Bu bölümü @themis34 adlı okuyucuma ithaf ediyorum.İnşallah beğenirsin şıllak :)
Onun bu ellerinde ne var bilmiyorum , tuttukça güçleniyorum sanki , kalabalık oluyorum.
O sıradan kurulan cümleler gibi değil ben onu başka bir alfabeyle seviyorum.Git dediğimde gidemeyişini , arkamdan bakarken üzülüşünü seviyorum.Biz bize yeteriz bizi seviyorum.Sevmekten öte bir şey var bi de , ona güveniyorum.Bir kız annesine babasına ne kadar güveniyorsa , Kereme ondan daha fazla güveniyorum. Ki güvenmek 'seni seviyorum' demekten çok daha özel olmalı her zaman...
**
Kerem üstüme düştüğü için altta biraz ezilmiş olabilirdim ama durumdan hiç de rahatsız olduğum söylenemez.Üzerime düştüğü gibi birbirine değen dudaklarımızı geri çekmeden öpüşmeye başladık.Kerem kollarını koltuğa dayaraküzerime düşen yüzünü geri çekip , doğruldu ve bende biraz kalkarak sırtımı kapı tarafına rastladım.O da hemen karşıma oturdu.
"Neydi şimdi bu?" dedim şaşırmış bir şekilde dağılan saçlarımı düzeltirken.Restorandan buraya kadar sürüklemesinin nedenini istiyordum!Hemen! Kerem göğsümde birleştirdiğim kolları geriye çekip bana yaklaştı ve alnını alnıma dayadı.
"Seni seviyorum Zeynep."
"Beni pot pie dan daha çok seviyor olucaksın ki bak burdayız" dedim kıkırdayarak.
"Onda hala aklım kaldı desem..." Keremle bi an göz göze geldik ve sonrası ...
**
"Tamam hanımefendi işte bize o paçanga böreklerini paket mi yapıyosunuz napıyosunuz bir şey yapın işte" dedim gülmeme engel olarak.
"Kola da alalım" diyip arkadan belime sarılarak başını da omzuma yasladı.
"O az önce sipariş ettiğiniz semiz otu mezesizini de istersen paket yapabiliriz" diyen kadına baktıktan sonra aynı anda 'hayır' dedik.Ben görmeye katlanamıyorum , bir de paket yapıp yanımızda taşıycaz.Yok canım.Kadın paketi hazırlayıp bize uzattıktan sonra Kerem parayı ödemek istedi ama kadın gitmeden önce zaten yüklü bi miktar bıraktığımız için kabul etmedi.Aferin gözüme girdin esmer bağyaan.Keremle el ele tutuşup restorandan çıktık ve arabanın olduğu yere doğru yürüdük.Arabanın ön kısmına koyduğumuz poşetleri açıp , içindeki börekleri çıkartırken Kerem de kolaları açtı.
Ben koca bir dilim paçangayı mideme indirirken tabi ki Keremin de benden aşağı kalır yanı yoktu , tek hamlede koca dilimi götürmüştü.Kolalarımızı elimize alıp havaya kaldırdık ve tokuşturduk.
"Seni seviyorum Zeynep..."
"Seni seviyorum Kerem ..."
**
Keremle akşama doğru Antalya , Kaştaki otelimize varmıştık.Otelin görevlilerinden biri bavullarımızı arabadan alırken , biz de otelin üçüncü katındaki deniz manzaralı odamıza çıkmıştık.Bu oda oldukça geniş , içinde kocaman bir banyo ve yatak odası bulunduran ve mini bir mutfağı olan bir yerdi.
"Vaooov vaoov vaoov" diyerek arkamdan odaya giren Kereme dönüp küçük bir kahkaha attım.
"Baksana balkon manzarası da muhteşemmiş." Ben balkona doğru yürürken Keremde odanın ortasındaki yuvarlak beyaz çarşaflı yatağa atladı.Klasik Kerem işte ne zaman bi yatak görse böyle hemen bi atlamalar bi zıplamalar...
YOU ARE READING
Hayalperest
FanfictionBir tarafta liseli bir kız ... Bir tarafta aşırı karizmatik ünlü bir oyuncu . Bu iki insanın yolları bi noktada kesişir ve o günden sonra herşey tamamen değişir. Bir ölçek dram ve bol miktarda eğlenceyle hazırlanmış , muhteşem bir ZeyKer hikayesi :)
