► 21.Bölüm "İstikbal uğruna "

320 148 371
                                    


"Hükümdar, halkının dirliği ve sadakati söz konusu olduğunda zalimlikle suçlanmaktan hiç korkmamalıdır. Çünkü ibret verici bir cezayı tercih edenler aşırı merhametleriyle cinayetlerin ve yağmaların izleyeceği kargaşaların çıkmasına olanak tanıyanlardan daha merhametlidir. Zira o kargaşalar bütün halka zarar getirir. Oysa hükümdardan gelen icraat tek bir kişiye zarar verir... "

-6 Gün Sonra-

Kışın ten yakan soğukları kapıya dayanmışken sarayın ısınmaya başlayan yüreği camların buğulanmasına neden oluyordu. Herkesin içini ısıtan şöminelerdeki alev ise cariyelerin kulağında kol gezen ölümün habericisi Azrail gibi yapışmıştı Alexandra'nın kapısına. Gelenekten bihaber bu genç kadın neler olacağını tahmin bile edemezken hamileliğinin son demlerinde odasından çıkamaz olmuştu.

Dalgınlığında boğulurken teker teker düşen kar tanelerine kapılmıştı adeta. Sarayın iç bölümüne bakan odasının camına adeta tünemişken ahşap camın kenarlarından sızan soğukla titremeye başlamıştı içi.

"Alexandra! " dedi Lexi büyüyü bozarcasına. "Dediğini yaptım. "

Kapının kenarında selam durmuş arkadaşından umduğunu duymak istercesine ayaklandı Alex. "Neymiş şu bahsi geçmek bilmeyen kadim gelenek? "

Yavaşça boğazını temizleyen Lexi, attığı birkaç adımla odanın ortasına geldi ve buz gibi olmuş suratla "Nizam sağlanması için hükümdar tahta çıktığında diğer bütün adayları öldürür ve ailelerini de sürgüne gönderirmiş. " dedi.

"Ne yani şimdi biz de mi sürgüne gideceğiz? "

"Keşke öyle olsa... " diye mırıldandı genç kız. "Keşke öyle olsa Alex. Eğer doğurmuş olsaydın sürgüne giderdin lakin durum çok farklı. "

"Ne demek farklı? " derken yüzüne vuran endişesiyle birden kaşlarını çatmıştı Alexandra.

"Bebek doğduğu anda onu senden ayıracaklar Alex. Hanedana kin beslemesin diye ya soylu bir aileye evlatlık verilecek ya da... "

"Öldürecekler değil mi!? " derken olduğu yerde duraksayan genç kadın, yavaştan kasılmaya başlayan çenesine süzülen birkaç damla göz yaşıyla kıpırdanmaya başlamıştı. 

"Buna asla izin vermeyeceğim! "

**

Beline giren sancılar eşliğinde çıktığı koridorda taş duvarlara tutuna tutuna ilerlemeye başlamıştı. Kendisini yoklayan hafif sancılara hiç kulak asmazken birden kral odasında bulmuştu kendisini. "Açın kapıyı! " diye seslendiği muhafızlar Ryan'a malumat vermeleri gerektiğini vurgulayınca da "İzin alacak değilim! " diyerek asabiyetini gözler önüne serdi Alex.

"Neler oluyor!? " dercesine oturduğu çalışma masasından kalkan Ryan ise gözlerini Alexandra'nın üzerine dikmiş, tüm dikkat onu dinliyordu.

"Çekilebilirsiniz! " diye seslendiği cariyeler Ryan'a attıkları bakış karşısında aldıkları onayla odayı terk ederken kendisine gösterilen rahat koltuğa oturmayı reddeden Alexandra, tam karşısına dikilmişti kralın. 

"İstemez! " diye başladığı sözlerine "Yarın geceyi bekliyorsun değil mi? " diyerek devam etti. "Yarın hepimizi sürgün edeceksin lakin benim bebeğime el koyacaksın ha!? Ölürüm de vermem sana evladımı! Gerekirse canımı veririm lakin onu benim kollarımdan ayıramazsın! "

"Senin fikrini soran yok köylü kızı! "

Arkasından işittiği bu sözle, kızgın gözlerini devirerek arkasına dönünce Angel'la karşılaştı bir anda. Kızıl kaftanıyla zamanında kendisine verilmek istenilen manayı şimdi gücü ele geçirince Alexandra'ya vermek istiyordu kendince. Aldığı derin bir nefesle odaya girdi ve 

KANLI DİADEMWhere stories live. Discover now