14|İlk öpücük

24.3K 598 52
                                    

EVET ARKADAŞLAR ZEYKER İÇİN BOMBA Bİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.ŞİMDİ BAŞTAN SÖYLİYİM YAZARKEN BEN BİLE HEYECANLADIM YANİ AHAHA UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

Bazı anlar vardır. O an canınız öyle bir yanar ki, bir daha o kadar hiçbir şey acıtamaz sanırsınız.

"Babaa ... Baba ... İyi olucaksın tamam mı ... Herşey yolunda ..." Şuan bu söylediğime ben bile inanmıyordum gerçi.

"Bundan sonrasına giremezsiniz hanımefendi" diyip kapıyı kapattı genç hemşire.Nası giremeyiz ya , o sedyede bilinci kapalı bi şekilde yatan , annemin 20 yıllık kocası , bizim babamız nası giremeyiz.Kapıyı yumruklamaya başladım.

"Açıın ...Açın nolur..." Kimse takmadı tabi beni , annemle Melis köşede sessizce beklerken ben öyle duramıyordum.Birşeyler yapmam lazım babamı görmem lazım.Ya birşey olursa , bi terslik olursa.

"Zeynep , gel annecim buraya." Ağladığı için sesi boğuk çıkıyordu.

"Orada durmanın bi faydası yok annecim gel , nolursun" Ağlayarak kapının önüne bıraktım kendimi , dizlerimi karnıma çekip hıçkırarak ağladım.Sabah ki olanlardan sonra buna ihtiyacım vardı.

Aslında bu sabah o kadar mutlu uyandım ki , tabi bunda dün Keremin yaptığı jestin de büyük bi payı var.Kalktım işte elimi yüzümü yıkadım , giyindim falan.Aşağı kattaki mutfağımıza indiğimde annem kahvaltı için çayı demliyordu.Normal bi gündü yani , en normaliydi.Sonra işte annem ekmek almak için beni yollamaya çalıştı falan tabi benim yine üşengeçliğim tuttu gitmedim . Annem gitti markete.Giderken de "ben on dakikaya gelirim sen babanla Melisi uyandırırsın" dedi.Bende annemlerin yatak odasına girip babamı uyandırmaya çalıştım.Dürttüm , silkeledim baba kalk dedim.Hiç bi yanıt alamadım.O an , orada onun öldüğünü zannettim.İşte bazı anlar vardır , o an canınız öyle bir yanar ki ,bir daha o kadar hiçbir şey acıtamaz zannedersin.O an o kadar karmaşık şeyler hissettim ki , ne yapmalıydım ? Ambulansı mı arasaydım , annemi mi arasaydım yoksa Melisi uyandırıp ortalığı daha da velveleye mi verseydim bilemedim.Bi yandan ellerim titreyerek , babamı silkelerken bi yandan da korkudan gözyaşı döküyordum.

Babam ölürse napardım , napardık.Babalar ölmemeliydi , en azından bu kadar erken olmamalıydı.Ben böyle boktan düşüncelerle yatağın kenarında hıçkırarak ağlarken annem sesimi duymuş olucak ki koşarak geldi.Sonra da ambulans falan işte , şimdi buradayız.Sanırım uykusunda kalp krizi geçirmiş babam.Ambulansta kalbi durdu bi kere. Sonra yeniden çalıştı.Şu an bunları düşündükçe daha da hızlı ağlıyorum.

Bir saat ... İki saat ... Üç ... Dört.... Ne kadar oldu tam hatırlayamıyorum artık , en sonunda doktor kapalı kapıyı açarak dışarı çıktı.Tabi bizde hemen üstüne çullandık.

"Nasıl ? İyi mi?

"Yaşıyor dimi ?" dedim.Alıcağım cevaptan bu kadar korktuğum bi soru daha önce olmamıştı.

"Yaşıyor , ama şu üç dört saat çok kritik , ölüm tehlikesi var.Geçmiş olsun" Nası bu kadar soğukkanlı olabiliyor bu doktorlar Allah aşkına , az önce bana babamın iki üç saate ölebiliceğini söyledi ama gayet rahat yoluna devam etti . Boğmak istedim onu.

Babamı yoğun bakıma aldılar , bir camın ardından bakabiliyoruz şimdi ona.Çıkalı üç saat oluyor , ve hala hayatta.Herşey geçti galiba , derin bi nefes alabilir miyim şimdi? Hayır , o ayağa kalkmadan derin bi nefes mefes yok bana.Hastane havasından o kadar daralmıştım ki , koşar adım bahçeye inip temiz havayı içime çektim.Sonra da bi banka oturdum.Bu yaşadıklarım benim için çok fazlaydı gerçekten.

HayalperestHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin