killer | bts

By racknavo

121K 15.4K 34.1K

"Kampa giden yedi arkadaşın arasından bir katilin çıkmasıyla başlayan olaylar nasıl bitecek?" Acemi dönemleri... More

tanıtım
1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20 - final
soru.
özel bölüm.

2

8.1K 938 2.7K
By racknavo

|Bu arada bu kitapta tüm üyelere zarar gelecek. Kitabın sonunda sadece bir üye kalacak öyle düşünün. Yok neymiş, "Sen BTS'e zarar verecek şeyler yazıyorsun. Ben okumam." Gibi şeyler görmek istemiyorum. Neden mi? Çünkü bu sadece bir Fic ve abartmaya bile değmez. Neyse iyi okumalar.

_______________________________________________________________________

Jimin gözlerini aralayarak etrafa baktı. Kamp çadırında olduğunu daha yeni hatırlıyordu.

Kafasında ki baş ağrısı yüzünden inleyerek etrafa baktı. Taehyung dışında ona yardım edecek biri yoktu, gerçi oda uyuyordu.

Birden neden başı ağrımaya başlamıştı ki sanki? Oflayıp ayağa kalkmış ve çadırdan çıkmıştı. Ellerini havaya kaldırarak vücudunu güzelce esnetmiş ve güneşin yüzünü esir almasına izin vermişti.

"Nehir buralarda olmalı.."

Kendi kendine konuşarak nehir'in olduğu tarafa doğru yürümeye başlamıştı.

Duş alma gereksinimi duyuyordu.

Yüzünü asarak nehire varmış ve kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı. Sonunda her şeyden kurtulduktan sonra kendini nehire atmış ve mırıldanarak suya alışmaya çalışmıştı.

Bir kaç dakika içinde arkasıdan dalların kırılma sesi gelmişti..

Şaşkınlık ile gözlerini araladığında, Taehyung ve Yoongi ona boş boş bakıyordu. Jimin korktuğu için ellerini kalbine koymuş ve derin bir nefes almıştı.

"Neden bize haber vermeden buraya geldin?"

Yoongi'nin sorusuyla suyun içine biraz daha sinmiş ve gözlerini devirmişti. "Ben çocuk değilim, hatırlatırım." Diyerek kollarına sabun sıkmaya başlamıştı.

(Onlarda çıplaklıkla ilgili bir sorun yok. Zaten Taehyung'un ara sıra üyelere 'birlikte duş alalım' dediğini hepimiz biliyoruz :D)

Taehyung üstünü koklamış ve dilini çıkarmıştı, "Sanırım bende duş alacağım." Diyerek hızlı bir şekilde üstündekilerden kurtulup kendini nehire vermişti.

Yoongi oflayıp orada bulunan ağaçlarda ki hamaklardan birine uzanmış ve uyumaya başlamıştı.

Bir kaç dakika geçtikten sonra Jimin ve Taehyung nehirden çıkmış ve kıyafetlerini giymeye başlamışlardı.

"Sanırım bugün MingHa'ye açılacağım Jimin."

Diyerek pantolonunu giymişti. Jimin önce kaşlarını kaldırmıştı. "Kim dedin?"

"MingHa"

"Haa.. Tabi. Açıl bugün."

Taehyung umursamaz tavırları karşısında yüzünü buruşturmuş ve uyuyan Yoongi'yi uyandırmaya gitmişti. Jimin'de giyinir giyinmez kamp alanına doğru yürüdüler.

***

"Hocam!"

Taehyung telaşla kamp'tan sorumlu hocanın yanına varmış ve nefes nefese konuşmuştu.

"MingHa nerede?"

"Sizinle değil miydi?"

"H-hayır.."

Hoca kaşlarını çatmış ve karşısında telaştan ölecekmiş gibi duran öğrencisine bakmıştı. "Bugün yemeyede gelmedi.. Taehyung, MingHa'nin çadırına gidip bak."

Taehyung ikiletmeden koşar adımlarla, açılmak istediği kızın çadırına koşmaya başladı.

Bir kaç saniyede çadırın önüne gelmiş ve hızla çadırın kapısını açmıştı. Aniden iki çift kara gözle karşılaştığı an büyük bir çığlık savurmuş ve kendini yere fırlatmıştı.

Kızın kafası yataktayken, bedeni oturağa oturmuş duruyordu. Taehyung gözlerinde ki yaşları silerek çığlık atmaya devam etmiş ve kendini yerde sürükleyerek geriye doğru itmeye başlamıştı.

Ta ki bedeni iki ayağa çarpana kadar. Jungkook telaşla arkadaşını kollarından tutup ayağa kaldırmış ve bağırmaya başlamıştı.

"NE OLUYOR TAEHYUNG!?"

Taehyung ağlamaktan ve çığlık atmaktan başka hiçbir şey yapamıyordu. Bir kaç saniye sonra etrafa tüm kamp öğrencileri toplanmış ve Taehyung'un delirdiğini düşünmeye başlamışlardı.

Aniden biraz öteden ölen kızın çadırından bir kız çığlığı daha duyulmuştu.

Bu kız çığlığı az önce Taehyung'un bulduğu ceset'e aitti..

Taehyung bunu anlamış olacak ki daha çok korkmaya başlamıştı bu nedenle ellerini kafasına atmış ve kendini yere koyup sallanmaya başlamıştı..

"Tanrım, Tanrım, Tanrım.."

Taehyung defalarca bu kelimeleri tekrarlamış ve çığlık atmaya devam etmişti. Yoongi gözlerini irileştirip Taehyung'un uzakta olan çadıra baktığını görmüştü.

Hemen yanında bulunan Jungkook'u kolundan dürtüklemiş ve gözleri ile çadırı göstermişti. Jungkook dediğini yaparak onunla birlikte çadıra doğru yürümeye başlamıştı. Bir kaç saniye sonra biraz aralık olan kapıya yönelmişti Yoongi.

"Tanrım.. İğrenç kokuyor."

Jungkook'da yüzünü buruşturarak hak vermişti. Yoongi daha beklememiş ve hızlıca kapıyı aralamıştı. Tum öğrenciler zaten ikiliyi izlerken aniden çadırda ki manzara ile herkes gözlerini büyütüp bağırmaya başlamışlardı.

Ceset'in yanında bir hoparlör vardı ve kızın çığlıklarını otomatik olarak oynatıyordu.. Katil kızın son çığlıklarını kaydedip zamanı ayarlamıştı..

Hoseok ağlayarak kusarken, Yoongi gözlerini sadece büyütmüş bakıyor, Jimin'de Yoongi'den farksız bir şekilde bakarken, Jungkook küfür ederek arkasına dönmüş, Jin ve Namjoon ise birbirine aniden sarılmış ve korku ile ağlamaya başlamışlardı.

Herkes korku çığlıkları atarken, öğretmen göz yaşlarını silmiş ve meydana çıkmıştı, "N-NELER OLUYOR!?" Öğretmenin acı ile bağırması ile herkes daha çok ağlamaya başlamıştı.

"B-ben ne yapacağımızı bilmiyorum.. Herkes eşyalarını toplasın buradan gidiyoruz! MingHa için.. O-ona ne yapacağımızı gerçekten bilmiy-"

Öğretmenin sesini az önce deliler gibi ağlayan Taehyung cesurca bölmüştü.

"B-ben onu seviyordum.."

Herkes sessizce ona bakıyor ve başlarını eğiyorlardı. Taehyung sinirle ayağa kalkmış ve yarın yokmuşçasına bağırmaya başlamıştı.

"HANGİ LANET OLASI, DENGESİ BOZUK, PSİKOPAT ŞEREFSİZ YAPTI LAN BUNU!? TANRI HEPİNİZİN BELASINI VERSİN HER ŞEYDEN HERKESTEN NEFRET EDİYORUM! KİMSEYE GÜVENMİYORUM!"

Gözyaşlarını silerek koşarak çadırına girdi ve valizini toparlamaya başladı. Herkes korku ile birbirlerine bakıyordu.

Bunu yapan aralarındaydı..

"H-herkes eşyalarını toplasın.. Gidiyoruz."

***

Hoseok valizini toparlarken aynı zamanda Jin ile konuşuyordu.

"J-Jin.. Cidden korkuyorum."

Diyerek kendini yatağına bırakmıştı, Jin derin bir nefes alarak ona baktı. "Tanrım, cidden şu an aramızda dolanıyor bu kişi!"

Hoseok gözünden akan yaşı silerek, "MingHa'ye neden bunu yapıyorlar? Y-ya bize de yaparlarsa?" Jin kalbini tutarak yine bir nefes aldı. "Tanrım.. Aklıma mukayyet ol."

Aniden çadırın kapısı açılınca, Jin ve Hoseok korku ile oraya bakmıştı. Bu kişiler arkadaşlarıydı. Yoongi gözlerini kısarak ikiliye baktı, "Hadi ama hızlı olun, bu lanet yerde daha fazla durmak istemiyorum."

Jimin gözlerini devirip, "Sanki biz çok durmak istiyoruz da." Deyip çantasını biraz daha koluna getirmişti. Taehyung hala gözleri kızarık bir şekilde yere bakıyor ve olayın etkisinden çıkamıyordu.

Yaklaşık 10 dakika sonra ikilide hazırlanmış ve diğer kamp öğrencilerinin bulunduğu alana doğru yürümeye başlamışlardı. Kimsenin bu konuyu konuşacak halleri yoktu, olay çok tazeydi ve insanlar yanlışlıkla arkadaşım dediği kişi yerine içindekileri katile anlatabilirdi.

Kimse kimseye güven duymuyordu artık..

Öğretmen zorlukla konuşmaya başlamıştı, "Telefondan kamp alanından sorumlu kişileri aradım, kimseye ulaşamadım.. Çekmiyor. Maalesef o tehlikeli patikadan döneceğiz, lütfen dikkatli olun."

Herkes sessizce onaylandıktan sonra, yavaş adımlarla tüm tehlikeli canlıların olduğu patikaya girmişlerdi. Herkes önden yürürken Taehyung aniden Jimin'in kolunu tutup geriye doğru sürüklemeye başlamıştı.

Sonunda biraz uzakta durmuşlardı, Taehyung kızarmış gözlerini karşısında ona bakan çocuğa dikmiş, "J-jimin.. Sana anlatmam lazım." Diyerek kolunu sıkmıştı.

Jimin kaşlarını çatarak anlamaya çalıştı, "Ne diyorsun?" Taehyung derin bir iç çekti.

"Senin katil olmadığına eminim dostum! Şu katil hakkında düşüncelerimi birine anlatmam lazım, ama kimseye güvenemiyorum.. Sen güvenebileceğim tek kişisin. Lütf-"

"Taehyung.."

Jimin'in sesi o kadar soğuktu ki, Taehyung o an titremişti sanki.. Jimin derin bir nefes alıp konuştu.

"Bana güvenme... Kimseye güvenme.."

Hızla elini ondan kurtarmış ve önde ilerleyen gruba doğru yürümeye başlamıştı. Taehyung hala donuk bir şekilde orada bekliyordu. Bunu kaldıramamıştı

Bir kaç saniye sonra kendine gelmiş ve arkalarından yürümeye başlamıştı. Yedili kendi aralarında grubunu kurmuş ve diğer öğrencilerden ayrı yürüyorlardı. Öğretmen bunu fark etmiş olacak ki öğrencilere bağırdı.

"Hoseok, Jungkook, Yoongi, Taehyung, Namjoon, Jimin ve Jin gruptan bağımsız yürümeyin! Size tehlikeli diyorum."

Yedili bıkkınlıkla nefes almış ve öğretmeni dinlememişlerdi. Jin arkadaşlarına göre biraz daha geride yürüyordu ve sohbete katılmıyordu. Jungkook bunu fark etmiş olacak ki yürüyen arkadaşlarını durdurmuş ve Jin'e bağırmıştı.

"Jin gelsene!"

"Ben biraz uzakta yürüyeceğim."

"Hadi ama se- Siktir!"

Herkes Jungkook'un korku ile baktığı yere bakmış aynı Jungkook gibi donakalmışlardı. Yoongi kimse toparlanmayınca zar zor şaşkınlık ile onlara bakan Jin'e seslenmişti.

"SEOKJİN.. D-DAĞ ASLANI!"

Jin arkasını döndüğünde onun için çok geçti...

_______________________________________________________________________

|İlk bölümler biraz boş gelebilir ama biraz zaman geçsin olaylar baya büyüyecek.

|Bu bölümdeki şüpheliniz?

Continue Reading

You'll Also Like

3.2K 273 4
bir gün bu diyarda solup gitse de papatyalar, benim yüreğime bıraktıkların baki olacak. - for, min1453 angst! minific! -🩰🎟🎨🎼🎭
8.7M 561K 46
Okulun popüler çocuğu Jeon Jungkook yaşadığı bir olay sonucu arkadaşlarıyla, okulun sevilmeyen öğrencisi, ucube Kim Taehyung üzerinden iddiaya girer...
5.5K 459 28
Yoongi: Kötü alışkanlıklarımdan en sevdiğimsin.
1.7K 76 7
Aileleri sayesinde uzun zamandır tanışan Namjoon ve Seokjin aileleri yüzünden nişanlanmışlardır. Seokjin ne kadar sevse de aynı karşılığı hiç alamamı...