KANLI DİADEM

By atakanncoskunn

23.9K 9.3K 8.3K

Rüzgar soğuk ve sert esiyor. Sessizce bir kasırgaya dönüşeceğini fısıldıyor kulağıma. Warenya'yı yüzyıllardır... More

Ön söz
► 1.Bölüm "Biçare"
► 2.Bölüm "Kıvılcım aşkı "
DUYURU
► 3.Bölüm "Gizemli"
► 4.Bölüm "İktidarın Gölgesinde"
"KANLI DİADEM KÜNYE"
► 5.Bölüm "Aslanlar sofrasına davet"
► 6.Bölüm " İlk hançer "
► 7.Bölüm " Kırağı "
► 8.Bölüm "Hanedana gözdağı "
► 9.Bölüm "Beklenmeyen"
► 10.Bölüm "Karanlığın içinden "
► 11.Bölüm "Yaptıklarının bedeli "
► 12. Bölüm " Vicdanın senin kıblendir "
► 13.Bölüm "Sır"
► 14.Bölüm " Kör ve Sağır"
► 15.Bölüm "Rüzgarın ruhuna teslim"
► 16.Bölüm "Yıllar sonra"
► 17.Bölüm "Aslan pençesi "
► 18.Bölüm "Kıyametin elçisi "
► 19.Bölüm " Ölüme tek nefes kala"
► 20.Bölüm "Seher Vakti "
► 21.Bölüm "İstikbal uğruna "
► 22.Bölüm "Erkek gibi "
► 23.Bölüm "Kara gün "
► 24.Bölüm "Gizeme gebe "
► 25.Bölüm "İktidarın bedeli, hesaplaşma "
► 26.Bölüm "Yoktur olmaya bigünah "
► 27.Bölüm "Masumiyet "
► 29.Bölüm "Karındaş "
► 30.Bölüm "Yakamoz misali "
► 31. Bölüm "Merhamete tutsak "
DUYURU (YENİ KİTAP)
► 32. Bölüm "Zemheri "
► 33.Bölüm "Victoria'nın Kıyamı "
►34.Bölüm "İhtirasın Eşiği "
► 35.Bölüm "Matem Kızı "
► 36.Bölüm "Aşka Ağıt "
► 37. Bölüm "Güz bitti "

► 28.Bölüm "Ebediyeti aramak "

185 76 247
By atakanncoskunn


"Arzular ve hınçlar, aklın sesini duymazlar... "

"Her şey planladığımız gibi gelişiyor. " diyerek tebessüm etti Angel. Sol tarafında dikilen Elizabeth'in derin bakışlarını üzerine çektiğinde ise uzun siyah saçlarını attırdı arkasına kekelerken.

"Daha doğrusu senin planladığın gibi. "

"Ha şunu bileydin! " dercesine gülen Elizabeth ise "Lakin validemin bundan haberi olmaması lazım aksi takdirde bize yeniden cephe alır. " diyerek yaklaştı birkaç adım.

"Haklısın. " demek adına aralarken dudaklarını, kapının gıcırtısıyla dağıldı Angel'ın dikkati. Muhafızların arasından sıyrılıp odaya giren Victoria, ilk başta her ne kadar şaşırsa da defalarca mağlup ettiği kızı ve gelinini gördüğüne sevinmişti sanki.

"Siz... " diyerek adım adım ilerlerken kapının kapanırken çıkan tahtaların birbirine vurma sesi yankılandı birkaç saniye boyunca. 

"Zaferimizi kutlamaya geldik majesteleri. " diyerek samimiyetsizce selam veren Angel, içten içe beslediği kinini zar zor zincirlemiş, hapsetmişti kalbinin derinliklerine. "Siz olmasanız ne olurdu halimiz? "

"Sonunda Alexandra'dan kurtulduk. " diyerek Victoria'ya sokulmaya çalışan Elizabeth de adeta kaftanına sığamıyordu. Nefes alırken sanki yutkunamıyormuş gibi kasılıyordu gözleri. 

Başucunda dönen entrikalardan bihaber sanılan Victoria ise camın kenarına yerleştirilmiş koltuğa kuruldu en asil haliyle. İlk olarak gülümsedi ve zafer nidası atmamak için zor da olsa dizginleyebildiği duygularına teslim olmak istemiyormuşcasına Angel ve Elizabeth'e işaret etti. 

"Oturun şöyle. "

Sessizce Victoria'nın dediğini yapan Elizabeth sanki seziyordu bir şeylerin ters gittiğini. "Hata mı yaptım güvenmekle? " diye kendisini sorgulamaya başlarken Angel'ın anlamsızca neşe saçan bakışlarına maruz kalıyordu bir süre. 

"Angel. " dedi sonunda büyüyü bozarmışcasına Victoria. 

"Buyrun majesteleri. " diye ayaklanan kadın, yeniden selam durmuş, ellerini kenetlemişti. 

"Huzur haftası doluyor. " diyerek büzdüğü dudaklarını yeniden araladı Victoria. "Kaideler malum... "

"Ne demek oluyor bu!? " diyerek birden ayaklanan Elizabeth, validesine birkaç adım yaklaştı ellerini sıkarak. "Lakin böyle anlaşmamıştık. "

"Kes sesini! "

Artan ses tonları eşliğinde dikildi Victoria. "Ne yapacağımı sana soracak değilim. Yüzyıllardır bu böyledir, böyle olacak. Gideceksin Angel! "

Canı, aşkı, sevgisi gibi umudu da kursağında kalmıştı genç kadının. Derin bir "Oh! " çekemeden ardı ardına yediği kazıklarla sarsılan kalbi bunu daha ne kadar kaldırabilirdi?

 "Sürgüne falan gitmeyeceğim! " derken dolmaya başlayan gözleri hayal kırıklığına uğramışken "Buna siz karar veremezsiniz! " diye fırladı kelimeler teker teker ağzından.

"Sarayı ben yönetiyorum veririm elbet!

"Pişman olacaksınız majesteleri. " diyerek mırıldandı birden Elizabeth. Önüne düşen saçlarını kulağının arkasına kıstırdıktan sonra "Yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz! " diyerek haykırdı. "Hem de en ağır şekilde! "

**

"Ben gidersem Daniel'i yaşatmazlar. " diye bilinçsizce tekrarlara düşerek sayıklayan Angel, göğsüne kapadığı ellerini indirmiş, panikle dolanıyordu odanın içinde. 

"Bir şey söylesene! "

Aynanın karşısında kayıtsızca saçlarını tarayan Elizabeth ise öylece dalmış, Angel'ın kendisine karşı söylemlerine sessiz kalmayı tercih etmişti.

"Ne yapacağım ben? " derken karşılaştığı tavırla duraksadı Angel. 

Yavaşça arkasına dönen Elizabeth'in bakışlarından içi ürpermişti birden. "Gerçekten burada kalmak istiyor musun? " dedi.

"Nasıl sual bu? Evladımın geleceği için burada kalmam şart. Beni sürgüne gönderip kurtulacaklar benden! "

"Kalmak için her şeyi yapar mısın peki? "

Bu gizemli bakışların ardından gelecek planı oldukça merak ediyordu. Titreyen elleriyle saçlarını düzelttikten sonra Elizabeth'in kendisine sokulmasına karşı kayıtsız kaldı Angel. "Hem de her şeyi. "

"O zaman ilk olarak aşkından vazgeçeceksin. "

"Nasıl yani? "

"Şöyle... " derken nefesini yüzüne yüzüne vuruyordu Elizabeth. "Sarayda kalmanın tek şartı; hamile olman. "

"Lakin ben hamile değilim ki. " diyerek merakla beklediği planın tamamen hayal olduğu gerçeği yüzüne çarptığında boynunu büktü birden. "Zaten Ryan... " demeye kalmadan gözünden damlayan yaşlara engel olamazken işittikleriyle ne yapacağını bilemedi.

"Olmadığını ben de biliyorum. Lakin kalacaksın! "

"Sen ne diyorsun!? " diyerek donuk bakışlarıyla birkaç adım geriledi Angel. "Ne demek oluyor bu? "

"Akıllı davran Angel. Sarayda kalman şart. Bunun için de hamile olman gerek. Malum Ryan da öldüğüne göre güvenebileceğimiz birinden gebe kalman lazım. "

"Bunu nasıl düşünürsün!? Ona ihanet edebileceğimi nasıl aklından geçirirsin!? "

Omuzunda hissettiği eller bile Angel'ı sakinleştiremiyordu. Sinirleri bozulmuş kadın adeta kendinden geçmiş, ne dediğini bilmezken sayıklamaya çalışıyordu. "Bu, bu olamaz! "

"Evladın için olmak zorunda! "

Birden duraksadı Angel. "Daniel. " diye kekeleyerek. 

"Onun için...

Zihninde canlanan suretine bile kurban olacakken sürgüne gittiği gibi boğdurulacak oğluna nasıl veda edecekti? Hangi annenin isteği olurdu bu?

"Nasıl olacak peki? Kimle!? "

"Sonunda. " dercesine gülümseyen Elizabeth iyice sokuldu Angel'a. 

"Andrea'dan başkasına güvenemeyiz. "

**

 Victoria'nın emri üzerine kölelerin arasına karışan Mia, kızların dedikodusunu kulak takmadan siliyordu yerleri.

"Şuna bak! " dedi içlerinden biri gülerek. 

"Yakışır sana yerleri silmek. "

Elindeki bezi sulu halde olduğu gibi bırakan Mia, hafifçe kaldırdı başını. Yüzüne düşen kahverengi saçlarının arasından dik dik baktığı kız, hiçbir ayrıcalığı yokken koğuştaki koltuğa kurulmuş, laf ebeliği yapıyordu.

"Sabır. " diyerek eğdiği başıyla kirpiklerine sıkışan perçemini ayırdı ve silmeye devam etti. O sırada ayaklanan kız ise elindeki kuruyemiş dolu kaseyle önünden salına salına yürürken birden bir patırtı koptu.

"Çeksene şunu şuradan! " diyerek kenarda bıraktığı kovayı işaret eden kızın elindeki tabağın yere salınışını izledi birkaç saniye.

"Sen ne yapıyorsun!? " diyerek elindeki bezi yere vurarak ayaklanan Mia'ya inat arkasını dönüp koltuğuna yeniden kurulan genç kız, yanındaki arkadaşlarıyla gülerek konuşmaya devam ediyordu.

"Bu muymuş kraliçemizin özel getirttiği hatun? "

"Nasıl hatun bu böyle? Sözde özel getirtildi lakin bak şuna; yerleri temizliyor. "

Kopan kahkahalar kulağında çınlanırken elindeki bezi bir kez daha kenara fırlatsa da kızların kendisini görmediğini fark etmemişti Mia.

"Kraliçemiz Victoria öyle herkese itimat etmez de ondan. "

"Anca bizim bastığımız yerleri temizler bu. Dahasını rüyasında görür. "

"Kapa çeneni dedim sana! " diyerek parmağını kaldırarak bağırdı Mia. Kalkan kaşının ciddiyetini daha kavrayamamış kızın da aynı şekilde ayağa kalkıp onun taklidini yapmasıyla iç geçirdi birden. "Bunu sen istedin! "

Arkası dönük kızın yaptığı taklitle bir kez daha kopan çaylak kız kahkahaları koğuşun soğuk koridorlarında yankılanırken bir süre sonra sadece kendisinin anlamsızca güldüğünü fark etti genç kız. Üzerinden ayrılan bakışlar yavaşça arkasına düşerken "Neler oluyor? " diyerek mırıldandı ve arkasına dönmesiyle Mia'nın cevabıyla yüzleşti.

"Haddini bilmeyen kızlardan pek hoşlanmam lakin sen bir ilksin. " dedi ilk olarak. Karşısındaki kız tam cevap verecekken yeniden araya girip "Üzerindeki kaftan ne kadar da hoş lakin seni biraz kilolu göstermiş. Bana daha çok yakışacağından eminim. Ver de bir deneyeyim. " dedi ve gülümsedi yüzsüzce.

Aynı şekilde gülümseyen genç kız da kendisini baştan aşağı süzdü ve kollarındaki tül işlemelerini çekiştirerek "Bu pahalı elbise senin gibi kölelere oturmaz. Her halükarda bana daha çok yakışıyor. " dedi.

"Lakin küçük bir dokunuşa ihtiyacı var. " dedikten sonra "Nedir? " dercesine bakan genç kızın saçlarını bu sefer de Mia süzdükten sonra gözlerini arkasındaki çaylakların üzerine dikti ve bir süre bakmakla yetindi. 

Alaycı bakışlarla göz göze geldikten sonra ne olduğunu anlamaya çalışan genç kız arkadaşlarına bakmak adına başını arkaya çevirdi ve en yakın arkadaşının dudağını okuyarak gülümsedi.

"Ne yapıyor bu? "

Sessiz gülüşünün yerini kısık sesli kahkahalar alırken önüne dönen genç kız sözlerine devam etmeyi dilerdi en içten dilekleriyle. "Lakin dediğim gibi bana daha iyi oturuyor... "

Tamamlayamadığı sözlerinin yanında son anda kapatabildiği gözlerini koruyabilmişti sabunlu sudan. 

Elindeki kovayı olduğu gibi kızın suratına boşaltan Mia, gülümsedi ve ayaklanan çaylak arkadaşlarına bakış atarak ekledi. "Böyle daha güzel oturdu sanki ha? "

Olduğu yerde öylece kalakalan arkadaşları tek kelime dahi edemezken sabuna bulanmış genç kız Mia'ya iyice sokuldu.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun! " derken attığı tokatla savruldu Mia'nın saçları.

Ellerini yanağına kapayan Mia, başını kaldırdı ve o da attığı tokat üzerine etrafına doluşan kızların ortasında kaldı.

"Gebertin şunu! " diyerek bağıran kızların ortasında kalan Mia, vücuduna aldığı darbelere karşı direnmeye çalışırken işitilen sesle herkes hizaya geçti ve selam durdu.

"Ne yapıyorsunuz siz had bilmezler! "

Elindeki sopayı taş zemine bir yandan vururken bağırmaya devam eden Agnes, bütün kızların karşısına dikildi ve bağırmaya devam etti.

"Bu ne biçim terbiyesizlik böyle!? Yukarıda kraliçemiz Victoria sizi izlerken sizin haddinize midir? "

Duyduklarıyla daha da korkan kızlar birkaç adım gerilemiş ve içlerinden az bir şey cesareti olanlar başını kaldırdığında örme camın arkasında dikilen Victoria'nın gölgesini fark edebilmişti.

"Affedin majesteleri! " diyerek yeniden başlarını eğerken bir ağızdan söylenen kızlar Agnes'in yeniden bastonunu yere vurmasıyla sustular. 

"Mia! " dedi bir hışımla arkasına dönen Agnes. 

Bütün gözler üzerindeyken ürkekçe etrafına bakınan Mia, kızları görmezden gelerek sadece Agnes'e odaklandı ve "İnanın benim bir suçum günahım yok! İlk onlar başlattı. " dedi.

İstifini hiç bozmayan Agnes, bir yandan Victoria'yı yoklarken elinin havaya kalktığını fark edince diğer kızlara döndü ve "Hepiniz cezalısınız! Bu gece bütün koğuşu temizleyeceksiniz, hepiniz! " diye bağırdıktan sonra üzerindeki sabunların kurumaya yüz tuttuğu kıza da dönerek "Özellikle sen tuvaletleri temizleyeceksin! " dedi ve hafiften gülümsedi.

"Ama... " diye itiraz edecek olan kız Victoria'nın kendilerini hala izlediği fark ettiğinde sustu ve selam durdu yeniden.

"Ve sen... " diyerek Mia'ya döndü Agnes. Belli etmeden arkadaki kızlara baktıktan sonra gözlerini yeniden Mia'nın üzerine dikti ve derin bir nefes alarak 

"Hazırlan. Bu gece kralımızın yanına gidiyorsun. " dedi ve gülümsedi.

"Kendileri seni bekliyor... "

Continue Reading

You'll Also Like

8.7K 873 28
Seyit, kız kardeşini zorla evlendirmek isteyen güçlü Tosun Paşa'ya karşı mücadele ederken, Paşa'nın ona olan gizli ilgisiyle yüzleşir. İlk başta nefr...
291K 38.5K 50
Geçmiş hayatınızı yaşama şansınız olsaydı ne yapardınız? On yıllık ilişkisi büyük bir ihanet ile son bulduğunda Eda artık bir gerçeği kabul etmek zor...
FATİH'İN MÜNECCİMİ By Su

Historical Fiction

23K 1.5K 21
Biraz daha yaşasaydı Hazreti Fatih Ne Venedik kalacaktı, ne Floransa... Ya sonra ? Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrin...
Bir Erik Meselesi By Manjima

Historical Fiction

21.1K 1.4K 17
"Bey bir şey demeyecek misin, Ne oldu, Ne kararı alındı?" Dedemin bakışları ben dışında tüm aile üyelerinde gezindi. Baktığı herkes yerinde kıpırdanı...