► 29.Bölüm "Karındaş "

171 69 36
                                    

Güneş yavaştan Warenya'nın sisli gökyüzüne veda ederken hafiften esen rüzgar, camın önündeki perdenin dalgalanmasına sebebiyet veriyordu. Ortamı süsleyen loş ışığın kaynağını aldığı mum, camın yakınında olduğundan her bir esintide sönecek gibiydi.

"Elizabeth? " dedi kuşkulu bir tavırla Andrea.

Davet edildiği üzere geldiği odada karşılaştığı ortam ürkütmüştü biraz içini. Adımlarını atarken bastığı yeri dikkatle izliyor, gözleri Elizabeth'i arıyordu.

"Elizabeth? "

Birkaç adım daha attıktan sonra şömineden gelen ısının yerini yüzünü okşayan rüzgar almıştı. Teras kapısının açılmasıyla içini ürperten soğuğa teslim olmuştu ki loş ortamda zor da olsa fark edebildiği bir kadın içeri giriyordu.

"Andrea. " der gibi olduğundan tüm dikkatini oraya verse de aslında hiçbir şey demiyordu kadın. Uzun kahverengi saçları kıvrım kıvrım beline kadar uzanırken yüzünün bir kısmını kapatan maske eşliğinde odaya giren Elizabeth'i tanımakta zorluk çekmemek içten bile değildi.

Ahenkli bir şekilde terasın kapısını kapatan Elizabeth, parmak uçlarına basa basa ilerlerken istemsizce gerileyen Andrea ise sonunda masanın köşesine çarpmıştı belini. Düşmemek için elini ani bir tavırla masaya dayayan genç adam yavaş yavaş gerilmeye başlamış, aylardır göremediği sevgilisini gördüğü için heyecanlanmıştı.

"Özledin mi beni? " diye mırıldandı ilk olarak Elizabeth. Kıvrak hareketlerle Andrea'nın omzuna koyduğu elini yavaşça indiriyordu ki beklenmedik bir hareketle şaşırdı.

"Çek elini! "

Bu tepkiyi hiç beklemiyordu. Her zamanki gibi onu etkileyip istediğini yaptırma gayesi şimdi yerle bir olmuştu. 

Ne diyeceğini bilemediğinden birkaç adım geriledi ve sessizce, derin derin bakmaya devam etti. Her ne kadar tepki verse de üzerine gittiğinde teslim olacağının farkındaydı aslında her ikisi de.

"Ne demek oluyor bu? " diye mırıldanırken araya girdi Andrea.

"Beni kullanıyorsun Elizabeth! "

"Öfkelenirmiş de... " diye düşündüğünden yüzünde oluşan tebessüme engel olmaya çalışırken yüz hatları daha da gerildiği için daha bir çekici gözüküyordu Elizabeth.

"Artık beni sevmiyorsun yani? "

Yeniden özüne dönen kadın biraz daha sokulmak için yer arıyor, yavaşça kaldırdığı elini Andrea'nın sırtında gezdiriyordu "Üzücü... " diyerek.

"Oysa ki ben sana sırılsıklam aşıkken sen neler düşünüyormuşsun... "

"Söyleme öyle. " diye dayanamayarak zayıflığını belli etmişti Andrea yeniden. "Daha fazla yaklaşma. "

Andrea'nın söyleminin tam tersine nefesini yüzüne vura vura konuşan Elizabeth ise daha da yakınlaşmış, kırmızı dudaklarını aralamıştı. 

"Demek bana aşık değildin... "

Sonunda dayanamayan Andrea, sırtında dolaşan elleri bir hışımla kavramış ve sertçe kendisine çekmişti. Anlık tavrı yüzünden göğüs göğüse verdiği Elizabeth'in elini hala bırakmazken derin derin gözlerine bakıyor ve dişlerini sıkarak konuşmaya çalışıyordu.

"Ben sana hala aşığım! "

Avucunun içinde küçücük kalan elleri bırakmadan kalbine dayayan genç adam "Dinle. " diye fısıldadı Elizabeth'in kulağına eğilerek. "Bu kalp senin için atıyor. "

KANLI DİADEMWo Geschichten leben. Entdecke jetzt