WİNDOW //don't talk about it...

Por wdywfme

1.8M 59.7K 20.8K

rüzgar.kargın: heyecanlanınca güzel oluyorsun biliyor muydun? Diyecek bir şey bulamayarak telefonla bakışmay... Más

Başlıyoruz
☆1☆
☆2☆
Bir Şey Söylemeliyim
☆3☆
☆4☆
☆5☆
☆6☆
☆7☆
☆8☆
☆9☆
Bir Şey Daha
☆10☆
☆11☆
QapaQ
☆12☆
QapaQ 2
☆13☆
☆14☆
☆15☆
☆16☆
☆17☆
☆18☆
☆19☆
☆20☆
☆21☆
SÜRPRİZ!!!!!
☆23☆
☆24☆
☆25☆
☆26☆
☆27☆
☆28☆
☆29☆
☆30☆
☆31☆
☆32☆
☆33☆
☆34☆
☆35☆
☆36☆
:)
☆37☆
☆38☆
☆39☆
☆40☆
☆41☆
☆42☆
☆43☆
☆44☆
☆45☆
☆46☆ FİNALDEN ÖNCE
☆47☆ FİNALDEN ÖNCE 2
☆48☆ FİNAL
SON SÖZ
İKİ

☆22☆

30.4K 1.2K 201
Por wdywfme

'İZLER,

Amacım sadece, bir kere de olsa dudaklarının dudaklarımda nasıl bir his yaratacağını öğrenmekti.

Kalbim daha önce hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu ve ne yaptığımı hiç bilmiyordum.

Ama onu öpmüştüm.

Küçücük bir buse...

Tam da dudaklarının arasına.

Her yerim yanarken yavaşça dudaklarımızı ayırdım ve gözlerimi açmadan geri çekilmek için bir hamle yaptım. Bir saniyelik dokunuşumun etkisinden çıkmış olacak ki uzaklaşmama izin vermeden bu sefer o, hızla dudaklarımızı tekrar birleştirmişti.

Önce yavaş bir şekilde dokundu dudaklarıma. Saniyeler geçtikçe fazlasını istediğini hissettiriyordu. Dudaklarını benimkilere gittikçe daha çok bastırmasından, daha hırslı ve hırçın öpmesinden anlayabiliyordum.

Aslında öpüşü içinde bir çok duyguyu barındırıyordu.

Sanki dudaklarının arasından bütün hissettikleri ciğerlerime akıyor gibiydi.

Meraklı olduğunu anlayabiliyordum meselâ. Keşfetmeye çalıştığını...

Bir de öpüşü bir şeyler uğruna değildi sanki. Sadece o anı yaşamak içindi. Sonuna kadar hissetmek için.

Kalakalmıştım.

Böyle bir şeyi beklemiyordum.

Beni böyle bir ilgiyle araştırmasını beklemiyordum.

Bir insan öperken bile çözmeye çalışır mıydı?

Karşılık verememiştim. O da zaten aralık olan dudaklarımdan bir karşılık bekler gibi davranmıyordu.

Sadece tadıma bakıyor gibiydi. Bunu yaparken de uzun zamandır bu anı beklemiş gibi davranıyordu. Açtı, heyecanlıydı ama bir yandan da rahatsız olmamam için kendini tuttuğunu hissediyordum.

Şoku atlatmam neden bu kadar uzun sürdü hiçbir fikrim yoktu. Belki bir şey yaparsam bu şeyin, bu olağanüstü şeyin biteceğinden korkmuştum.

Ürkekçe dudaklarına küçük bir karşılık verdiğimde şaşkınlığı öpüşünü sardı ve devam etmem için cesaretlendirircesine dudaklarını yavaşlattı.

Karşı koyamayarak ben de onu öpmeye başlamıştım.

Bana daha da yaklaştığını hissettim. Tam önümde durduğunu dizlerimin karnına batmasıyla anlamıştım. Elleri iki yanımdan tezgaha dayandı ve başını eğerek beni öpmeye devam etti.

Bana dokunmuyordu.

Nefes alıp almadığımı bilmiyordum, ne yaşadığımızı bilmiyordum, o kim bilmiyordum, ben kimim bilmiyordum.

Hislerden ibarettim.

Ne zaman elimi ensesine götürüp onu kendime daha çok çektiğimi; hatta bana daha çok yaklaşabilsin diye aramızda engel olan dizlerimi iki yana ayırdığımı da bilmiyordum.

Geriye gitmiştim, başım arkaya eğilmişti ve o da üzerimde üstünlük sağlayarak dudaklarımı keşfetmeye devam ediyordu.

Dişlerinin her bir ısırığı daha da tahrik edici olabilir miydi?

Dili dudaklarımı yeterince hırpaladığını düşünmüş olacak ki yavaşça içeri doğru sızdığını hissettim.

Sıcaklığı benimkiyle buluştuğunda dillerimiz bir dansa başladı ve ben kendimi kaybetmenin ötesine çıkmıştım.

Elim neden sürekli, saçlarıyla uğraşırken yüzünü daha çok bana bastırmaya çalışıyordu?!

Titrediğimi, kalbimin kulaklarımda attığını ve dudaklarımın tatlı bir sızıyla zonkladığını ancak benden bir anda uzaklaştığında fark edebilmiştim.

Boşluğa düşmüş gibi hissediyordum.

Elim hâlâ ensesindeydi. Gözlerim hâlâ kapalıydı ve onun hızlı nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

Bir insandan gelen sigara kokusu nasıl bu kadar etkileyici olabilirdi?

Başım dönüyordu.

Gözlerimi açmaya cesaret edemiyordum. Çünkü onunkiler muhakkak bir şekilde benim üzerimdeydi. Hem de çok yakından.

Neden beni böyle birden bırakmıştı?

Bacaklarım ne zaman bacaklarına sarılmıştı?

Ben ne yapmıştım?

BİZ NE YAPMIŞTIK?!

" Gözlerini aç." dediğini duydum kulağıma garip gelen sesiyle.

Ya o boğuk konuşmuştu, ya da benim kulaklarım vücudumun geri kalanı gibi ne yaptığını bilmez bir hâlde fazlasıyla uğulduyordu.

Sanırım iki seçenek de doğru tahmindi.

Utanıyordum.

Neden bu kadar utanıyordum?

" Gözlerini aç Eylül." dedi bir kez daha.

Dudaklarını dudaklarımın üstünde hâlâ hissedebiliyordum sanki.

Dudaklarımı yalarken onunkilerin bana hâlâ dokunmadığına emin olmak istemiş gibiydim.

Zorlanarak da olsa göz kapaklarımı kaldırdığımda bir an gerçeklikle sarsıldım.

Gözlerimi açmadan önce her şey soyut gibiydi.

Ama şimdi... her şeyi kavrıyordum.

Kokusunu, iki yanımdaki ellerini, yüzümdeki nefesini, birbirine değen bacaklarımızı ve saçlarına takılı kalmış elimi.

Aceleyle elimi üzerinden çektim.

Sonra ne oldu bilmiyorum ama delici bakışlarına dayanamadım ve gözlerimizi çekingence buluşturdum.

Beklediğim alaylı, eğlenen bakış yoktu...

Tamam, vardı ama sadece o yoktu.

Gözlerinde bir yandan heyecanlı parıltılar görmüştüm. Bir yandan da...

İhtiraslı?

Gözlerini yavaşça kapatıp başını serbest bırakarak aşağı düşürdü. Şimdi erkeksi şampuan kokusu burnuma doluyordu. Başını iki yana salladığında bunu neden yaptığını düşündüm.

" Sen... çok güzelsin."

Bunu gülümseyerek söylemişti. Göremesem de sesinden anlamıştım.

Ve sanki inanamıyor gibi.

Tekrar bana baktığında gözleri önce dudaklarımda kaldı ardından gözlerime çıktıklarında daha ciddi ve bir o kadar da SEKSİ baktıklarını gördüm.

Neden böyle bakıyordu ki?

Nefesimi kestiğinin farkında mıydı?!

Bir elini tezgahtan çekip yüzüme çıkardığında az da olsa yavaşlar gibi olan kalbim tekrar hızlandı.

Ama bana dokunmamıştı.

Parmakları çenemi tutmak ister gibi duruyordu ama dokunuşunu hissetmemiştim.

Gözlerini gözlerimden çekmiyordu.
" Sana dokunabilir miyim?" 

Kuruyan boğazımla yutkundum.

Daha önce hiç biriyle öpüşmemiş gibi hissediyordum. Başkalarıyla yaşadığım o utanç verici şey öpüşmekse bu neydi?

" Dokunabilirsin." diye fısıldadım düşünmeden.

Havadaki eli hiç tereddüt etmeden çenemi tuttu ve onu havaya kaldırdı. Dudaklarını bana yaklaştırdığı sırada sessiz bir ani nefes almamı sağlayan heyecanı hissettim.

Ama o sadece içimi gıdıklayacak ve bacaklarımın iç kısımlarını ısıtacak bir şekilde dudaklarını benimkilere sürttü. Bu sırada da iç geçirmişti.

Titremeye devam ediyordum.

Geri çekildiğinde aralık dudaklarımdan hızla verdiğim sessiz nefeslerle gözlerimi açtım. Boynuma doğru eğildiğindeyse nefes falan kalmamıştı.

Tam nabzımın üzerine ıslak bir öpücük kondurdu ve ben tırnağımı parmağıma sertçe geçirdim.

Bu benim vücudumun küçük, yetersiz tepkisiydi. Heyecana, üzüntüye, gerginliğe, kızgınlığa...

Bu kadar basittim işte.

Hele onun kollarındayken olduğumdan kat kat basit hissediyordum. Karakter olarak değil. O anlamda basit olmadığıma emindim.

Sadece... çözülmesi gerçekten kolay biriydim.

Yüzünü yüzümün hizasına çıkardığında gözleri boynumdaydı, yüzümdeki elini öptüğü yere götürdüğünü gördüm. Hafifçe parmaklarını dokundurdu.

" Bıraktıkları bütün izlerini sileceğim. Tek tek."

O geceden bahsettiğini anlamak zor değildi.

********

Kısa diye sövmeyin arkadaşlar bu kısmı ayrı bölüm olarak yayınlamam lazımdı.

Seguir leyendo

También te gustarán

YUVA Por _twclr

Novela Juvenil

661K 33.1K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
180K 6K 43
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
2.5M 79.4K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
101K 3.2K 30
11. Sınıfı okuyan ipek rüzgar tarafından hamile kalır ve aldırmak ister... Ben 16 yaşında bir anneyim