PRIVATE TEACHER || J.JK

By heartbreakergenius

410K 15.5K 14.8K

"Üzerindeki üniforma benim yatak odamın zemininde daha iyi durabilir." - Yazarından izin alınarak çevirilmişt... More

x FOREPLAY x
Bölüm 1 | Derin Bakışlar
Bölüm 2 | Yaklaş Bana
Bölüm 3 | Gözlerini Kaçırma
Bölüm 4 | Farket Beni
Bölüm 5 | Tatlı Dokunuş
Bölüm 6 | Canımı Yakan Sensin
Bölüm 7 | Sebep Olduğun Gözyaşları
Bölüm 8 | Erotik Düşünceler
Bölüm 9 | Acıyor
Bölüm 10 | Nefret
Bölüm 11 | Kötü Sözler
Bölüm 12 | Kısa Etek
Bölüm 14 | İlk An
Bölüm 15 | Kırmızı İç Çamaşırı
Bölüm 16 | Morluklar
Bölüm 17 | Tadına Bak
Bölüm 18 | Muz [ SMUT ]
Bölüm 19 | Fransız Öpücüğü
Bölüm 20 | Besbelli
Bölüm 21 | Tatlı Muamele
Bölüm 22 | Masum
Bölüm 23 | Ses Kaydı
Bölüm 24 | Vibratör
Bölüm 25 | Tahrik Edici
Bölüm 26 | Saklı Yüz
Bölüm 27 | Bitti
Bölüm 28 | Kabusu Yaşamak
Bölüm 29 | Sıkıca Tut Beni
Bölüm 30 | Yanındayım
Bölüm 31 | Beni Bırakma
Bölüm 32 | Aklımı Kaçırıyorum
Bölüm 33 | Sorumluluk
Bölüm 34 | Cazip
Bölüm 35 | Tekrar Sev Beni
Bölüm 36 | Bitter Çikolata
Bölüm 37 | Uzun Gece
Bölüm 38 | Hocam
Bölüm 39 | Flörtöz Çocuklar
Bölüm 40 | Özel Mesajlar
Bölüm 41 | Kontrol
Bölüm 42 | Elimi Tut
Bölüm 43 | Bırakma
Bölüm 44 | Oynak Çift
Bölüm 45 | Tatmin [SMUT]
Bölüm 46 | Sonraki Sabah
Bölüm 47 | Kibirli
Bölüm 48 | Sadık
Bölüm 49 | Her Şeyim [FİNAL]
EKSTRA SMUT

Bölüm 13 | Samimiyet

11.3K 359 236
By heartbreakergenius

"Gerçekten ders için mi buradasın..?"

Siktir.

Bedenime bir sıcaklık dalgası yayıldığında kendimi düzelttim. "Bana kızacaksın biliyoruma, ama seni buraya çağırmamın sebebi ders çalışmak değildi... Seni okuldan sonra da görmek istemiştim.."

Ellerimi bacaklarımın arasına aldım, aynı hissediyorduk, bakışlarımı indirdim. "Ben de öyle..." mırıldanarak gerçeği söylemiştim. "Bunu duymak güzel... en azından saplantılı değilmişim.." tatlı kıkırdayışı kulaklarımı okşamış, dikkatimi kendine çekmişti. Kusursuz hatları, gülüşüyle tekrardan ortaya çıkmıştı. Bana baktığında, gözlerinin ruhuma işlediğini hissetmiştim. Kendimi, bakışlarının yarattığı yokuştan aşağı bırakmıştım.

Dudaklarını benimkilere bastırmış, yerimde zıplamama neden olmuştu. Kalbim eski hızına ulaşmış, damarlarım ısınmaya başlamıştı. Geri çekildiğinde dudaklarımı yalamış, düzensiz nefeslerimi kontrol etmeye çalışmıştım. Hala bayılmadığım için şanslıydım. Bana biraz daha yaklaşmış, parmaklarını çenemden kulağımın altına çıkarmıştı, kaçamak ama bir o kadar da güçlü bir bakış atmıştı, dudakları aramızdaki mesafeyi azaltıyordu.

Daha fazla dayanamıyordum, bakışlarımı bedeninde gezdirmeye ihtiyacım vardı. Yüzünde bir sırıtış belirdi, hissedilebilir bir muziplikle kırmızılarını benimkilerle buluşturduğunda, bayılmamı sağlayacak kadar etkili bir şekilde öpüyordu.

Ona karşılık vermiş, anın sıcaklığının beni çevrelemesine izin verip sandalyemi ona doğru çevirmiştim. Elleri bacaklarıma gitmiş, onları ayırarak kalçamı kavramıştı, üzerime eğilerek beni kolayca kaldırmış ve kucağına almıştı. Kollarımı boynuna sarmış, saçlarıyla oynarken, kucağında oturuyordum.

Boynumu avuçlamıştı ve kolu göğsüme değiyordu. "Derse devam etmek istiyor musun?" öpücüğün arasından fısıldamıştı. Geri çekildim ve buraya matematik için değil onu görmek için geldiğimi belirtir şekilde başımı salladım. Gülümseyip dudaklarımızı tekrardan birleştirdiğinde, beni tutarak ayağa kalkmıştı.

Birkaç saniye içinde, sırtım yatakla buluşmuş ve onu üzerimde bulmuştum, elleri kıvrımlarımda geziniyordu. Ellerimi çarşafa yaslayıp, daha rahat bir pozisyon bulmaya çalıştım, o sırada üzerimde duruyor, dudaklarımızı bir an bile ayırmıyordu. Gergin ama bir o kadar da umursamazdım. Bedenini bana bastırıp, sol eliyle kalçamı okşuyordu.

"Rahatsız hissetmiyorsun değil mi?" parıldayan irislerini benimkilere değdirmek için öpücüğü bozmuştu. Başımı iki yana salladım ve dikkatimi dudaklarına verip, bozmasını istemediğimi belli ettim. Eğilip, istediğimi verdiğinde, sıcak elini bedenimde gezdirirken, bir kıvrımımı bile atlamıyordu. Ellerimi sert sırtına doladım, bu hareketimle eteğimin düğmelerini açmış, sonrasında aynısını diğer tarafına yapıp üzerimden çıkarmıştı.

Çıkardığında, daha da gerilmiştim, parmaklarını çıplak bacaklarımdan yukarı çıkarmış ve iç çamaşırımda kısa bir süre sabit kalmıştı. Elleri tişörtümün altında dolaşmaya başlayınca, aklımı kaybedeceğimi sanmıştım.

Daha da yukarı gitmeden onu durdurdum. "B-bekle..." aşırı derecede gerildiğimden nefesim kesiliyordu, büyük irisleri benimkilere endişe ve şaşkınlıkla bakıyordu. "Ne oldu?" elini, nazikçe geri çekmiş, sorunun ne olduğunu merak ediyordu. "B-ben... Özür dilerim... g-göbeğim pek güzel... değil de..."

Söylediklerime kaşını kaldırmış, büyük ihtimalle aptal olduğumu düşünüyordu. Bedenime bakıp gülümsemişte. "Sen güzelsin, Y/N.. Nasıl bunları söyleyebilirsin?"

"Çünkü karnım düz değil.. Biraz kilom var..." omuz silktim ve karanlık bakışlarından bir süre kaçınmaya çalıştım. "Göbeğini mi sorun ediyorsun? Ben çok tatlı buluyorum..."

"Aynen.. tatlı... seksi değil," dikleşip battaniyenin üzerindeki eteğimi almaya çalıştığımda, bileğimi yakaladı. "Sen seksiden daha ötesisin, tatlılığın seni mükemmel bir kadın yapıyor, çok samimi söylüyorum Y/N, kendin hakkında böyle düşünmemelisin."

Ona baktım, kelimelerinin gerçekliğini içimde tartıyordum. Bakışlarını, bir saniye bile üzerimden ayırmıyordu, dudaklarının kenarları kıvrıldı, "Sen çok güzelsin, ciddiyim. Sana seksi olmadığını düşündüren şeyi çok merak ediyorum... Seni her gördüğümde, ne kadar ateşli biri olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda da masum ve tatlı oluşunu... Her göz göze gelişmizde kafamın içinde neler döndüğünü bilemezsin.." derin bir nefes aldığında elimi bırakıp bakışlarını kaçırdı. "Beni çıldırtıyorsun...ama benim suçum, üzgünüm. Bu kadar ileri gitmemeliydim," yanıma oturup görüşümü açmıştı.

Bacaklarıma bakmıştım, öğretmenimin yatağında çıplak bir pozisyonda durduğum gerçeği yüzüme çarpmıştı.

"İleri gitmedin..." utangaç bakışlarımı ona değdirmeden konuştum. "Ben aptallık ettim."

"Hayır etmedin," diye cevaplamıştı, "Aptal olan benim, irademe hakim olmalıydım..."

"Sana durmanı söylemedim," aniden yükselmiştim, kendini suçlaması hoşuma gitmiyordu. "Sen çok güzelsin, peki problem nedir..?"

"Sadece...ilk defa bir erkek bana böyle dokunuyor.. Bu yüzden biraz garip hissettim..." yatakta doğrulup eteğimi giyiyordum ki, kalçamı tuttu. "Benden rahatsız mı oluyorsun?"

"Seninle alakası yok.. Sadece gereksiz gerildim, bu kadar..." elimde eteğimle, ne yapacağımı bilemez halde duruyordum. Elimden almış ve kenara koymuştu. Tişörtüm ve iç çamaşırımla beraber onun önünde duruyordum. "Sana yardım etmemi... ister misin? Yani şey, eğer daha ilerisi için korkuyorsan seni zorlamam. Senin bu yüzden kötü hissetmeni istemiyorum."

"Seni düşünüyordum sadece, benden daha iyileriyle fazlasıyla tecrüben vardır-"

"Ne diyorsun, Y/N?" dediklerime kaşlarını çatmıştı, "Bunu sadece bir kızla yaptım, başka kimseyle değil. O da eskiden sevdiğim biriydi, öylesine biri değil, ama beni aldattı, onu başka biriyle bastım... Sen benim için fazlasıyla değerlisin, kimse senden daha iyi değil, beni aldatmadığın sürece.." acı bir ifadeye büründüğünde, bakışları önünde düşmüştü. "Seni asla aldatmam, o yüzden bunu düşünme bile ama... Hala onu mu seviyorsun?"

Bana baktığında, kaşlarını kaldırmıştı. "Ondan nefret ediyorum, saygı bile duymuyorum artık, benim sevdiğimi tek kişi var o da sensin, senin nasıl biri olduğunu biliyorum. O yüzden senin için her şeyi yaparım..."

"Ne demeye çalışıyorsun?" yanına oturmuş, tüm dikkatimle onu dinliyordum. Elini yanıma koyup bana biraz daha yaklaşmıştı. "Ne düşündüğünü bilmiyorum, ama ben birini sevdiğimde, beni incitmediği sürece, başka birine bakmam. Benimle yaşamak biraz zordur, kolayca kıskanır ve ilgi isterim. Benimle bir ilişkiye başlamadan önce bunları bilmeni istedim.."

"Öyle erkeklerden hoşlanırım," ona gülümsedim, bunu söylemesi hoşuma gitmişti. Diğerleriyle flörtleşen tarzda biri değildi. "Güzel... Rahatladım.." utangaç bir sırıtışla etrafına bakındı, eli burnuna gittiğinde bakışlarım, açılan göğsüne gitmişti. Gözlerinin bacaklarımda dolaştığını farkettim.

"Ne kadar süre benimle kalabilirsin?" altı dudağını ısırmış, bakışlarını bacaklarımdan gözlerime çevirmişti. "Senin izin verdiğin kadar kalabilirim.." gülümsedim. "O zaman istediğin kadar kalabilirsin, yanımda olmanı istiyorum, kendi evinmiş gibi davran."

"Teşekkür ederim," kırmızılarına bir buse kondurdum, gözlerindeki parıltı geri geldiğinde, kısa bir süre beni süzmüştü. Bir saniye bile öpmeden duramıyordu, tekrardan dudaklarımızı birleştirdiğinde, bu sefer daha istekli ve arzulu hareket ediyordu. Sırtım yeniden çarşafa değdiğinde, üzerimdeki yerini tekrardan almıştı. Benim yüzümden durmasını istemediğimden, onu daha sert öpmeye başlamıştım. Çenemi tutup, geri çekildi. "İstiyor musun?" sözcükleri kalbime anlık bir sıçrama yaşatırken, koyu irisleriyle bana bakıyordu. Dudaklarımı yalayıp, başımı sallamıştım.

Gülümsemiş, sessizliği sürdürürken göz konağını bozmuyordu. "Emin misin?"

"Evet," ikiletmeden cevapladım. "Eminim.

Benim cevabıma karşı, dizlerinin üzerine çıkmıştı. Yanaklarım yanıyordu, kemerini çıkarırken onu inceliyordum. "Utanma, beni daha da geriyorsun," gülümseyip kemerini bir çırpıda çıkarıp yere atmıştı. Bacaklarımı aralayıp yerini alırken ellerini tuttu. "Gömleğimi çıkar."

Söylediği şeyle dudağımı ısırdım, bu kumaşın altındaki şeyi düşününce aklımı kaybedecek duruma geliyordum, gözlerim bunu görmeye hazır değildi. Ancak, vakit kaybetmeden dizlerimin üzerine çıkıp, bana gülümserken titreyen ellerimle gömleğin düğmelerini açmaya başladım. Son düğmeye geldiğimde, kalbim göğsümden fırlayacak hızda atıyordu, elim hassas bölgesine sürttüğünde duymayı beklemediğim bir ses kulaklarımı doldurmuştu. Bunu daha önce tecrübe etmemiştim, hafiften titrememe sebep olmuştu. Şimdi tamamen açıktı, üzerinden çıkardığında, yapılı vücudu açığa çıkarak utanmama neden olmuştu. "Işığı kapatmamı ister misin?"

Sorusunu başımla onayladım, iyi bir fikirdi. Yataktan kalkıp birkaç dakika önce bulunduğumuz masaya yönelmişti. Işığı kapatmış, fakat yanıma gelmemişti. "Biraz mum yaksam nasıl olur? Ya da karanlık mı kalsın?"

"Mum? Güzel olabilir.." onu onaylayınca, odanın içindeki, lavabo olduğunu düşündüğüm kapıya yönelmişti. Karnım ve kalbim garip hissettiriyordu, daha başlangıçta böyle olmuştum. Umarım birden bayılmazdım.

Geri geldiğinde, mumları masaya koyup yakmıştı. Bu ortamı romantikleştirmiş, tatlı bir his vermişti. Ben hala tam olarak hazır hissetmiyordum, her ne kadar istesem de, aynı oranda da istemiyordum. Yanlış bir şey yapıp onu üzmek istemiyordum, onun benim için doğru kişi olduğunu biliyordum. İyi biriydi ve ben onu üzemezdim. Sakinleşmeli ve rahatlamalıydım. Onu seviyordum, bu yüzden yanlış anlayacağı şeyler yapmamam gerekiyordu.

"Gerçekten istediğine emin misin? Sabah uyandığında pişman olduğunu duymak istemiyorum, o yüzden lütfen söz ver..." elini ensesine atmış, yatağa yakın bir şekilde ayakta duruyordu. Gülümsemiş ve tüm içtenliğimle cevap vermiştim. "Evet, eminim."

"Cidden mi?" gülümsemiş ve tatlı dişlerini görüşüme sokmuştu. "Evet, ama senin istemediğini düşünmeye başladım..."

"Hayır," kafasını salladı, pantolonunu indirdi. "Sadece bunu ciddiye aldığından emin olmak istedim..çünkü..seni seviyorum ve istemediğin bir şey yapmanı istemiyorum.. bu yüzden, eğer istemezsen kızmam veya üzülmem.. Bunu eğlencesine yapan bir sürü kişi var ve ben buna katlanamıyorum."

"Aklımı mı okuyorsun? Ben de aynı şekilde düşünüyorum... böyle düşünen tek kişi değilmişim demek."

"Tanrım.." kıkırdamış ve önüme oturmuştu. "Cidden bir tek ben bu şekilde düşünüyorum sanıyordum.. Sen cidden çok özelsin.." gülümsemiş, battaniyeyi üzerimize alıp tişörtümün altından tutmuştu. "Senin için bunu çıkarabilir miyim?" tatlı sesi kalbime çarpmış, böylesine sevimli olması beni ona daha da çok çekmişti. Ona izin vermiş ve kollarımı kaldırarak çıkarmasına yardım etmiştim. Sadece sütyen ve külotla kaldığımda gözlerindeki yoğunluğu farketmiştim.

Sessiz geçen birkaç saniye içinde kıvrımlarımı; yüzündeki sırıtışla incelerken kıyafetlerimi nazikçe kenara koymuştu. Kendi üstündekileri de fütursuzca yere fırlatmıştı.

"Çok güzelsin," sıcak yanağıma dokunup, dudaklarımı öptüğünde tekrardan bedenimle ilgili düşünceler beynimde yankılanmaya başlamıştı. Elini kolumdan indirip belimi kavradığında, duruşumu dikleştirdim. Bacaklarımın aramızdaki mesafeye sebep olduğunu yeni farketmiştim. Öpücüğü bozup gözlerine baktım. Dizime küçük bir buse kondurmuş ve elini baldırıma getirmişti, baş parmağıyla okşuyordu. "İyi misin?"

"E-evet.. ama bedenimin seni tatmin edeceğinden emin misin?"

"Eminim, Y/N... Sana bunu söylemek bile beni tahrik ediyor.." dudaklarını ısırmış, yanakları kızarmıştı. "Seni, benim açımdan görmen için ne yapabilirim?"

"Maalesef, hiçbir şey..." gözlerimi ondan çekmiştim. "Güzelliğini ve zarifliğini göremiyor olman beni üzüyor, ama istersen sana kendi büyük tişörtlerimden verebilirim? Kıvrımlarına bakamayacak olsam da.."

Başımı salladım ve altına yattım, "Böyle olunca göbeğim düz görünüyor."

"Gerçekten inanılmazsın, bebeğim... Göbeğin olduğu haliyle zaten çok güzel, böyle yapma, kalbimi kırıyor..."

Dudaklarını büzmüştü ve dudaklarımı tatlı bir şekilde öpmüştü, bu hali; okulda gördüğümden ya da yalnız olduğumuzdan daha farklıydı. "Yalan söylemediğini nasıl anlayacağım..?"

"Çünkü seni seviyorum.. ve söylediklerim doğru. Seni ayartmak için öyle konuşan sapıklar gibi değilim.. Eğer sana bir şey diyorsam, bütün dürüstlüğümle söylüyorumdur," ses tonu değişmiş, normalden daha ciddi ve sert görünüyordu. "Eğer bana inanmamaya devam edersen seni göbeğinden itibaren öperek gıdıklayacağım, tamam mı?" dudaklarının kenarı kıvrılmış, elleri göğsümdeydi, hareketleri titrememe neden oluyordu. Belini kavradım, "Pekala, sana inanıyorum..."

"Yalan söylemediğini nasıl anlayacağım?" beni taklit etmiş ve başını yana eğmişti Tatlılığı beni güldürmüş, bakışlarımı kaçırdığımda ise burnumdan öpülmüştüm. "Gözlerime bak," dayanamadığım ses tonuyla konuşmuş, burunlarımızı birbirine değdiriyordu. Gözlerine bu kadar yakından bakmak, kalbim için iyi değildi. Beni kendine daha da aşık ediyordu.

Bir santim bile uzaklaşmadan, ruhumu delen bakışlarını göndermeye devam ediyordu, sanki aklımı okumaya çalışıyormuş gibi bir havası vardı. Daha önce biriyle bakışırken bu kadar gerilmemiştim, kalbim bu atış hızını kaldıramıyordu. Gerçekten ruhlarımızın birbirine geçtiğini hissediyordum, bakışlarında sessiz kelimeler barındırıyordu.

"Seni seviyorum," mırıldanarak söylemişti, gözlerini bir an bile kırpmamıştı. Kalbimin verdiği bir cevap gibi gelen o his, göğsümden fırlayıp kelimelere dönüşmüştü.

"Ben de seni seviyorum..." zayıf bir tonla söylemiştim, bunu söylemek beni utandırdığından sesim çok az duyulmuştu. Gülümseyip başını eğmiş ve tekrardan beni öpmeye başlamıştı, aynı şeyi bu sefer hareketlerimizle yapıyorduk. Ona karşılık verdiğimde, öpücükleri çeneme gitmişti. Belime dokunmuş, yumuşak bir şekilde çeneme değen dudakları gözlerimi kapatmama neden olmuştu. Biraz daha aşağı kaydığında boynumu hafifçe öpmüş, parmakları iç çamaşırımın ipiyle oynarken hassas bölgeme kondurduğu öpücükler beni delirtiyordu. Bedenim gittikçe sıcaklıyor, damarlarımdaki kan kaynıyor gibi hissediyordum.

Nazikçe boynumu emerken, saçları tenimi gıdıklıyordu, göğsü benimkine değiyor; adeta bir maratondaymışızcasına nefes alıp veriyorduk. Aynı bölgede biraz oyalandıktan sonra, parmakları iç çamaşırımın üzerinden kızlığıma gelmişti, bu sayede benden bir inleme kazanmıştı. Kendini aniden bana bastırmıştı. Boynumu emerken elinin aşağılarda gezinmesi benim gibi bir kız için katlanılamazdı. Kolayca zevke geliyormuşum gibi hissettiriyordu.

Durup bana bakmıştı, "Daha aşağıya inebilir miyim?"

Başımı salladım, bunu sormasına bile gerek yoktu. Bana her şeyi yapabilirdi. "Yapmamı istemediğim bir şey var mı?"

"Aşağılara inmen... biliyorsun biraz utanıyorum.." çekinerek söylemiştim, ilkim olurken bunu yapmasını istiyor muydum emin değildim. "Peki dokunmak? Onu da mı yapmayayım?"

"Onu yapabilirsin, ama ağzınla değil. En azından şimdilik, biraz geriyor beni de..."

"Neden? Hoşuna gitmeyen nedir?" sormuştu, gözlerinde endişe değil, merak görmüştüm.

"Henüz o duyguyu bilmiyorum, yani... Eğer istiyorsan durdurmam, hem ilk seferim.." elim ayağıma dolanmış bir şekilde söylemiştim. "Pekala." dudaklarını yalamış ve bana bakmıştı. "Sana ilkini en güzel şekilde yaşatacağım. Daha önce yapmadığın şeyleri sana tecrübe ettirmeme izin ver lütfen.." yutkunmuştu, "Ne dersin?"

Gülümsemiştim, gerçekten beni rahatlatmayı iyi biliyordu. "Kulağa fena gelmiyor."

"Mükemmel," dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup geri çekildi. "İlkin olduğum için ne kadar memnunum tahmin bile edemezsin, ama seni uyarmak istiyorum. Bu biraz acı verebilir, eğer canın yanarsa hemen söyle, tamam mı?"

"Tamam.."

Continue Reading

You'll Also Like

155K 16.4K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
71.3K 5.6K 50
Bir öğrenci bir öğretmene aşık olmaz! Bir aşk hikayesinden çok, iki genç kalbin hayatta yaşadıkları iyi ve zor zamanları ve kalplerinin küçük kıvılcı...
29K 2.8K 17
'O.. korkunç bir, canavar.' (#18)
8.4K 791 35
•Wattpad FanficsTR okuma listesinde. Tamamlandı. Genç adam, kadın onda kalsaydı ne olurdu diyordu. Kadın için ise aynı yastıkta tek nefesin oluru yok...