► 24.Bölüm "Gizeme gebe "

303 99 601
                                    

"Zaman daralıyor validem. " dedi titrek bir sesle Zach. Victoria'nın ihtişamına yakışır biçimde kurulmuş devasa çadırının örme camındaki halatları yavaşça bıraktı ve "Umarım bir aksilik çıkmaz. " diye ekledi.

Kahverengi gözlerini hafifçe kısan Victoria ise birkaç adım yaklaştı veliahtına. "Arkanda ben olduğum müddetçe yüreğini rahat tut. "

Eliyle işaret etmesiyle birlikte çadırın girişinde bekleyen kızların arasından sıyrılan Mia, adım adım ilerlemeye başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışan Zach ise sessizce genç kıza bakıyordu.

Elindeki kaftanı yavaşça Zach'in omzuna yerleştirirken Victoria'nın söylemlerini hatırlıyor, oldukça ağır ve narin hareket ederek nefesini genç adamın ensesine veriyordu adeta.

"Sıkıcı. " diye iç geçirirken odaklandığı tek şey ablasıydı. Onu bulmak için Victoria'nın emrivakilerine katlanmak zorunda olduğunu adı gibi bildiğinden kaftanın düğmelerini iliklerken gözlerini Zach'den kaçırmayı da ihmal etmemişti.

Sessizce kendisini cariyeye teslim eden Zach ise sonunda iki yana kaldırdığı kollarını indirmiş, yüzünde beliren yersiz tebessüm eşliğinde bakmıştı Mia'ya. Onun bu çekingen tavırlarından etkilenmeye başlasa da Alexandra'nın suretini anımsayınca başını çevirdi hemen. 

"Geliyorum sevgilim. " diye iç geçirirken şişen göğüs kafesine sığamayan kalbi, onu her düşündüğünde çıldırmışcasına eğleniyordu sanki.

**

"Bayıldı. " diyordu baş ucundaki cariye telaşlı bir şekilde.

"Hemen yatırın şuraya! "

Tahta sedirin üzerine yatırılan Angel, yavaşça araladığı solgun gözlerini bir noktaya tutsak etmişti adeta. Ebe kadının, tenine değen soğuk elleriyle birden kapadığı gözlerinin önüne gelen acı ve kedere boğuluyordu sanki yüreği, küçük bir çocuk gibi.

Titremeye başlarken hafifçe sarsılıyor, daha da kendisini sıkarken kirpiklerinden kurtulan göz yaşları yanağını sıyırıp birer birer süzülüyordu.

"Bitmeyecek mi? " diye tartışıyordu iç sesiyle. "Kan, keder, yas bitmeyecek mi? "

İktidar hırsının kölesi olmuş bu kadın şimdi de en ağır bedelini ödemekle meşguldü. Belki de yeni bir can deva olacaktı derin yaralarına. 

Sanki Ryan'ın nefesi yüzünü okşuyormuşcasına gelen hisle birkaç saniye huzura erse de hayatta kalan tek varlığı Daniel'in yokluğu yeniden kedere gömüyordu onu.

"Bitti. " dedi yavaşça ayaklanan ebe kadın.

Hemen araladığı gözleriyle ebe kadını süzen Angel ise ağır ağır doğruldu. Elini yıkayan kadın, cariyelerin uzattığı havluyla ellerini kuruladıktan sonra Angel'ın yüzüne bakmaya cesaret edemiyordu, belki de korkuyordu.

"Söylesene kadın. " dedi meraklı şekilde yaklaşmaya başlayan Angel. "Gebe miyim? "

Orta yaşlı kadın gözlerini zeminden ayıramıyor, sıkıla sıkıla aralıyordu dudaklarını. 

"Üzgünüm sultanım. Gebe değilsiniz. "

Duyduklarına kayıtsız kalan Angel, birkaç adım geriledi ve kapıdaki cariyelere utanırcasına baktıktan sonra gözyaşlarını sildi hemen.

Tam o sırada kapıdan giren Emma ise delici bakışlarıyla tam karşısındaki koltuğa oturdu ahkam kesercesine.

"Durum nedir? " dedi hafifçe gülümseyerek. Angel'ın yüzünden ne olduğu apaçık belli olsa da bunu yapmak kibrini okşuyordu. Düşmanlarının hakkından gelmek, yıllar evvel sonu gelmemiş satırları tamamlayıp tozlu defterleri ait olduğu raflara kaldırmak ve en önemlisi intikamını birer birer almak okşuyordu onu. İşte, yüzündeki tebessümün nedeni bunlardan ibaretti.

KANLI DİADEMWhere stories live. Discover now