İHTİRAS GÜNLÜĞÜ

By zuhalgenc

2.8K 385 152

Siz hiç yolun ortasinda resim çizen bir adama aşık oldunuz mu? Üstelik sizden habersiz sizin resminizi çizdiğ... More

''Derin'in Hikayesi''
Bizi o hislere götüren bizim çabamız mı?
Bu gerçek aşk değil ki
Benden Etkilenmiş Olabilir miydi?
Biz neyiz??
Koray'dan Küçük Bir Not
En Yakın Arkadaşım Sude
Sude'nin Taktikleri
İhtiras Günlüğü 'Koray-Derin'
Derin Sen Koray'a Aşık mı Oldun?
O Gülerken Gözlerinin İçinde Kendinizi Görebilmek
Büyükada'da Güzel Bir Gün
Platonik Aşk
Omzunda Bir Dünya Kursam
Hayatımda Aldığım İlk Çiçek
Bir Şey Hissetmedin Mi?
Sen Beyaz Olansın
İç Sesim:Günlüğüm
Evden Bir Süre Uzaklaşmak
Kız Kulesi'nin Galata'ya Aşkı
Ben Sana Aşık Değilim Derin

Derin ve Sude'nin Sonsuz Dostluğu

111 19 7
By zuhalgenc



    O adamı, evini, tablomu nereye astığını, tablomu neden aldığını, her şeyi çokça merak ediyordum. Hayatımı değiştirecek kişi belki de oydu. Hep fikir danışacağım biri olsun isterdim. Tamam Sude de var ama o, çok acımasız ve her konuda fikir sahibi mi bilmiyorum. Aman Allah'ım duysa sanırım beni boğar. Benim hayallerine yön verecek biri olsa... Neyi ne şekilde istediğimi benden daha çok bilebilen... Her şeyi bilen. Bence o adam da öyle biri... Beni doğruya yönlendiren... Yani yönlendirebilecek...


12.09.2017

Ahh günlük...

Bilsen neler oldu. Ama çok yorgunum yazamayacağım ya da yazacağım bilemiyorum.

Biliyor musun tablomu başka bir adam almış. Koray başka birine satmış tabloyu. Adam onun tanıdığı biriymiş. Belki çarçabuk para almak için yaptı. Biz gelene kadar kim gelirse gelsin satacaktı. Bizim tabloyu almak için oraya gideceğimizi bile bile...

Koray'dan haber bekleyip adama müsait olduğu bir günde gidecektik. Tabloyu satın alan adama. Çünkü onu fazlasıyla merak ediyorum. Yalnız da gitmeyecektim üstelik. Yani Koray da benimle beraber olacaktı; hem de Cengiz yokken. Yuppiiii.

Saçmalama Derin. Artık Koray yok. O beni değil görmek istediği hikayeyi çizdi. Yani kafasında bir şey tasarlamış ben de figür olmuşum. O kadar... Beğenmek yok. Aşk yok. Sadece sanatının küçük bir oyununa dahil olan bir oyuncu gibiydim demek ki. Sakın ama sakın böyle bir adama aşık olma.

Sude yarın odama geldiğinde ele alınır bir olay yaşamadığım için beni öldürmezse yarın yine yazarım.

İyi geceler iç sesim:)


Günler günler geçmişti. Okul, ev, piyano, sınavlar, babamın ofiste stajım, doğacak kardeşim için zorunlu alışverişler derken bir ayı geride bırakmıştım bile. Ekim ayı sürekli yağışlı geçiyordu. Bense her yağmurda odamda cam kenarında olup hiç gelmeyecek Koray'ı bekliyordum. Aşktaydı aranmayan mantık biliyordum ama kendimi ona aşık olduğuma inandırmayı hiç istemiyordum. Hem ona kızgınlığım geçmemişti. Onun tablomu bir başkasına sırf para için satmış olmasını kabullenemiyordum. Sergi gecesinden beri Sude'ye açtırmadığım Koray konusunu tamamen kapatmaya karar vermiştim bile.

Son senemde sıkışan sınav haftamı geride bırakmıştım bile ve artık Sude'nin son sınavının bitmesini bekliyordum. Uzun zamandır aklımda olan bir şey yapacaktık. Beraber piknik...

-Nerminn teyzeee..

-Efendimm.

-Sude gelmedi mi hala?

-Yok kızım hala gelmedi ama sınavı kötü geçmiş ve okulum uzadı kesin dedi telefonda. Morali çok bozuktu.

-Olamazz. Ona acil moral vermem lazım. Gelince bana haber verir misin? Piknik için sepeti de indirebilir misin? Bir de sabah yaptığın poğaçalardan alırız, yoldan da bir şeyler alırız. Ben onun moralini düzeltirim, sen merak etme.

-Kızım bursu gidecek diye üzülüyor işte. Çalışma derslerine bak diyorum, dinlemiyor. Hem okul, hem o cafe yoğun zaten. Yürümüyor işte.

-Nermin teyzecim sen bunları kafana takma. Ben onunla konuşacağım.

Sude'nin moralinin ne kadar bozuk olduğunu tahmin edebiliyordum. Üniversiteye hazırlandığımız yıl ideallerimiz vardı. Aynı üniversitenin o moda ben resim bölümüne gidecektik. Sude hırslı ve kendi kararlarını alabilen biriydi. Ama ben babasının egosunun altında ezilen biriydim. Babam resim sanatını pek sevmediğinden bana birkaç seçenek sunmuştu. Bunların içinden ben iç mimarlığı seçtim. Babam inşaatları dikecekti, bense içlerini dekor edecektim. Hayatım boyunca onun himayesinde, onun emirleriyle hareket edecektim.

Sude okula burslu girmişti; aynı okulun farklı bölümlerindeydik. Sude sürekli çalışmak zorundaydı. Bursu yanmasın diye devamlı kendini zorluyordu. Okulun geri kalan saatlerini cafede çalışarak geçiriyordu. Nermin teyzeye yük olmamak için. Sude birazdan gelecek ve ben ona nasıl teselli vereceğim bilmiyorum.


''Yalnızca üzgün bir kalp başını öne eğer de düşüncelere dalarmış. Bir dost gelip kurtarana kadar...''

Sude ile yapacağımız piknik ikimize de iyi gelecekti..

***

Bir sonraki bölüm hem romantik bir esinti hem de fazlasıyla komik gelecek. Bölümü umarım beğenmişsinizdir arkadaşlar. Sıradaki bölüm çok yakında yayınlanacak. Bakalım Koray ve Derin'i neler bekliyor.

Continue Reading

You'll Also Like

6.5M 440K 80
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, hen...
143K 10.3K 44
Gerçek Osmanlıyla bir alakası yoktur. iyi okumalar.
696K 42.5K 26
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

452K 34.4K 4
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...