--Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın sevgili okuyucularım. Bu arada ben bölümü attım sanıyordum amk ŞKDLSNDŞLAND nys random atarken lolipopum yere düştü pu anaskm
________________________________________________
Silah sesi ağaçlara konan kuşların uçmasına, orada bulunan canlıların ürkmesine sebep olmuştu.
Yoongi topuğuna sıkılan kurşun ile acı dolu bir inleme çıkartarak kendini yere attı. Arkasından gelen kişi sonunda Yoongi'ye ulaşmış ve onu yakasından tutup ayağa kaldırmıştı.
"Bana bak!" dedi kalın sesin sahibi. Yoongi yutkunarak baktı, maskeli çocuk gülümsedi, "İşte böyle itaat edeceksin." diyerek Yoongi'yi çekiştirmeye başladı.
Yoongi ağlayarak kendini kurtarmaya çalışıyordu, "Benden ne istiyorsun seni lanet olası!? Bırak gideyim." dedi zorlukla. Kalın sesli olan Yoongi'nin çenesini sıkıca tutup kendine çekti, yüzlerinin arasında 1 santimden az bir mesafe vardı.
"Sence seni bırakacağımı mı düşünüyorsun?" diyerek gülümsedi. Maskesi dudaklarının açıkta kalacağı türdendi, hızlıca dudaklarını Yoongi'nin dudaklarına bastırdı. Yoongi çığlık atarak kaçmaya çalışıyordu, fakat yabancının onu bırakması mümkün değildi.
"Lanet olsun dudakların çok güzel!" dedi yabancı sırıtarak, Yoongi ise dudaklarına sanki zehir bulaşmış ve onu temizliyormuş gibi uğraşıyordu. Yabancı gözlerini devirerek Yoongi'yi kulübeye çekiştirdi, "İĞRENÇSİN! İKİMİZDE ERKEĞİZ SENİ APTAL NE HALTLA BANA DOKUN-" Yoongi'nin bağırışları yine yabancının dudaklarıyla bölünmüştü.
Yoongi hızla yere tükürüp, inledi. Yabancı sonunda kulübeye girmiş ve Yoongi'yi yere fırlatmıştı, "Hadi ama biseksüel olduğunu biliyorum." Yoongi bir şey demeden yere bakmaya devam etti, oldukça korkuyordu.
Yabancı yavaşça Yoongi'ye ilerleyip yanına çömeldi, "Ben katil değilim. Korkma." dedi elini Yoongi'nin çenesine koyarken, Yoongi hızla kafasını geriye doğru savurdu, "DOKUNMA BANA! BU İĞRENÇ!" dedi. Yabancı aniden Yoongi'ye sert bir tokat atıp bağırmaya başladı.
"SAKIN BANA KARŞI ÇIKMA MİN YOONGİ! SEN BENİMSİN!" diye bağırmış ve duvara tekme atmıştı. Yoongi ağlayarak yerde sürünmüş ve kendini köşeye çekmişti. Yabancının gözünü görmese bile fazlasıyla kızgın olduğu belliydi.
Yoongi arkadan yabancıyı biraz daha inceledi, hratik taktığını görünce aniden bağırdı, "Neden hratik takıyorsun? Yoksa seni tanıyor muyum?!" dedi hem korku hemde sinirle. (hratik: ses değiştiren cihaz)
Yabancı gülümseyip Yoongi'ye döndü, "Beni çok iyi tanıyorsun Min Yoongi.. Hemde çok fazla. Ama, sana zarar vermem gerek.. Planlarımın içinde sen de varsın.." der demez yerde savunmasız yatan bedeni yakalamış ve acımasızca darp etmişti.
Gecenin sonunda yabancı Yoongi'yi bırakmış ve kaçmasına izin vermişti..
♧♧♧
Yoongi ağlayarak kamp alanına girmiş ve çığlıklar ile kendini göle atmıştı. Üstünde duran bir kaç parça kumaş zaten o piç tarafından yırtıldığından, atlarken umursamadı.
Korkarak suya alıştı, hem ağlıyor hem de küfür ediyordu. Çığlık atarak suya vurdu, gözyaşları suya karıştı. Bir kaç dakika sonra çığlıklar yerini hıçkırıklara bırakmıştı.
Yoongi arkasından birinin geldiğini hissedince korku ile o tarafa döndü. Bu kişi Jungkook'tan başkası değildi, Jungkook'da aynı Yoongi gibi ona korku ile bakıyordu. "Sorun ne Yoongi?" dedi titrek bir sesle.
Yoongi hızla sudan çıkmış ve koşarak Jungkook'a sarılmıştı. Jungkook anlamaz gözlerle sarılışına karşılık vermişti. Yoongi deli gibi ağlıyor aynı zamanda konuşuyordu, "Biri geldi Jungkook! Beni bir yere götürüp r-resmen ölesiye beni darp etti. Ellerimi, ayaklarımı oynatamıyorum resmen! Titriyorum.." dediğinde Jungkook daha sıkı sarılmıştı arkadaşına.
Jungkook gözlerinden akan yaşı Yoongi'nin omuzlarına dökerken, Yoongi'nin ondan farkı yoktu. Bir kaç dakika öylece beklediler, ta ki Namjoon gelene kadar. Namjoon şaşkın gözlerle ikisine bakıp konuştu, "Neler oluyor?" Yoongi burnunu çekip topallayarak yürümeye başladı, "Yarın birlikte konuşuruz." diyerek çadırına koştu.
Jungkook ise Namjoon'a iyi geceler dileyip Yoongi'yi takip etti.
Yoongi yatağına oturup tüm gece yere baktı, şu an katil umrunda bile değildi. Düşünceleri ile tamamen yalnız kalmak istiyordu..
Jungkook çadıra girdiği an Yoongi ona eliyle dur işareti yaptı, "Bu gecelik bana yaklaşma.. Acıyı artık seviyorum." jungkook anlamaz gözlerle baktı, "Y-yaralarını sarmamız gerek Yoongi, çok kötü görünüyor.."
Yoongi kafasını olumsuz anlamda salladı. "Ne yapacaksan yarın yap lütfen.. Sadece yalnız kalmak istiyorum."
₪₪₪₪
Sabah olduğunda Jungkook Yoongi'nin hala uyanık olduğunu gördü, şaşkınlıkla ona baktı, "Uyumadın mı?" Yoongi cevap vermemeyi seçti.
Jungkook kafasını sallayarak ayağa kalktı, "Bekle burada." deyip çadırdan ayrıldı. Yoongi ile konuşmak istemiyordu, daha çok moralinin bozulacağını biliyordu. Zaten Yoongi psikoloji okuyordu, Jungkook onun kendisine zarar vermeyeceğine adı gibi emindi.
Jungkook arkadaşlarını toplayıp bir köşeye geçti, "Şimdi beni iyi dinleyin." diye başladı, "Dün gece Yoongi'yi biri ö-ölesiye darp etmiş! Yataktan kalkamıyor ve yaralarına pansuman gibi şeyler yapmazsak daha kötü olacak, ama o bunu istemiyor." Namjoon gözlerini pörtleterek bağırdı, "Ne!?" diye bağırabildi sadece. Diğerleri dikkatle dinlemekle meşguldu.
"Bende bilmiyorum, gece onu gölde ağlarken yakaladım. Zaten bende onun çığlıklarına uyandım." dedi Jungkook. O konuşurken bir anda Hoseok'un inlemesi kulaklara doldu, Hoseok kolunu sıkıca tutuyordu.
Jin kaşlarını kaldırıp Hoseok'un kolunda olan Tırnak izlerine benzer şeylere baktı, "O yaralarda ne?" Hoseok yaralara bakıp minik bir küfür savurdu, "Zehirin yan etkisiymiş. Yeonjun denilen çocuk söyledi." Herkes kafalarını sallarken Jungkook devam etti.
"Sabaha kadar uyumadı, konuşmuyor. Hep yere baktı, ben onu izlerken uyuya kalmışım." dedi ve arkadaşlarına baktı. En öldürücü bakışını attı gruba doğru, "Ve bunu yapan kişide bir erkek." Jin ve Namjoon'un gözleri şimdiden dolmuştu..
Hoseok titreyerek kendini tuttu, "K-katil olabilir mi?" dedi. Namjoon kafasını salladı, "Katil olsaydı eğer, onu ölesiyeyle bırakmaz, öldürürdü!" Hoseok anlayışla kafasını sallamıştı, Jin derin bir nefes aldı.
"Yoongi'nin yanına gidelim, onu zorlamayacak bir şekilde konuşalım." diyerek çadıra ilerledi, diğerleride onu takip etti. Jin yavaşça çadırın kapısını aralamış ve hala yerle bakışan Yoongi'ye gözlerini dikmişti.
Hepsi çadıra girmişlerdi, herkes sessiz bir şekilde bekliyordu. Yoongi'nin konuşmasıyla dikkat kesildiler, "B-ben ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum." dedi zorlukla. Jin ayağa kalkıp Yoongi'ye sarıldı, "Yanında biz varız, endişelenme." diyebildi sadece.
Yoongi titrek bir nefes aldı, "Ha.haklıs-" derken çadıra anında maskeli birinin girmesiyle Yoongi'nin çığlık atması bir oldu. "SEN OSUN! S-SEN O KİŞİSİN Y-YAKLAŞMA!"
____________________________________
--Bu bölüm biraz kısa oldu, üzgünüm. Beklentilerinizi karşılayamamış olabilir. Herneyse ilk okul gününüz nası geçti güzellerim??
--Umarım bu döneminiz daha iyi geçer :) Vote vermeyi unutmayın sizleri çok seviyorumm
--Bu bölümde ki şüpheliniz?
Şuraya kıymetlimizi bırakıyorum.. 🌷 Ruhuna bi fatiha şlabckşksnd neyse hadi byü
(Allah'ın cezası sen ne güzel bir şeysin AY ÇILDIRICAM BEN NİYE ÖLDÜRDÜM SENİ ×€&!€+_€×\#€×&#€+&=$€=&+€\!€+£÷€×)