Oturdum size bol ekşınlı bölüm yazdıııım , umarım beğenirsiniz canlarım :)
Bu arada multimedyada BRUNO 'nun resmi var :))
Bölümü @haticenr adlı okuyucuma ithaf ediyorum , inşallah beğenirsin canıııım :)
----------------------------------------------------
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
...
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
-Aragon
******************************************************************************
Hayatım ne zaman biraz düzeldi desem , ne zaman herşey iyi gitse tekrardan herşey boka sarıyor.Engel olamıyorum.Hiç iyi niyetli olup da hata üstüne hata yapmış gibi hissettiğiniz oldu mu ?Benim oldu.Herşey olup biterken yüzme bilmeyen küçük bir çocuk gibi çırpınıyorum koca okyanusta hayatta kalmak için.Ama sen yanımdayken herşey daha kolay oluyor , beni hiç bırakmamanı dileyerek uyanıyorum hergün.Evet , biliyorum herşeyi tekrar berbat ettim , her zaman olduğu gibi başımızı belaya soktum.Beni uyarmıştın,sana inanmadım , kuruntu yaptığını söyledim.Özür dilerim.
*******************************************************************************
"Bruno?" dedim tek kaşımı kaldırıp.Ne işin var lan senin burada , ne ara öğrendin geldiğimi.Bruno kim mi ? Tiyatroda birlikte rol aldığımız Elenore'un abisi ... Bana olan ilgisini bu güne kadar hiç saklamadı , hatta ısrarcı olduğu günler bile oldu , ama ben İtalya günlerimde Keremden başka tek bir erkeğe , erkek gözüyle bakmadığım için ne yaparsa yapsın asla dikkatimi çekemedi.Sonra arkadaş olarak devam ettik , aslında gerçekten çok iyi birisi , yani bana o kadar yardımı dokundu ki bu güne kadar ,ne zaman başım sıkışsa , bir şey olsa hooop Bruno yanımda.İyi çocuk yani , zararı dokunmaz kimseye.
"Zeyneağp , içeri almayacak mısın yoksa beni?" diye mırıldandı aksanlı İngilizcesiyle kapıya yaslanarak.Ah Brunocum , hemen arkamda bir canavar var , senin buraya gelmen şu hayatta yaptığın en yanlış şey .
Kapıyı biraz daha açarak , kolumla içeriyi işaret ettim ."Ah , tabi ... Tabi gir" Gir , gir de Keremin gazabıyla başbaşa kal.Bunu sen istedin Brunocum.Çocuğun içeriye adım atmaya yeltenmesiyle Kerem hemen öne atılıp , koluyla Brunoyu durdurdu.Ah , işte başlıyoruz!
"Sen kimsin ha?" dedi Kerem bayılıp , eridiğim İngilizcesiyle.Adam her dilde sevdiği kızı kıskanabiliyor , yemin ederim full fonksiyon.Bruno kaşlarını kaldırıp , Kereme öldürücü bir bakış attı.
"Ben de aynı şeyi sana sorucaktım ..." Brunocum bu özgüvenine gerçekten hayranım ama şuan hayatının hatasını yaptın , gel ben seni direkt camdan atıyım , daha az acı çekerek son nefesini verirsin.Ne diyorum ben ya , ortamı yumuşatmam lazım benim.Evet , yapabilirim bunu.
"Iıağ , sakin sakin.Kerem gel sen şöyle..." dedim Keremin göğsünden tutup geriye çekerken."Bruno benim buradan arkadaşım . Yakın arkadaşım." Arkadaşım derken kaşlarımı kaldırıp , sert bir vurgu yapıyorum ki , Kerem azıcık yumuşasın.Ama bizimkinde erkekten arkadaş olmaz anlayışı olduğu için pek işe yaramıyor tabi."Kerem de benim erkek arkadaşım " diyorum gülümseyip , Keremin beline elimi dolayarak.İkisi de tiksinerek birbirlerini süzüyorlar.Bu gergin ortamda daha fazla duramam ben , kafama sıkar giderim he söyliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest
FanfictionBir tarafta liseli bir kız ... Bir tarafta aşırı karizmatik ünlü bir oyuncu . Bu iki insanın yolları bi noktada kesişir ve o günden sonra herşey tamamen değişir. Bir ölçek dram ve bol miktarda eğlenceyle hazırlanmış , muhteşem bir ZeyKer hikayesi :)
