Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)

By eesmerr12389

62.8K 3.7K 445

Didem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal... More

♥Kalp Kırıkları♥
-1. BÖLÜM-
-2.BÖLÜM-
-3.BÖLÜM-
-4.BÖLÜM-
-5.BÖLÜM-
-6.BÖLÜM-
-7.BÖLÜM-
-8.BÖLÜM-
-9.BÖLÜM-
-10.BÖLÜM-
-11.BÖLÜM-
GERİ GELDİM :))
-12.BÖLÜM-
-13.BÖLÜM-
-14.BÖLÜM-
ANKET
-15.BÖLÜM-
-16.BÖLÜM-
-17.BÖLÜM-
-18.BÖLÜM-
-19.BÖLÜM-
-20. BÖLÜM-
-21.BÖLÜM-
Kesit
-22.BÖLÜM-
-23.BÖLÜM-
-24.BÖLÜM-
-25.BÖLÜM-
-26.BÖLÜM-
-27.BÖLÜM-
-28.BÖLÜM-
-29.BÖLÜM-
-30.BÖLÜM-
-31.BÖLÜM-
-32.BÖLÜM-
-33.BÖLÜM-
-34.BÖLÜM-
-35.BÖLÜM-
-36.BÖLÜM-
-37.BÖLÜM-
-38.BÖLÜM-
-39.BÖLÜM-
-40.BÖLÜM-
-41.BÖLÜM-
-42.BÖLÜM-
-43.BÖLÜM-
-44.BÖLÜM-
-45.BÖLÜM-
FACEBOOK GRUBU
-46.BÖLÜM-
-47.BÖLÜM-
-49.BÖLÜM-
-FİNAL-
-YENİ FİKİR-
Özel Bölüm

-48.BÖLÜM-

720 48 6
By eesmerr12389


Tabii ki o kutlamaya gidecektim. Alper'e gününü göstermek istiyordum. Ne demişti bana aylar önce''Üniversite bile okumamışsın ne yapabilirsin ki?'' Ona bu sözünü yedirecektim. Ona neler yapabileceğimi gösterecektim. Kalbinde ona dair hiçbir duygu kırıntısı kalmamıştı. Hepsi o bana yalan söylediğini öğrendiğim gün yok olup gitmişti. Şuan ondan sadece intikam almak istiyordum.

Hayatta her sonun bir başlangıç olduğunu öğrenmiştim. Her şey bir anda değişebiliyordu. Bir bakmışsın sabah yanında olan kişi şimdi yok olmuş. Bunlar hayatın acı tatlı gerçekleriydi. Düşe kalka öğreniyorduk hayatı. Daha yolun başında olduğumu hatırlattım kendime.

Hazırlandıktan sonra boy aynasının karşısına geçtim. Siyah orta boyda bir elbise giymiştim. Altına siyah topuklularımı geçirmiştim. Saçlarımı da doğal haliyle bırakıp hafif bir makyaj yaptım. Amacım ilgi çekmek değildi. Zaten Alper beni orada görünce onun ilgisini çekecektim. Telefonuma Yağız'dan mesaj gelince evden çıktım. Bugün şoförüyle gelmişti. Herhalde kutlamaya gideceğimiz için. Şoför bana arka kapıyı açtığında içeriye girdim. Yağız yine takım elbise içindeydi. ''Selam,'' diyerek gülümsedim. Başıyla onayladı beni.

''Çok insan gelir mi bu kutlamaya?'' diye sorduğumda başını salladı. ''Tabi ki, hele şuan da ön planda olan biz oluruz. Çünkü ülkenin üç büyük holdinglerinin içinde bizim holding var,'' diye açıklama yaptığında biraz yüzüm düştü, ''Hadi ya, ben ön planda olmayı pek sevmem,'' Elini salladı, ''Alışırsın zamanla,'' dediğinde cevap vermedim. Alışmama ne gerek vardı ki? Zaten Alper'den intikamımı aldıktan sonra yeniden kendi hayatıma dönecektim ben.

''Ee şimdi beni ne diye tanıştıracaksın?'' diye sordum merakla.

Kıkırdayarak, ''Kız kardeşim olarak tanıştırsam olmaz mı?'' diye sordu. Karnına vurdum, ''Yaa,'' diye çemkirdiğimde, saçlarımı okşadı, ''şaka yapıyorum ufaklık, arkadaşım der geçerim,'' Ellerimi kaldırdım, ''Pes yani burada bile bana ufaklık dedin ya, kutlamada da ufaklık de kafanı koparıyım senin,''

Gülmeye devam ediyorduk, ''Sen benim misafirimsin, orada Alper'in yanında rezil etmem seni merak etme,'' diyerek göz kırptığında gülümsedim. İyi bari halden anlıyordu.

Araba durduğunda geldiğimizi anladım. Yalnız bir sorun vardı, arabanın kapısının önüne bir sürü kişi toplanıvermişti bir anda. Şaşkınlıkla bakakaldım. Bu neydi böyle? ''Korkma,'' diyerek destek verircesine belimi tuttu, ''Meraklı gazeteciler, hadi biz inelim,'' Şoförü gazetecikleri biraz olsun uzaklaştırması üzerine indik arabadan. Herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Yavaşça ilerlemeye devam ederken flaşlar patlamaya devam ediyordu.

Gazeteciler yanımıza yaklaşmaya çalışıp benim kim olduğumu soruyorlardı. Yağız hiç birine cevap vermeden ilerlemeye devam etti. Bir sürü kişinin toplandığı kalabalığa doğru yürüdüğümüzde tırsmadım değil. Çok kalabalıktı ya! ''Merhaba,'' diyerek arkadaşlarının olduğu masaya götürdü beni Yağız. Sadece tebessüm etmekle yetiniyordum.

''Bu güzel kızda kim?''

Bunu yanımıza gelen Yağız yaşlarında bir adam söylemişti. Yağız gülümsedi, ''Bu arkadaşım Didem,'' adamla tokalaştığımızda bir an elimi kurtarmakta zorluk çektim. Gözlerimi etrafta gezdirmeye devam ederken bir an o koyu kahve gözlerle karşılaştım. Öfke saçıyordu. Hemen çektim bakışlarımı ondan.

Yağız'ın elime verdiği içecekten bir yudum aldım. ''Herkes sana bakıyor,'' diye kulağıma fısıldayınca bir an titredim. ''Fark ediyorum ve bu beni korkutuyor,'' güldü, ''Bunda korkulacak ne var, gülümse yeter,'' dediğinde gülümsedim.

Etrafta bir sürü güzel kız vardı. Hepsi çok güzel giyinmişlerdi. Erkelerde gayet fiyakalılardı. Yağız olmasa buraya girebileceğimi hiç sanmıyordum. Gayet lüks ve sayılı zenginlerin girebileceği bir yerdi. Alper'le olsam asla beni böyle yerlere getireceğini düşünmezdim.

''Yağız Erksan,''

Yağız'ın ismi anons edilince ellerini belimden çekti ve gülümseyerek yanımdan uzaklaşıp birkaç adamın beklediği yere gitti. Bunlar ünlü iş adamlarıydı sanırım. Gülümseyerek ona bakıyordum. Aralarında en genç olanı Yağız'dı. Çünkü diğerleri hep babam yaşlarında tiplerdi. Sırayla ellerine plaket vermeye başladılar. Sıra Yağız'a gelmişti.

''Evet, şimdi de yaşı genç olmasına rağmen büyük işler başaran, bu yıl yaptığı anlaşmalarla adından söz ettiren Erksan Holding'in sahibi Yağız Erksan'a plaketini takdim ediyoruz.''

Gür alkışlar eşliğinde yanıma yaklaştı Yağız. Bende onu alkışlıyordum. Yanıma gelince bana sarılmasını ne kadar tuhaf bulsam da sesimi çıkarmamıştım. Büyük bir ihtimal Alper'e inat olsun diye böyle bir şey yapmıştı. Ne kadar da başarılı bir iş adamıydı böyle. Herkes ona alıcı gözlerle bakmaya devam ediyordu.

Yarım saat kadar sonra oradan ayrıldık. Gazetecilerin soruları, herkesin bana bakması gerçekten beni fazlaca sıkmıştı. Arabaya bindiğimizde derince bir nefes aldım. Allah'ım hiç sevmemiştim bu ortamı. Neydi o öyle, herkes herkese alıcı gözüyle bakıyor! ''O kadar da korkulacak bir şey yokmuş değil mi?'' diye sorduğunda saçma bir şey sormuş gibi ona baktım. ''Herkes herkesle samimi bu ne biçim ortam ya,'' diye söylendim. Bir yandan da uzattığı peçeteyle yüzümü siliyordum. Sıkıntıdan terlemiştim. ''Alper yiyecek gibi baktı ama sana,'' diyerek beni kışkırttığında omuz silktim, ''Alper umurumda olacak son kişi,'' diye mırıldandım. Cevap vermedi.

''Bu gecenin en iyi holding sahibine soğuk bir kola ısmarlayayım mı?'' diye sordum gülerek. O da benim gibi gülüyordu. Keyfimiz yerindeydi şükürler olsun ki. ''Tabi, bu fırsat kaçmaz,'' Şoföre durmasını söyleyip arabadan indik. Küçük bir cafeyi gözümüze kestirip giriş yaptık. Böyle bizim mahalledeki küçük cafeler gibiydi. İçeriye girince kendimi iyi hissetmiştim.

''Sen çok değişik bir adamsın,'' diye mırıldandım. Dikkatle beni dinlemeye başladı. ''Yani ne bileyim ilk başlarda böyle sürekli kendini büyük gören bir adam gibiydin,'' Bir yandan göz teması kurmaktan çekiniyordum. ''Sana bir gıcık olmuştum var ya,'' diye söylendim. ''Şimdi beni yanında o kutlamaya götürdün. Sonuçta ben üniversite mezunu bile değilim, emin ol sen olmasaydın beni oraya asla almazlardı.''

''Ben sınıf ayrımı yapmayı sevmem. İlk başlarda Alper'in yanında olduğun için sana öyle davranıyordum. Alper'in dostu düşmanım felsefesinin içindeyim çünkü.''

Asıl sormam gereken soru geldi aklıma. Garsonun bırakıp gittiği kolayı elime aldım. ''Senin Alper'le konun ne? Yani neden düşmansın ona?'' Kaşlarını çatmıştı. Sanki anlatmakla anlatmamak arasında gidip geliyordu. Derin bir nefes aldı, ''Bizim ortak noktamız Sofya,'' diye mırıldandı. Sofya mı? O da kimdi? Dikkatle onu dinlemeye başladım. ''Dört yıl önce, yani daha yirmi beş yaşındayken bir kadınla birlikte oldum. Aslında aşık değildim o kadına, tanımıyordum bile onu. Bir barda karşılaşmıştık. Çok bitkin bir hali vardı, hatta yorulmuştu hayattan. Ama güzeldi de, Allah var şimdi,'' Elimdeki koladan bir yudum aldım. Oldukça merak ediyordum.

''Neyse işte bir ay kadar beraber takıldık, gezdik tozduk. Sonra Sofya'nın benden hamile olduğunu öğrendim. Ne kadar mutlu oldum anlatamam sana, bir çocuğum olacaktı. Ama Sofya bebeği istemedi, hatta öğrendikten sonra kayboldu ortadan. Aradım, çok aradım onu ama bulamadım. Kahrolmuştum.''Bakışlarını bir tarafa kilitlemişti. Bunları anlatmaya zorladığım için pişman oldum. Onu üzmüştüm.

''Tam ondan ümidimi kestiğim bir gün karşıma çıktı Sofya, hem de kucağına minik bir bebekle. Ona bakamayacağını, istemediğini söyledi. Evlenelim dedim, bırakıp gitme çocuğumuz annesiz büyümesin dedim. Ama dinlemedi. Bir adama aşık olduğunu söyledi ama adam onu sevmiyormuş. Hatta başından def etmiş. Daha fazla buralarda kalamayacağını söyleyip gitti. Ondan sonra da bir daha aramadım onu. Beni sevmeyen bir kadını aramak doğru değildi sonuçta.''

Bu konunun Alper'le olan bağlantısını hala anlamamıştım. Ama üzücü bir olaydı. Alper de beni hiç sevmemişti ve çok severken hiç sevilmemek nasıl bir duygu iyi biliyordum.

''Esra konuşmaya başlarken ilk anne dedi. İçin için onu annesiz büyüteceğim düşüncesi beni mutsuz ediyordu. Bu doğru değildi o annesiz büyümeyi hak etmiyordu. Ama annesi şerefsiz bir adamın aşkından dolayı bırakıp gitmişti işte. Sonra düşündükçe bu adamı bulma kararı aldım. Sofya'nın aşık olduğu adamı bulacaktım. Buldum da, Alper Arslan. Onun yüzünden benim çocuğum annesiz büyüyor, bunun intikamını alacağımdan ondan. Bunu ona ödeteceğim,'' Yumruğunu sıkmıştı. Öfkeden kıpkırmızı kesildiğini görünce, sıkıntıyla iç çektim. Bu dinlediklerim Alper'den biraz daha nefret etmeme sebep oluyordu. Küçücük bir bebek onun yüzünden annesiz büyüyordu şimdi.

''Sakin ol,'' diyerek yumruk yaptığı elini çözdüm. ''Ben onun bu kadar kalpsiz olabileceğini düşünmemiştim hiç,'' diye mırıldandım. ''Sana yardım edeceğim, yapabileceğim ne varsa yapacağım,'' dedim bir anda. ''Gidelim mi artık,'' diye sordu. Başımı salladım, ''Sen bilirsin,'' diye mırıldandım. Garsondan hesabı istediğinde kaşlarımı çattım, ''Hayır ben ısmarlıyordum,'' söylenmeme aldırmadan parayı verdi, ''Sen ısmarlamışsın sayıyorum,'' göz kırparak çıkışa doğru ilerledi.

Şoför arabayı evimin önünde durdurduğunda bakışlarımı Yağız'a çevirdim. ''Her şey için sağ ol,'' diye mırıldandım. Umursamazca başını salladı. Tam kapıdan çıkıyordum ki aklıma gelen düşünceyle duraksadım, ''He birde,'' diye mırıldandım. ''Bugün eski konuları aklına getirerek seni üzdüysem özür dilerim,'' Gülümsedi, ''Anlatmak iyi geldi.'' Tebessüm ettim, ''Anlatmak istersen hep dinlerim,'' diyerek arabadan indim. Ayaklarım zonkluyordu. Zar zor apartmana doğru yürümeye başladım. Ah Didem, alışkın mısın kızım sen topuklu giymeye?!

***

Merhaba Gençler!

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Bu arada hikaye finale doğru gitmekte. Yakında final yapacağım, bilginiz olsun.

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 49.1K 23
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
1.4M 106K 62
Okulun "playboyu" ve okulun tek kapalı kızı. Lise de başlayıp hayatlarının bir çok yerinde yollarının kesiştiği bu ikilinin yaşadığı maceraları ele...
116K 8.4K 87
Öğretmen ama AŞKA ÖĞRENCİ (Texting) • Anaokulu öğretmeni olan Beyza yoğun bir sene geçirdiği için yeni dönemde dinlenmek için görev değişikliği yapmı...
25.3M 902K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...