarak geldiğinde beni özledin sanmıştım."  başımı kaldırarak yüzüne baktım. Şaka yaptığını biliyordum fakat böyle olunca kötü hissediyordum kendimi.

"Sadece mübalağa yaptım. Pişman etme beni" gülerek kolunu tuttuktan sonra yeniden çekiştirdim.

İnadımı bildiğinden ayak uydurmuştu bana. Sonrasında kolunu bırakıp okula gittik. Kapıda Ali Eren'i görünce Sevde'yi dürtükledim.

"Hey, unutmadın değil mi?" baktığım yere bakıp neyi kastettiğimi anlayınca başını salladı.

"Hayır, sence unutur muyum?  Sabırsızlıkla bekliyorum." dediğine gülüp kapıdan içeri girdim.

Gözlerim fellik fellik etrafta dolaşıyorken  aradığı şeyi bularak durdu.

"Sevde sen geç sınıfa, hem asansörle çıkarsın merdiven çıkamazsın bir daha" o da Rüzgar'ın fark edince bana döndü sonra omuz silkti.

"Seni satacağım demiyor da"  gülerek ona baktım.

"Ya ama"

"Tamam gidiyorum ne yaparsan yap" o asansöre doğru ilerlediğinde ben de yavaş adımlarla Rüzgar'ın yanına gitmiştim. Panoya bakıyorken başı sola dönmüştü sonrasında da aşağıya eğmişti.

Cidden mi yani?

Beni fark edince kısılan gözlerine değdi bakışlarım.

"Günaydın" gülerek yüzüme bakarken ben de aynı şekilde güldüm ona karşı. Bulaşıcı özelliği vardı sanırım.

Çift Taraflı | yarı textingWhere stories live. Discover now