İyi Ki Geçtiler

By eflatungrisi

373K 9.5K 17.7K

Para mal mülk aşk şehvet tutku... İnsan neyi arzulardı bu dünyada ? Onu ? Aşk mıydı temelinde her şeyi yakıp... More

giriş
1 bölüm
2.bölüm
3. bölüm
4 bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7. Bölüm
8.bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14 bölüm
15 Bölüm
16. Bölüm
17.bölüm
18. Bölüm
19 Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. bölüm
24. Bölüm
25 Bölüm /açıklama
26.bölüm
27 Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34. Bölüm
35. bölüm
36.Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40.bölüm
41.Bölüm
42. bölüm
43. bölüm
44. bölüm
45.bölüm
46. bölüm
47. Bölüm
48.Bölüm
49. Bölüm
50. bölüm
51( final)
/veda

31. bölüm

7.4K 194 57
By eflatungrisi

♣️♣️♣️♣️♣️♣️

Nasıl gerimde bırakabilirdim her şeyi ? Nasıl hiçbir şey yokmuş gibi buradan uzaklaşıp bu anı unutabilirdim acaba ? Bacağımdaki ve ensemdeki o sızı onlar geçene kadar sürer miydi bu ikilem ? Ya elini tuttuğum adam, ya arkamızda bizimle bu yolda ilerleyen arkadaşlarım onlarda benimle birlikte acı çekerken benimle birlikte toparlanabilecek miydi ? Sahi ne kadar geçerse geçmiş olur sızılar ? Bir süresi var mıydı ? Oysa birkaç saniye öncesi de geçmiş değil miydi ?

Gözlerimi elimi sıkıca tutan adama çevirdim. Keskin bakışları huzurla dolu ama donuk ifadesi, bana birçok şey ifade ediyordu. Gücü sevgiyi. İnancı. Her seferinde dillendirmekten asla vazgeçemeyeceğim şeylerdi bunlar.

Depodan çıktıktan sonra zehir karası karanlık içimi ürpertmişti. Ama yüzüme çarpan oksijen dolu rüzgar bana tekrardan silkelenip ayılmamda yardımcı oldu. Ankara ayazı içimi titrettiği gibi bedenimide titretti. Ürpertimi Hakan'da hissedince beni biraz kendine çekip sarıldı.

Biraz yürüdükten sonra arabaların olduğu yere geldik herkes araçlarına doğru ilerlerken bende Hakan'ın arabasına yöneldim. Arabanın kapısını açtığımda dönüp arkama baktım. Uzun uzun baktım hemde. "Hala " neyi düşünüyordum ? . Onu orada bırakıp gitmek ne kadar doğruydu ? Gerçekten hiç mi hatırımız yoktu birbirimiz de. Arabanın sürücü koltuğunda beni bekleyen adama baktım. Yapamazdım. Onu burada bir başına ölüme terk edemezdim.

"Ef. Haydi gidiyoruz "

Gözlerimi kapatıp valerieyi sıkıca tutup ne yapmam gerektiğine karar verdim.

"Bunu yapamayız Hakan. Onu orada ölüme terk edemeyiz "

Onun itiraz edeceğini bildiğim için hızla depoya doğru koşmaya başladım. Gerimden seslenen ailemi duymamazlıktan gelirken yüzüme çarpan rüzgar bana doğru yolda olduğumu birkez daha hissettirdi. Depodan içeri girip tüm bölümlere baktım. En sondaki kapıyı açtığımda kan dolu yüzüyle bana bakan Ela Gözleri gördüm.

Işıl ışıl bakardı bana olmasa da başkalarına bende iç geçirir bir gün bana da böyle bakacak diye umut ederdim. Sabah kalkar gözlerini hatırlar gece yatarken gozlerini görmeyi dilerdim Allahtan. Şimdi burada bana hiçbir şey hissettirmeyen acı dolu gözlerle karşılaşınca acımış ve duygulanmıştım.

Koşup kafasını kaldırdım yerden. Dizlerime koyup nefesinin düzenini kontrol ettim. Alya bu konuda bana yardım edebilirdi. Sonuçta onun uzmanlık alanıydı.

"Emir iyi misin ? Beni duyuyor musun ? "

Gözlerini kapadı sonra tekrar açıp zor güç konuşmaya başladı.

"Beni burada bırakma -"

"Bırakmayacağını biliyordum"

Onu duymamazlıktan gelip var gücümle Alya'ya bağırdım.

"Alya !buraya gel lütfen "

Sesimin duyulmasını dilerken emir'in tişörtünden bir parça yırtıp kaşındaki ve dudağındaki yaralara bastırdım. Canı fazla yanıyor gibiydi. Benim gibi yanıyor muydu ?

Birkaç dakika sonra ayak sesleri doldu kulağıma kafamı kaldırıp gelenlere baktım. Koray ve Alya. Onlara minnetle gülümseyip akan yaşları sildim gözümden.

"Ona yardım etmeliyiz. Biliyorsunuz değil mi ? ALYA lütfen "

Hiçbir şey söylemeden kafasını salladı usulca. Sonra eğilip kontrole aldı durumu. Ben yine dizlerimin üzerinde çökmüş kalmıştım. Koray gelip kaldırdı. Sonra sıkı sıkı sarıldı bana. Bunu yapmaya ne kadar alışmıştı bu aralar. Doğrusu şaşırtmıştı beni.

"Hastaneye gitmeli. Burada hiçbir şey yapamayız haydi yardım et koray "

Alya'nın sesiyle beni çözüp Emir'i bir kolunu tutup omzuna attı. Bende hemen diğer kolunu omzuma alıp koray'a yardımcı oldum. Alya sık sık dikkatli olmamız konusunda bizi uyarıyordu. Tekrardan depodan çıkıp yürümeye devam ettik. Geldiğimizde bizden kimse kalmamıştı. Gözlerim Hakan'ı arıyordu. Durdum. Gözlerimi kapatıp kendimi doğru yaptığıma tekrardan inandırdım. Artık ne ne kadar doğruydu ? Bilmiyordum.

"Gitti. O gidince kerem 'de peşinden gitti. Bende diğerlerini gönderdim. Evde buluşuruz diye."

Kafamı usulca sallayıp arabaya bindirme konusunda da koray'a yardımcı oldum. Ben arka koltukta oturup Emir'in kafasını dizlerime koydum. Alya'da ön koltuktaki yerini alınca koray hiç beklemeden yola koyuldu.

Kafamı eğip dizlerimde uyumaya ramak kalmış gözlerle bana bakan adama baktım. Kesik nefesi acı dolu yüzü bana beni hatırlattı. İçimi hatırlattı. Bir zamanlar nasıl çıkmazlarda boğulduğu mu ? Korktuğumu ağladığımı hatırlattı. Ama sıradan bir insana hissedeceğim acıma duygusundan başka hiçbir şey hissettirmedi. Üzülmedim de asla da üzülmezdim ona. Ama insanlık kelimesine deliler gibi âşıktım. Ve bir aşk asla gerisinde bırakmazdı sevdiğini. Bende öyle yaptım.

Gözlerimi ondan çekip aynadan bana bakan koray'la buluşturdum. Keskin ve donup bakışları burada olmaktan mutsuz ama beni yalnız bırakmamak için olduğunu hissettirdi. Ya da her zaman olduğu gibi Eda'sız huysuz bir adam olmuştu.

"Durumu nasıl Ef ?"

Alya'yı duyunca kendime gelip sorusuna hızlı bir şekilde cevap verdim .

"Bilmiyorum. "

Şehrin merkezine uzak bir yerde olmalıydık ki yaklaşıp yarım saat sonra Ankara 'nın tanıdık yollarına ulaşmıştık. Gölbaşı'na ulaşıp 19 mayıs hastanesinde soluğu aldık. Doğrusu uzun gelmişti bu yolculuk bana.

Arabadan inip görevlilerden sedye rica ettim. Emir'i arabadan indirip sedyeye alan insanlara olduğum yerde durup baktım. Telaşlı bakışları tuhafıma gitmişti. Ben onun için telaşlı değildim. Onun için üzülmüyordum. Ona karşı bir acıma duygusu yoktu. Ama buradaydım. Sevdiğim adamı bile gerimde bırakacak kadar değer veriyordum bazı şeylere. Geçmiş hatrına, insanlık hatrına.

Ben inandığım kadardım işte. Hakan'a inandım büyüdüm . Sevdim büyüdüm. Sözler verdim hem ona hem kızlara hemde kendime. Daha da büyüdüm. Aşık oldum hem değerlerime hem Bebek surat'a. Katlanarak büyüdüm. Kar tanelerin birleşip kardan adamı oluşturduğu gibi bir şeydi inanmak. Ben hala iyi şeylerin olmasına, aşka, kardeşliğe, dostluğa inanıyordum. İnanmak başarmak yaşamak içindi zaten. Ben başararak yaşamaya birkez daha karar verdim.

"Biz her şeyi hallettik. Gidelim mi ruh hastası? "

Alya ve koray'ın omzuma dokunmasıyla kendime gelip arabaya yerleştim yeniden. Kafamı cama dayayıp gözlerimi kapadım. Yorucu bir iki gün geçirmiştim. Hem beden olarak hemde zihin olarak uzun bir süre dinlenmem gerekiyor gibiydi. Tabi öncesinde Hakan'a yapmam gereken bir açıklama vardı.

°•○●°•○●

" elimdeki defterleri sıranın üzerine fırlatıp en arka köşedeki yerime oturdum. Bu okul artık tam anlamıyla beni boğuyor hatta günden güne yok ediyordu. Başkalarının sorunlarına ve aşk hayatlarına çare bularak kendimi bir şekilde oyalasamda. Kendimle başbaşa kaldığım her saniye deli gibi düşüncelere kapılıyor. Ve bir çıkmaza giriyordum. Eda ve Hayat dışında sınıftan sadece 2 arkadaşım vardı. Eda ve Hayat bir ön sırada ben ve melike onların arkasında ve en arkada oturuyorduk. Melike aslında benim 1.sınıftan biri arkadaşımdı. Yani sınıf arkadaşı. Benim duvarlarıma hep takılıp kalmış ama kader bizi lisede tekrar bir ara getirmişti. Aynı mahallenin çocukları olmamızda sanırım kader'in haydi Effy bu kızda senin için önemli olmalı demesi gibiydi. Soğuk tavırlarla arkadaşlığım lisede samimi bir hal aldı. Kerem ile uyumu da sanırım kızlarla bazen bizi hayattan soğutuyordu. Bir ara gelince yaptıkları nahoş şakalara katlanmak her yiğidin hakkı değildir.
"Günaydın Ef "
Ona gülümseyerek yanıt verdim ve oturması için toparladım. Bendeki bu hallere verdikleri tepki sadece sessizce beklemek olurdu . Öyle yaptı . Biraz daha kendimce düşüncelerde yolculuk yaptıktan sonra sıkıntıdan patlayacak hale gelip oturduğum yerden kalktım.

"Temiz hava alacağım edi ve atarlı gelirse söylersin "

Herkesin , aramızda bir lakabı vardı. Eda'ya edi. Alya'ya sulu göz ama çoğu zaman doktor hanım. Melike'ye ise Arı maya diyorduk. Ben ise Ef, ruh hastası gibi birden fazla hitap şekliyle yüz gözdüm.

"Merak etme, gelmemi ister misin ? "

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Kendime ihtiyacım vardı benim. Anlayışla karşılayıp tekrar gömdü kafasını uğraştığı soruya.
Sınıftan çıkarken henüz okula yeni yeni gelen öğrencilerde göz gezdirdim. Herkesin üzerinden atamadığı bir uyku sarhoşluğu ve hoşnutsuz bir ifade vardı. Kimileri uykusuz kimileri yorgun gözüküyordu. Tabii sabahın erken saatlerindd okul için fazla özenip süslenen çakma barbie kızlarımızın hakkını yememeliyiz. Sonuçta emek vardı.
Okul dolabımın yanına geldiğimde üzerinde bir not vardı.

"Günaydın. Dolaplığın altında bir paket var senin için. ( anonim)"

En başta karışıklık olduğunu düşünsemde o pakette olan şeye merakımdan eğilip aldım. Sade bir süslemeyle hazırlanan paketi açtım.

"nazım Hikmet Ran "yaşamak güzel şey be kardeşim " Baskıya, acıya, sefalete rağmen inandıkları düşünceler adına boyun eğmeden savaşan insanların öyküsünü anlatıyor. Sana verilebilecek en güzel hediye gibime geldi. Umarım seversin "
(Anonim)

Nazım hikmet severek inanarak okuduğum bir şairdi. Bunu bilen biri tarafından gizemli bir şekilde bırakılan kitaba uzun uzun baktım. Daha sonra da etrafı kolaçan ettim ama görünürde bir tuhaflık yoktu. Gülümseyip dolabımı açtım. Ve not kâğıtlarımdan birine bir küçük teşekkür bıraktım.

"Nazım gibi olan kalbin içinde bu güzel detay içinde teşekkür ederim "

Dolabı kapatıp kağıdı üzerine yapıştırdım ve elimde kitabımla bahçede okumak için bir köşe aradım. "

Evin kapısının önünde durup birbirimize baktık. İçeride bizi daha doğrusu beni ne bekliyordu ? Az çok tahmin edebiliyordum.

"O zaman haydi bismillah"

Koray'ın bu sözü beni nedense güldürdü. Sanırım iyice kafayı yedim. Koray zile basar bazmaz kapı açılınca gerçekten korkmam gerektiğini anladım.

"Oo kimleri görüyoruz ailemizin usain bolt'u eve gelmeye teşvik etmişler. buyrun efendim "

Kerem'in iğneleyici lafları beni sinir etse de şu durumda kendisi haklı olduğu için sesimi çıkarmadan içeri girdim. O sırada gözümden bir detay kaçmadı. Kerem ve koray tokalaşıp birbirine selam ve destek verdiler. Bunlar ne zaman best friend olmuştu acaba? Holü geçip salona ulaştığımda. Evde Hakan Hariç herkesin olduğunu fark ettim.

"Hakan nerde ?"

Eda herkesten önce cevap vermek için oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Sıkı sıkı sarılırken kulağıma da cevabı fısıldamayı atlamadı.

"Çok kötüydü. Kerem evine bırakmış "

Kafamı olumlu anlamda sallayıp tam odama geri dönmeye niyetleniyordum ki kerem beni ensemden yakalayıp sanki bir fareymişim gibi götürüp koltuğa oturtturdu.

O sırada egemen mutfaktan çıkıp elindeki bardağı bana uzattı. Suy bardağını alır almaz kana kana içtim. Kendime geldiğimde artık bu kalabalığa bir açıklama yapmalıydım diye düşündüm. Benden önce lafa başlayan kerem olmasaydı eğer.

"Sen neden futbolcusun ki illa bir sporla ilgileniceksen bu atletizm olmalıydı. Kızım iyi misin sen he ? "

Gözlerimi devirip tam konuşacaktım ki bu sefer araya giren Hayat oldu.

"Lan ne demek o adam için geri dönmek. Senin derdin ne Ef ?"

"- Ama " diye başlayacakken bu sefer Eda kesti konuşmamı. Sanırım bir süre onların söyleyecekleri bitene kadar beklemeliydim.

"Ef ya. Hakan sen yokken deli oldu. Yemedi içmedi senin ona yaptığına bak. O adam seni kaçırdı . Alıkoydu sende geri döndün. "

Allahtan koray Alya ve Egemen konuşmak için atağa geçmedi. Ucuz yırttım desem yeriydi.

"Bana bak keçi Hanım; o adama bunu yapmaya hakkın yok. Kalbin mi daha ağır basıyor beynin mi ? Bilmem ama biriyle yola devam et. Ya kalbindeki o saçmalığa ya da zihnindeki doğru olana. Ama o adamı sana yedirtmem kardeşimde olsan "

Gözlerim olduğundan daha büyük açılıp duyduklarıma karşı mantık aradım. Bana kalbimde Ela Göz 'ün beynimde ise Bebek surat'ın olduğuna dair iddiada bulunan kişiye baktım. Beni her açıdan tanıyan kerem mi ? Diye. O olmalıydı. Oturduğum yerden sinirle kalkınca koray bileğimden tuttup beni durdu ve sessizliğini bozdu.

"Bu sefer kaçma"

Bunlar iyice kafayı yemişlerdi. Geri dönmemi duygusal bir nedene bağlayacak kadar hemde. Asla böyle bir şey söz konusu değildi. Ben Hakan'ı hem kalben hemde beyinen seviyordum. Emindim. Dolu doluydu bu sevgi her ikisinde de. Bileğimi ondan çekip kurtardım. Sonra işaret parmağımı havaya kaldırıp tehtit edercesine uyardım onları.

"Siz iyice kafayi yediniz. Ben oraya neden gittiğimi açıklamadan siz kendinizce soru cevap oynamışsınız. Am sakın Hakan'a olan sevgimden şüphe etmeyin. Buna asla izin vermem"

Benim aksime gerginliğini yatıştırıp karşımdaki koltuğa oturan kerem'e kitledim bakışlarımı. Donuk ve rahat bir ifadeyle sehpanın üzerindeki içkisini yudumlayıp tekrardan bana baktı. Gülümsedi.

"Ben uyarmak istedim. "

Tekrardan bir yudum daha aldı. Nefesini düzenleyip, dudaklarını birleştirip öne doğru uzattı ve rahatladı. Bu onun sıkça yaptığı bir şeydi.

"Çünkü o adam seni çok değil. Doğru seviyor. Ve inan buna. Herkes çok sever ama doğru sevemez. "

Tüm bu karşı gelişleri bana karşı olan bu tavırları belki de ben koşarak Emir'e yardıma gittiğimde ardımdab bakakalan Hakan'ı gördükleri içindi. O şimdi ne oldu ? Ona mı gitti yine düşüncesine kapılan çareyi basıp gitmekte bulan adamı gördükleri içindi. Haklı geldi birden bire bu tutumları.

Bende tekrardan yerime oturup bir süre bekledim. Kendimi dinledim. Olanlari gözümde canlandırdım.

"Onu bulmam gerek"

Eda yerinden kalkıp yanıma geldi ve tekrardan sarıldı bana hemen ardından Hayat ve Alya. Biz bunu hep yapardık. Yine bir destek çeşidiydi .

Kerem ayaklandı ve birayı tek dikişte bitirdi sonra sehpadaki arabanın anahtarını alıp yüzünü bize döndü.

"Mogan'da. Benden duymadın. "

Gülümseyip kızları gerimde bırakıp koşup sarıldım ona. En nefret ettiği şeyi yaptım. Yanaklarını sıkıp ensesine vurdum. Sinirle gözlerini devirip ellerimi tek eliyle tutup o da benim en sinir olduğum şeyi yaptı. Saçlarımı karıştırdı. Ondan kurtulmayı başarıp duvardaki saate baktım. Sabah olmak üzereydi. 05.43 gün daha ışımamıştı.

"Beni mogan'a bırakır mısın? "

Bir süre düşünür gibi yaptı gözlerini herkeste gezdirip sonra tavanda kitledi bakışlarını. Bu onun uyuzluk tavırlarıydı.

"Bilmem şu yanağıma güzel bir öpücük kondurursan belki "

Omzuna sağlam bir şekilde vurup uzanıp yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Yüzünü buruşturup bir koluyla beni kendine çekip göğsüne bastırdı.

"Hazır tükürüğünle abdest almışken geçerken camiide sabah namazını da kılarım "
Bu cümlesi herkesi güldürdü. Onu tüm gücümle koltuğa itip kızlara baktım. kızlarda savaş sinyalini alınca ellerine birer yastık alıp ona vurmaya başladı bende hemen bir tane aldım ve savaşa dair oldum.

"Hay ebenizi"

Durup onun bu haline gülmeye başladık. O da hiç rahat durur mu ? Koltuktan kalkıp gözlerini bizde gezdirdi. Daha sonra Egemen ve Koray'a bakıp konuştu.

"Oğlum bu bir savaştır. Ef bakınca kızlar nasıl atıldı üzerime. "

Egemen koltuğa iyice yayılıp olayı anlamak istercesine konuştu.

"Ee yani ? "

Kerem bir yandan bizim yastık darbelerimizden korunmak için kollarıyla kalkan yapıp diğer yandan Egemen'e cevap verdi.

"Yani ego"m."

Cümlesini yarıda kesen yastık darbesini alınca sinirle bağırdı.

" lan yardım edin"

Koray sanki yürürlükten vur emri çıkmış gibi diğer yastıklardan bir kendine bir de Egemen'e alıp ilk yastık darbesini bana yaptı. Savrulup
Kıçımın üzerine düşünce, kaya kaya kenara çekildim ve dışarıdan savaşı izledim.

Tüm olanlara rağmen sevginin ayakta tuttuğu hala çocuk kalmanın iyi yönlerini yaşayan bazen yarım bazen tam. Bazen yorgun bazen deli dolu olan kocaman bir aileydik. Üstelik bunun kan bağıyla olan tüm tezleri çürütürcesine bir sevgiyle birbirine kitlenmiş bir aile. Huysuz saçlı kız 'ın ailesi.

Oturduğum yerden kalkıp telefonlardan birini aldım ve onu aradım. Huysuz saçlı kız 'ı yaratan adamı. Huysuz saçlı kız 'ın yarattığı bebek surat'ı.

Birkaç kez çalmadan sonra açtı telefonu. Bir alo demeden gelişi güzel konuştum.

" her şeye rağmen göl sadece Denizle paklanır. Ve sadece denizi sever "





Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 78.5K 39
"Hayır baba bu sürüden kimseyle evlenmeyeceğim! Beni dövüşte yenemeyen erkeği, kendime eş diye almam ben!" ( +18 sahneler içerir.)
912K 25K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterle...
2.9M 158K 59
12 erkek ile gündemin en çok oynanan oyununa sıkışıp kaldım. Ağza alınmayacak seçenekler, yorucu günler ve tanımadığım kişiler... En tuhafı ise o kad...